Bazı toplumları anlamak kolay değil. Bir bakıyorsunuz tarih boyunca "Ulusal İmaj"larını öylesine ustaca ve mükemmel biçimde oluşturuyorlar ki, "Uygarlık" denilince aklınıza önce onlar geliyor. Ama birden bunların içinden birileri çıkıp, bir davranışla o imajı yıkıveriyor.
Mesela Avusturya'yı ele alalım. Tarihin belki de en büyük bestecisi Wolfgang Amadeus Mozart'ı (1756-1791) "Avusturyalı" diye biliriz.
Buna karşı belki de tarihin en lanetlenmiş politikacısı Adolf Hitler de (1889-1945) "Alman"dır dünya insanlarının gözünde.
Oysa Mozart Alman, Hitler ise Avusturyalı'dır.
Mozart'ın doğduğu kent olan Salzsburg, onun ölümünden 12 yıl sonra, 1803'te Avusturya tarafından ilhak edilmiştir.
Hitler ise bir Avusturya kasabası olan Brunau'da doğmuş, Viyana'da okumuş, yaşamış, 1'inci Dünya Savaşı'nda Alman ordusuna gönüllü yazılarak bu ülke vatandaşlığına 25 yaşındayken adımını atmıştır. Görüyor musunuz "İmaj" denilen olgunun arka yüzünü? Bu imaja göre Mozart Avusturyalı, Hitler ise Alman'dır.
Bu "İmaj" meselesinde tarihi birikimini çok kolay harcayabilen toplumlardan biri de İtalyan'lar değil midir? Rönesans'ın, operanın, modanın, sanatın beşiği İtalya'nın, 20'nci yüzyılın ilk yarısının büyük bölümünü Mussolini'ye ve faşizme adamış olması, buna bir örnek.
Ya şimdi İtalyan Hükümeti üyesi Calderoli'nin, Hz. Muhammed'i hedef alan ve dünyayı birbirine katan karikatürlerin bulunduğu tshirt'ü giymesine ne demeliyiz? Bu davranış siyasi aklı mı, İtalyan imajını mı temsil ediyor? Bu akılsız adamın daha önce de Papa'ya "Yeni bir Haçlı Seferi başlat" çağrısında bulunduğunu biliyoruz.
Biraz dünyayı gözleyebilse bu ulusal imajlarını akılsız davranışlarıyla yıkan adamlar..
Şu anda bilim, teknoloji, tıp ve her alanda ne varsa, ana kaynağı Amerika'dır. Ama dünya Amerika'yı uzay çalışmaları, kansere karşı bulunan ilaçlarla, internetle değil, Iraklı mahkumlara yapılan işkencelerle hatırlıyor.
"İyi imaj" çok zor elde edilir. Onu yıkmak ise bazen sadece bir söze, bir davranışa bağlıdır.
Mesela Avusturya'yı ele alalım. Tarihin belki de en büyük bestecisi Wolfgang Amadeus Mozart'ı (1756-1791) "Avusturyalı" diye biliriz.
Buna karşı belki de tarihin en lanetlenmiş politikacısı Adolf Hitler de (1889-1945) "Alman"dır dünya insanlarının gözünde.
Oysa Mozart Alman, Hitler ise Avusturyalı'dır.
Mozart'ın doğduğu kent olan Salzsburg, onun ölümünden 12 yıl sonra, 1803'te Avusturya tarafından ilhak edilmiştir.
Hitler ise bir Avusturya kasabası olan Brunau'da doğmuş, Viyana'da okumuş, yaşamış, 1'inci Dünya Savaşı'nda Alman ordusuna gönüllü yazılarak bu ülke vatandaşlığına 25 yaşındayken adımını atmıştır. Görüyor musunuz "İmaj" denilen olgunun arka yüzünü? Bu imaja göre Mozart Avusturyalı, Hitler ise Alman'dır.
Bu "İmaj" meselesinde tarihi birikimini çok kolay harcayabilen toplumlardan biri de İtalyan'lar değil midir? Rönesans'ın, operanın, modanın, sanatın beşiği İtalya'nın, 20'nci yüzyılın ilk yarısının büyük bölümünü Mussolini'ye ve faşizme adamış olması, buna bir örnek.
Ya şimdi İtalyan Hükümeti üyesi Calderoli'nin, Hz. Muhammed'i hedef alan ve dünyayı birbirine katan karikatürlerin bulunduğu tshirt'ü giymesine ne demeliyiz? Bu davranış siyasi aklı mı, İtalyan imajını mı temsil ediyor? Bu akılsız adamın daha önce de Papa'ya "Yeni bir Haçlı Seferi başlat" çağrısında bulunduğunu biliyoruz.
Biraz dünyayı gözleyebilse bu ulusal imajlarını akılsız davranışlarıyla yıkan adamlar..
Şu anda bilim, teknoloji, tıp ve her alanda ne varsa, ana kaynağı Amerika'dır. Ama dünya Amerika'yı uzay çalışmaları, kansere karşı bulunan ilaçlarla, internetle değil, Iraklı mahkumlara yapılan işkencelerle hatırlıyor.
"İyi imaj" çok zor elde edilir. Onu yıkmak ise bazen sadece bir söze, bir davranışa bağlıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder