Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ingilizce güzel sözler

Resim
Everything is possible. The imposibble just takes longer. (Herşey mümkündür. İmkansız olan sadece zaman alır.) Dan Brown Happiness is like a butterfly. The more you chase it, the more it eludes you. But if you turn your attention to other things, It comes and sits softly on your shoulder.“ (Mutluluk kelebek gibidir. Siz onu kovaladıkça o sizden kaçar. Ama dikkatinizi başka şeylere çevirirseniz, o gelir ve usulca omzunuza konar.) Henry David Thoreau Formula for success… under promise and over deliver… (Başarının formülü: sözünün altında, teslimiyetin üstünde ol.) Math Rule: If it seems easy, you’re doing it wrong. (En iyi matematik durumu, Matematik Kuralı: Eğer kolay görünüyorsa, yanlış yapıyorsun.) They say we learn from our mistakes : so I am making as many as possible!! I will be genius, soon! (Hatalarımızdan öğrendiğimizi söylerler. Mümkün olduğunca hata yapıyorum!! İleride dahi olacağım.) Battery about die (Şarjım bitmek üzere.) Too busy to update a status...

Yabancı Dil Üzerine

Resim
öğrendikçe ufku katlayan bir şey varsa o da yabancı dildir. seyahatlerinizinden tutun da izlediğiniz filmlere, dinlediğiniz müziklere kadar çok şeyi değiştirir. mesleki konumunuzu, sosyal ilişkilerinizi de doğrudan olumlu etkiler. ben bundan daha baba bir ufuk katlayıcı bilmiyorum.  ingilizce, italyanca, fransızca, rusça, çince ve arapça bilen adamın bileği bükülmez, sırtı yere gelmez. ülkemizde ekstrem bir yetenek gibi görülse de küçük yaşta alınacak eğitim ve edinilecek alışkanlıklar sayesinde imkansız değil. bu konuda ailelere iş düşüyor fakat eğitim sistemimizin de bunu beslemesi lazım. petek dinçöz ingilizcesiyle foolish casanova dinleyen nesilden geçti bu, bari yeni kuşakların elinden tutalım.

Ekmek Bulamıyorlarsa Pasta Yesinler

Resim
1789 yılı ekim ayında fakir kadınlar, hükümetin değişmesini istediklerini kral'a duyurmak için versailles sarayı önünde yürüyüş yapıyorlardı. söylentiye göre, kadınların ne istediğini yanındakilere soran kraliçe marie antoinette'e "ekmek istiyorlar" dendi ve o da "ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" anlamında bir şey söyledi. senmisin bu lafı eden, bir zaman sonra ekmek-pasta ikilemi kraliçenin boynunda giyotin bıçağı olarak tecelli edecekti. ama gerçek böyle değildi... suçlu aslında devrim'in fikir babalarından olan j. j. rousseau'idi, "itiraflar" adlı kitabında, bir olayı anektod olarak yazmıştı. adı bilinmeyen bir prenses oyun oynarken, hizmetçilerin ekmeğinin bittiğinin konuşulduğunu duymuş ve lafa karışarak "qu'ils mangent de la brioche" demişti; işte uğursuz sözcük buydu ve belalı sözcük; "brioche"du; sözcük iyi kalitede bir ekmek türünün adıydı ve o prenses'in gördüğü, bildiği tek ekmek türü buydu ya...

Motorsiklet kullanıcılarının hayat tarzlarını yansıttıkları sözler

Resim
"amaç bir yere ulaşmak değil yolda olmaktır" dört teker bedenimi, iki teker ruhumu taşır. "kontağı kapattığında sıradan hayat başlar" evrim her zaman dört ayaktan iki ayağa doğru olmuştur. mıcır küçüktür ama mide bulandırır. "altındaki motor ne olursa olsun seneye daha iyisini alma planı yaparsın" atasözü olmamakla birlikte motorcuların en sıklıkla ettiği laf: kaskınız takılı farlarınız açık olsun "yeterince kanatlanmadan, uçmaya kalkma" yaşlanınca motor sürmeyi bırakmazsın, motor sürmeyi bırakırsan yaşlanırsın. KAPORTA SENSİN!

YDS için küçük notlar

Make out: anlamak, çözmek. I could not make out what she said. take up: girişmek Let's take up where we left of find out: keşfetmek put down: aşağılamak put down their knowledge of literature leave out:ihmal etmek play down: küçümsemek call for: istemek, gerektirmek bring about: neden olmak, beraberinde getirmek give in: pes etmek, kabullenmek care for: bakmak,ilgilenmek cope with: başa çıkmak wipe up: silip, temizlemek drop out: ayrılmak, bırakmak takes after: benzemek get away with it: bir şeyden ceza almadan kurtulmak abolish: kaldırmak iptal etmek advocate:savunmak affirm:onaylamak assail: saldırmak, tecavüz etmek assassinate: adam,öldürmek avail: işe yaramak bail: emanet etmek blaze: alevlendirmek, işaret etmek cite: çağırmak , davet etmek compel: zorlamak complicate: karıştırmak , zorlamak comply: uymak , itaat etmek concede: teslim, etmek concur: uyuşmak consign: göndermek, vermek contribute: bağışlamak, katkıda bulunmak conve...

İngilizce öğrenmek için ipuçları !

Resim
* İPUCU 1 * The Problem: Bottom ve Summit'in karıştırılması.. The Tip: Bottom => Anlamı: alt, aşağı Summit => Anlamı : üst, yukarı Bu iki kelime çokça karıştırılır. Çözümüm şu:Summit "S" harfiyle başlar ve alfabede "B" harfinden daha üsttedir. Böylece Summit'in üst olduğunu anlarız. * İPUCU 2 * The Problem: Lend ve Borrow'un karıştırılması.. The Tip: Bildiğiniz gibi bu iki fiil cümle içinde kullanıldığında, özellikle de konuşma esnasında karıştırılır. Çözümüm şu: **Lend (Okunuşu lEnd) :ödünç vErmEk (Türkçesinde E harfi var) **Borrow (okunuşu bArrow) :ödünç AlmAk (Türkçesinde A harfi var) * İPUCU 3 * The Problem: Making sure you are using the right article. The Tip: put: "that" instead of "the" as in ; give me the book=give me that book"any" instead of "a/an" as in; give me a book =give me any bookof course here "any" is used for its turkish equivalent "herhangi bir" * İPUCU ...