deneme 205



1) Deli Petro'ya sadece Türkler deli der. Yurt dışında Büyük Petro diye anılır. Peki biz neden Deli diyoruz da millet Büyük diyor? Düşündünüz mü? Çünkü Petro Rusya da büyük reformlar yaptı.+++👇
2) Rus ordusunu batılılaştırdı.
Batılı tıp akedemisi kurdu.
İlk batı tekniği ile gemi yapan tersaneyi kurdu.
Rusya da idari reformlar yaparak yeni yönetim birimleri kurdu.
Toprak sistemini değiştirdi köylüler toprak sahibi olmaya başladı.+++👇
3)Kilisenin üzerinde egemenlik kurdu ve gelirlerini hazineye devrettirdi.
Rusya bilimler akademisini kurdu.
Ceket pantolon giymeyi zorunlu hale getirdi.
Sakal bırakmayı yasakladı. (sonra tepki olduğunca sakal bırakanların sakal vergisi ödemesi kanunu çıkardı.)+++👇
4) Biz bu yapılanları o dönem anlamadığımız için ona Deli lakabını taktık.
Bunlar bir yerden tanıdık geliyor mu?
"Gavur Padişah" lakabı takılan Sultan 2. Mahmut gibi?
Sultan 2. Mahmut tarafından getirilen Amerikalı mühendislerin yetiştirdiği Gemi Mimarı Mehmet Kalfa ve Gemi Mühendisi Mehmet efendi tarafından planlanıp yapılmış %100 Türk üretimi olan savaş gemisi Mahmudiye. 128 topla dünyada tamamlanmış birkaç birinci sınıf ağır zırhlıdan biri.

hoştur da yeniçeri ocağını kaldırarak imparatorluğun köküne dinamiti yerlestirmistir. ocağın kaldırılmasından 2 sene sonra yunanistan bağımsızlığını kazanmış, kendi valisi kutahyaya kadar gelmiş, kavalalidan kurtulmak için ruslardan yardım istenilmiş 12bin rus askeri istanbula girmiş bla bla dünya kadar şey sayılır. yeniçeri ocağını istanbul da kumelenmis mutsuz askerler olarak düşünmeyin imparatorluğun her yerinde yeniçeriler mevcut. bosnada sırbistan'da yemende misirda her yerde ve bunlar devletin bir güvencesi. ayrıca yeniçeriler yerli sernayeyi oluşturan köşe başlarını da tuttukları için yabancı sermaye yani sömüren düzenin osmanliya sızması nın da önünde bir engelli. dönemin ingiliz raporlarinda bile vardır bu tespit. tabi mahmut açısından yeniçeriler bir hizip,iktidarına ortak koşan bir güç. neyse bu konu çok uzun.

suud arabı asan kellesini denize attıran osmanlının yenilikçi padişahı

Alkol asla yapmayacağın şeyi değil, meyil edip baskıladığın şeyi ortaya çıkaran bir turnusol kâğıdıdır. Dolayısıyla ortada "kendini kaybetmişlik" değil, "kendini göstermişlik" var.

Refik Halit Karay'ın Mustafa Kemal Önderliğindeki Ankara Hükümetine Düşman Olması 
  
Ankara Hükümeti henüz meşrulaşmamışken, bunu İttihatçıların nafile bir girişimi olarak gören insanlar da vardı. Türk edebiyatının önemli isimlerinden Refik Halit Karay da ilginç şekilde bunlardan biri.

refik halit karay... rahmetli farkında olmadan türk harp tarihini değiştirmiştir
mustafa kemal'in istanbul hükümeti ile meşhur telgraflaşmaları vardır. istanbul hükümeti ile mustafa kemal devamlı birbilerine ince ince laf ebeliği yapar. gel gör ki, mustafa kemal'in istanbul hükümeti ile konuşuyorum diye günlerce konuştuğu kişi o zamanın posta ve telgraf bakanı refik halid bey'den başkası değildir. mustafa kemal paşa, bu stalklaşmanın sonunda istifa karar almıştır. yanisi, refik halid bey farkında olmadan mustafa kemal'in şahsında milli mücadeleye sivil bir meşruiyet kazandırmıştır.



eyvallahsız bir ankara hükümeti düşmanıdır
milli mücadelenin en çetin günlerinde "patlıcan meselesi" diye bir yazı yazıp, bütün yazı boyunca lezzetli patlıcan yemeği tarifi verip yazıyı şu satırlarla bitirir "tam bağımsızlık milli and milli mücadele gibi kulakta iyi tınlayan ama içi boşluktan tıngırdayan bu ifadelerle kendimizi meşgul etmektense patlıcan meselesi üzerine eğilmek daha iyidir". bununla da yetinmez, bakanlığı boyunca tüm enerjisiyle ankara hükümetine giden para ve malların engellemesi için aktif olarak uğraşır. kendince haksız değildir tabii. şimdi anlaşılmaz şekilde saklanıp çarpıtılsa da, sakarya meydan savaşına kadar değil osmanlı paşaları ve istanbul hükümeti, anadolu halkının büyük çoğunluğu bile zafere falan inanmıyordu. herkes bu işlere kalkışanın ittihatçı artığı beceriksizler olduğunu, bu mücadelenin nafile olduğunu düşünüyordu. anadolu'da bize anlatılanın aksine ordu namına bir şey yoktu, olanlar çerkez ethem, demirci efe gibi eşkiyaların düzensiz askerleriydi. öyle ki, ethem'in muhatabı ordu falan değil, doğrudan mustafa kemal paşa idi. bunlar falih rıfkı atay'ın, yakup kadri karaosmanoğlu'nun falan hatıralarında açıkça yazar, şimdi neden saklanır? orasını bilemem.


başkomutanlık meydan savaşı kazanıldığında ali kemal, damat ferit, sait molla gibi karakterlerle birlikte hem ankara hükümetinin hem mücadeleyi destekleyen halkın en nefret ettiği kişilerden biridir. haber geldiğinde üzülür ve korkar, hatta arkadaşlarının tavsiyesiyle ingiliz konsolosluğuna sığınır. konsolosluk, bir gün sonra tüm sığınmacıları gemi ile tahliye edeceğini söyler. konsolosluktayken canı sıkılır kendini dışarıya, pera'daki meyhanelere atar. atar ama, kendisinin ali kemal ve diğer ankara hükümeti düşmanları ile birlikte fellik fellik arandığından haberi yoktur. meyhanede karşılaştığı arkadaşlarının telkini ile bir kaç tek atıp tekrar geri döner, ülkeden bir ingiliz gemisi ile kaçar.


öyküleri ve romanları enfestir. türk edebiyatında sayılı olacak kadar duru ve özgün bir türkçesi vardır. yazarlığa tam olarak konsantre olmadığı halde bu seviyesi bile yaşar kemal, sabahattin ali gibi yazarlar ile rahatlıkla yarışır. tek hatası, o zaman yanlış ele oynaması olmuştur. bu hata hem kendi gençliğine hem de türk edebiyatının eşsiz bir üyesinden mahrum kalan türk insanına mal olmuştur. herkes kendi kararları ile yaşar. allah günahlarını affetsin, mekanı cennet olsun.

Oliver Cromwell lordlardan oluşan meclisi 1653’te bastı ve Krallığı devirip cumhuriyet ilan etti, dinci ve aristokrat orduyu iptal edip yerine 'halk ordusu' kurdu. 

‘Osmanlı hanedanını süren soysuzlar’ lafıyla istiklal kahramanlarımıza küfredenler ve bu küfre sessiz kalanlar, Oliver Cromwell’in parlamentoyu bastığında söylediği aşağıda alıntıladığımız sözleri, kaçmanıza fırsat vermeden yüzünüze karşı ibreti alem okunacaktır!

"Acele edin ve defolup gidin. Oturumunuzu sonlandırmaya geldim. Meclisi yaptığınız her icraat ile kirletmenize ve şerefsizleştirmenize artık kalıcı bir son vermeye geldim. Siz ki fitneci, fesatçı, meclis üyeleri, siz ki iyi bir hükûmet olmak dışındaki her şeysiniz! Kiralık sefil yaratıklar, zavallılar, ülkenizi en küçük şahsi çıkar adına satılığa çıkaranlar, birkaç kuruş için Tanrı'ya ihanet edenler, içinizde bir parça da olsun erdem kalmadı mı? Bir parça vicdan da mı yok? Atım kadar bile dindar değilsiniz! Altın sizin yeni Tanrınız olmuş! Satılığa çıkarmadığınız bir değer bile kalmadı. Ulusunuz adına iyi bir şey düşünemez misiniz? Sizi çıkarcı sürüsü, bulunduğunuz bu kutsal meclisi, varlığınızla kirletiyorsunuz! Tanrının kutsadığı bu meclisi, ahlak yoksunu davranışlarınızla hırsızların ini haline çevirdiniz! Halkın size verdiği yetkiyi kötüye kullandınız. Halkın umutsuz dertlerine çare olmalıydınız, kendiniz halka en büyük dert kaynağı oldunuz! Ama ülkeniz beni asırlardan beri temizlenmemiş bu ahırı temizlemeye çağırdı! Bu gücü de bana Tanrı verdi. Bu şeytan ocağını yönetmeye geldim. Vay halinize! Şimdi derhal defolun! Acele edin rüşvetin köleleri! Acele edin, gidin! Süslü saltanat eşyalarınızı alın ve defolup gidin!"

250 yıl iyi demiyorum dostum, 250 yıl fütuhat yapıldı o da Türklerin Türkistan'dan getirdikleri enerjiyle. Yoksa başından sonuna dek gelecek vaat etmeyen bir yapı Osmanlı'nın yapısı. O yapıdan iyi bir şey çıkmıyor - yalnız hanedanın işine geliyor.

O zümre, bu arada, Osmanlı'nın içinden çıktı çünkü Osmanlı tabiiyetindeydiler. Yoksa zihinleri Osmanlı'nın zihni değildi, Batı'dan doğan fikirlerle dolmuştu, iyi ki de dolmuştu.

İlk 10 padişah ne kadar başarılıysa (36 padişah var) cennet-mekan Sultan II. Mahmut dışındaki padişahlar o kadar yetersizdi. 

Türkmen iktidara ortak olmasın diye devleti devşirme kapıkullarının bürokrasisine teslim ettiler. Bugün havlayanlar o devşirmelerin torunları.


2.Mahmud'u Bilmeden Atatürk'ü An-la-ya-maz-sınız...
Kendileri ilk aydınlanmış Osmanlı padişahı kabul edilir:))

kız çocuklarınada okuma zorunluluğu getiren ve kızını örnek olarak okutan; eşine ilk defa nikah kıyan; siyasi alanda yenilgiler dolu 30 senesini toplumsal alanda ilerlemeler için harcayarak telafi etmiş;sabırlı ;yengeç burcu padişah.ilk posta teşkilatı;ilk askeri hastane;ilk gazetenin çıkarılması ön ayak olmak onun zamanına denk gelir.

bezmialem sultana duyduğu büyük aşk 2.mahmudun istanbul'u adlı kitapta anlatılmaktadır.

mahlas olarak kendine ;adliyi seçmiştir.ayrıca usta bir hattat ve bestecidir.

YÖNETİM ALANINDAKİ YENİLİKLER

II. Mahmut Osmanlı buyruğunda olan herkese tam bir din ve vicdan özgürlüğü vermiştir.Bunu şu sözleri ile belirtmiştir:?Tekbandan(halk),müslümanları camide,hristiyanları kilisede,Musevileri havrada görmek isterim.?

Şu yenilikleri yapmıştır:

1-)Divan teşkilat kaldırıldı,nazırlık(bakanlık) kuruldu.

2-)Tımar sistemi kaldırıldı,devlet memurları maaşa bağlandı.

3-)Müsadere üsulu kaldırıldı.(Devletin ölen şahısların malına el koymasıdır.)

4-)Devlet memuru yetiştirmek için (mekteb-i maarif) eğitim okulları açıldı.

5-)İlk defa genel anlamda nüfus sayımı yapıldı.Sayım askeri amaçlı olduğu için sadece erkekler sayıldı.

6-)Askeri işleri düzenlemek amacı ile askeri şura oluşturuldu.

7-)Pasta teşkilatı kuruldu.

8-)Polis teşkilatının temelleri atıldı.

9-)Reyaül-ü Kütlap kaldırıldı.Dış işleri nezareti kuruldu.

10-)İlk kez karantina teşkilatı kuruldu.

11-)Dar-üş Şura?yı Bab-ı Ali kuruldu.(Devlet memurlarının terfi ve yargı işleridir)

NOT:

Bu mahkeme bugünkü danıştayın ilk örgütlenmesidir.

12-)İlk yönetim değiştirildi.(Merkezi otoriteyi sağlamak için iller merkeze bağlandı)

C-)KÜLTÜREL ALANDAKİ YENİLİKLER

1-)Medreselerin yanı sıra pek çok Avrupa tarzı okul açıldı.

NOT:

Böylece eğitim alanında ikilik ortaya çıktı.Kültür çatışmaları oluştu.

2-)İlk öğretim mecbur hale getirildi.

3-)Avrupa?yı yakından tanımak amacı ile ilk defa Avrupa?ya öğrenci gönderildi.

4-)Avrupa tarzında müzik serbest bırakıldı. 

5-)Takvim-i Vakayı adında ilk gazete çıkarıldı.

6-)Kılık kıyafette ilk değişikliğe gidildi.II.Mahmut devlet dairelerine resmini astırdı.

7-)Yurt dışına çıkışta pasaport uygulaması başlatıldı.

8-)Enderun kaldırıldı,yerine devlet memurları yetiştirilen okullar kuruldu.

D-)ASKERİ ALANDAKİ GELİŞMELER

1-)Sekban-ı Cedid ocağı kuruldu.

2-)1825?te Eşkinci ocağı kuruldu.(Yeniçeri ocağına bağlı olarak)

3-)Yeniçeri ocağı kaldırıldı.(Vaka-i Hayriye.1826)

SONUÇLARI:

a-)Islahat süreci hızlandı.

b-)Padişahlar yeniden yönetime egemen oldu.

c-)Yeniçeri ocağının yerine Asakiri Mansure-i Muhammediye adı verilen Avrupa tarzında yeni bir ordu kuruldu.

EKONOMİK ALANDAKİ YENİLİKLER:

1-)Yerli malların kullanılmasına teşvik edildi.

2-)Osmanlı tüccarlarının Avrupa mallarıyla rekabet edebilmesini sağlamak amacı ile gümrük kolaylıkları getirildi.

NOT:

a-)II. Mahmut?un yapmış olduğu yenilikler Atatürk?ün yapmış olduğu yenilikler arasında büyük benzerlik vardır.

YANİ NEYMİŞ KEMALİST ARKADAŞLAR HERŞEYİ ATATÜRK UZAYDAN GELİP YAPMAMIŞ 2.MAHMUD'UN YAPTIKLARINI TAMAMLAMIŞDIR:)))

YANİ NEYMİŞ MUHAFAZAKAR ARKADAŞLAR ELEŞTİRLİLERE ATATÜRKDEN DEĞİL İKİNCİ MAHMUT,DAN BAŞLAMANIZ LAZIMMIŞ:))

ÖNEMLİ BİR NOT:O DÖNEMKİ MUHAFAZAKARLAR 2.MAHMUD'UN DEVRİMLERİNİ ÇEKEMEDİKLERİ İÇİN GAVUR PADİŞAH DEMİŞLERDİR ACAİP 2.MAHMUTÇUYUMDUR HAKANIM,A LAF ETTİRMEM:)))

ATATÜRK'ÜN OKUDUĞU ASKERİYE'Yİ RÜŞTİYEYİDE O KURMUŞDUR:)))

SAYMÜD VE SAZ ARKADAŞLARINA BU BAŞLIĞI HEDİYE EDİYORUM:))))

ANİTKABİRDEN ÖNCE ÇEMBERLİTAŞDA 2.MAHMUT TÜRBESİ VAR ÖNCE DEVRİMCİ PADİŞAHA UĞRAMAK LAZIM:)))


Biride şöyle bir yorum yapmış:))):

Günümüzde yaşasa köylere adsl hizmeti götüreceğine inandığım padişah.

hangi biri?ekşiden mi kopy yapıyorsun km:)

Sadece üsteki yönetim alanındaki yeniliklere kadar olan kısım ekşiden alıntıdır gerisi diğer yerden oluyor;Neşeli copy yapıcağım zaman ekşi,ye uğrarım edit:))

sansürlemeden alma buraya sakın orda yazılanları:)dikkat et..

kimse gökten inmedi bu ülkede...

devrimlerin az çok kökleri daha önce atılmıştı

NAKŞİBENDİ ŞEYHLERİNİ BEKTAŞİ TARİKATINA KOYDU,,forumda da yabancı olmadığımız nakşi bektaşilerinn türemesine sebebiyet verdi.

sultan ikinci mahmut han .

kutluyorum

Enter dostum bektaşilerin hatası bütün çılgınlıklarında yeniçeri,nin yanında olmalarıydı yeniçerilerde ulema ve bir kısım gelenekçi vezirlerin oyuncağı olmuştu kısacası bu devlet içinde gelenekçi ve yenilikçi çatışması idi;Zaten o her bekteşi tekkesine nakşi şeyhi göndermemişdir gönderilen yerlerdede nakşiler baktaşilemişdir ve bektaşi tekkeleri oğulları adülmecit ve abülaziz döneminde eskisinden kuvvetli olmuşdur hatta abdülaziz,in bektaşi olduğu söylenir;Hakan,ın en acımasız oldukları bektaşiler değil Vehhabilerdir...

yolumuz erenler yoludur...
bektaşide benim
nakşibendi de benim...
yeter ki yol Allaha varsın
onu bulan neyi kaybetmiştir,
onu kaybeden neyi bulmuştur...
Ulu hakanın haklı olarak en acımasız davrandığı Suudi vehhabi teröristlerdi bugünde terörden birşey kaybetmiş değiller...


Zaten nesil bu Vehhabiler taa 2.Mahmut,tan 2 yüzyıldan beri ıslah olmadılar iflah olamadılar gitti...


Redif birlikleri ne iş yapar?
1834 yılında 2. mahmut tarafından, tımarlı sipahilerin ortadan kalkmasıyla eyaletlerde doğan askeri boşluğu doldurmak için kurulan askeri birlikler.


2.mahmut osmanlının en reformist padişahı. Kimi kesimlerce gavur padişah olarak adlandırılsa da başlıca Türkiye coğrafyasında insan hakları kavramının başlangıcı olan senedi ittifakı yapması ve diğer yenilikleriyle klas padişahlardandır. 2.abdülhamidin de dedesidir.

İngiltere, Magna Carta'dan, 1215'den beri demokrasisini inşa ediyor. Biz de senedi ittifakı başlangıç alırsak 206 yıldır. 

2.Mahmut gücünü artirinca çöpe attı o senedi ittifakı.

Alemdar paşa ya suikast yapılmasa ve 2. Mahmud oyuna gelip bunu fırsat bilip "Sened-i ittifak" anlaşmasını bozmasa tarih çok farklı ilerlerdi.1807 yılları iyi araştırılsın... Devlet o dönem çok güçlü. Bir el karıştırıyor. Sultan ve valileri biribirine düşürüyor...

Doğan Avcıoğlu, 19. Yüzyıl’ın başlarında merkezi hükümetin gücünü ilk defa sınırlandıran Sened-i İttifak’ı yerden yere vururken, âyân denen derebeylerinin Osmanlı topraklarına zorla el koyduklarını ileri sürüyor. Tabii Osmanlı hanedanı ise hiçbir yere zorla el koymamıştı.

"Ne kendi etti rahat ne halka verdi huzur
Çekti gitti dünyadan dayansın ehli kubur " 2.Mahmud döneminde yaşamış ve idam edilmiş zalim osmanlı bürokratı Halet Efendi için yazılmıştır. Döneminin s. Köpeğidir.

Kaptan-ı Derya Ahmet Fevzi Paşa 1839 yılında,rakibi Hüsrev Paşa II.Mahmut'un ölümünden Sonra Vezir-i Azam olunca kelleyi kaybetme korkusuyla donanmayı da alıp Mehmet Ali Paşa'ya sığınıyor.Ömrünün sonuna kadar Mısır'da "hain" olarak yaşıyor
Nizip'te Osmanlı ordusunu dağıtan Kavalalı ve Mısırlılar Osmanlı gemilerinin geldiğini haber alınca baskın yediklerini zannetmişler.Donama Mısır meselesi hallolunca İstanbul'a getirilebilmiş.

Sultan 2. Mahmut tarafından getirilen Amerikalı mühendislerin yetiştirdiği Gemi Mimarı Mehmet Kalfa ve Gemi Mühendisi Mehmet efendi tarafından planlanıp yapılmış %100 Türk üretimi olan savaş gemisi Mahmudiye. 128 topla dünyada tamamlanmış birkaç birinci sınıf ağır zırhlıdan biri.



Osmanlı müziğine 28 yıl hizmet eden Donizetti Paşa

İtalyan asıllı müzisyen Giuseppe Donizetti, Sultan II. Mahmud döneminde Osmanlı sarayına geldi. İlk Türk bandosu olan Mızıka-yı Hümayun'un gelişmesinde büyük rol oynayan Donizetti, padişahın davetiyle İstanbul'a ayak bastı ve 28 yıl boyunca Türk müziğinde çığır açan gelişmelere öncü oldu. Türk müziğini çok sesli hale getiren Donizetti, Sultan II. Mahmud için "Mahmudiye Marşı", Sultan Abdülmecid için ise "Mecidiye Marşı"nı bestelemişti.

Giriş Tarihi: 02.12.2019 18:53
Güncelleme Tarihi: 21.02.2021 09:34
113
DONİZETTİ PAŞA KİMDİR?

Hayatı

📌Giuseppe Donizetti, 6 Kasım 1788'de İtalya'da dünyaya geldi. 28 yıl boyunca Osmanlı Devleti'ne hizmet verdi.

Kendisine "Paşa" unvanı verilen Donizetti, hükümdarın kurduğu modern ordunun bando teşkilatını hayatı boyunca yönetti ve ikinci vatanı olarak gördüğü İstanbul'da 12 Şubat 1856 tarihinde hayatını kaybetti.

Avrupalı müzisyenlerin Osmanlı'yı anlattığı operalar

213
İLK MÜZİK EĞİTİMİNİ AİLESİNDE ALDI

📌 Müzisyen bir aile içinde büyüyen Donizetti, Bergamo'da amcası Carini Donizetti'den flüt dersleri aldı.

İlk müzik derslerini için Bergamnoi'da yeni açılan Lezioni Caritatevoli di Musica adlı okula devam etmek istedi ama 17 yaşında idi ve yaşının büyük olması nedeniyle konservatuvarlara kabul edilmedi.

313
20 YAŞINDA NAPOLYON’UN ORDUSUNA KATILDI

📌 1808'de 20 yaşında iken Napolyon Bonapart'ın Fransa ordusuna kayıt oldu. Fransa ordusunda 1808-1813 arasında asker olarak Avusturya ve İspanya seferlerine katıldı. 1813'te Cenevre'de "Elba Adsai Taburu Bandosu"na girdi.

413
BANDO ŞEFİ OLARAK NAPOLYON’UN ORDUSUNDAYDI

📌 1814 Napolyon Elba adasına sürüldüğünde onunla birlikte Elba'ya gitti. Napolyon Mart 1815'te Fransa'ya dönüp tekrar imparator olarak hüküm sürmesi döneminde bando şefi olarak Napolyon'un yanında idi.

Napolyon'un 19 Haziran,1815'de Waterloo Muharebesi'nde yenilmesinden sonra Fransa ordusundan ayrıldı. Ardından Sardınya-Piyemonte Krallığı ordusunun "Reggimento Provinciale Casale" alayına bando üyesi olarak katıldı, 1821'de bu alayın müzik direktörü ve bando şefi oldu.

Napolyon'un Doğu düşlerini sona erdiren Osmanlı karşısındaki büyük hezimeti

513
DONİZETTİ OSMANLI’YA NASIL GELDİ?

📌 Osmanlı İmparatorluğu'nda yeni kurulan Mızıka-yı Hümayun adlı saray bandosunun şefi olmak üzere İstanbul'a davet edildi. Osmanlı sultanı II. Mahmut, Vakayı Hayriye adı ile Yeniçeri Ocağı'nı kaldıran reform yaptı ve eski orduyu dağıttı; yerine kurduğu yeni ordu (Asakir-i Mansure-i Muhammediyye) ile birlikte modern askeri eğitim programı uygulamaya başladı.

Bu dönemde Mehter eğitimi için Mehterhane ve Mehter tipi askeri müzik sistemi yeni ordu için yetersiz ve uygunsuz görülüp kaldırıldı; Mızıka-yı Hümayun adlı yeni bir saray bandosu kuruldu.


Çevremde 30 yaş sonrası anne baba olan herkes 2'ye ayrılıyor.

1. Keşke daha önce çocuk sahibi olsaydık diyenler.
2. Keşke hiç çocuk sahibi olmasaydık diyenler.

Yani 30 yaş sonrası çocuk sahibi olanlar şikayetçi. Bence çok kritik bir dönem söz konusu yaş.

Ciddi bir konfora alışmış oluyorsunuz, daha çabuk yoruluyorsunuz, tahammül seviyeniz o güne kadar ben merkezli yaşadığınız için daha düşük oluyor. Artık sizin çabanız, emekleriniz ve özverinize muhtaç bir çocuk ağır yük gibi geliyor.

Hele ki bu zamanda. 80 kuşağı, 90 kuşağı sokaklarda büyüdü. Biz anne ve babalarımızı çok fazla meşgul etmedik. 2000'ler sonrası nesil ise sokaktan, arkadaştan kopuk yetişiyor. Her şeyi anne ya da babasıyla yapıyor. Kırsal kesim yine eskisi gibi ama metropol şehirlerde yalnız, anne ve babasından kopamayan çocuklar yetişiyor.

Evde sürekli yüksek bir enerji var metropolde. Anne ve baba beton bir şehirde çalışıyor, çocuk akşama kadar betonda. Atılmayan enerjiler bir de plastik oyuncaklar, plastik çocuk oyun alanları ve elektrik yüklü cihazlarla(tablet, bilgisayar, telefon) birleşiyor.

Her yönden obez nesiller. Fiziksel obez, ilgi anlamında obez, yalnızlık bakımından obez. Şişmiş, şişmiş, şişmiş.

Mesela işte aklı başında bir toplum ve o toplumun seçtiği idareciler böyle sorunlar üzerine düşünür. Ama bizimkiler mevcut tarım ve orman arazilerinden rant peşinde. Adama babasından Menderes Ovası'nda verimlilik bakımından paha biçilemez arazi kalmış, bu iskana açılsa diye çabalıyor. Çocuğu hayattan kopuk. Üsküdar'dan bıraksan Kadıköy'ü bulamaz mesela. En temel yaşam becerilerinden mahrum.

Bir toplum kendi ayağına böyle sıkar işte.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de Yaşayan Zenciler

Müşür Nedir, Ne İşe Yarar?

Hükümetler Tarafından Gerçekleştirilen Tarihin En Büyük Altın Soygunları