deneme 107
SODOM VE GOMORA İSİMLERİ KURAN'DA GEÇİYOR MU?
Allah’ın sapıklıkları nedeniyle cezalandırdığı, helak ettiği kentler vardır. Bunlara her üç Kutsal Kitap’ta da rastlamak olası. Ad kenti (Hud Peygamber), Semud kenti (Salih Peygamber), Medyen kenti (Şuayb Peygamber) gibi. Nuh ve Lut Peygamberlerin kavimlerinden bahseder Kutsal Kitabımız. Yaşadıkları ve yok edilen şehirlerinden değil, yalnızca kavimleri ve o kavimlerin ibretlik acı sonlarını anlatır bize. Ancak pek çok dini olduğunu iddia eden kitaplarda her nedense Hz. Lut’a Sodom kenti yakıştırılmıştır. Sanki Yüce Yaradan diğer kent isimlerini saymış da, (haşa) bu Sodom ismini unutmuş, atlamış gibi. Biz bu kendini bilmezliğe bir son vermek, okurlarımızı aydınlatmak üzere yaptık bu çalışmayı. Uzunca bir çalışma ancak yararlı olacağına inanıyoruz. Kılavuzumuz Allah’ın Kelamı Kuran-ı Kerim, zenginliğimiz aklımız ve sorgulama yeteneğimiz.
Kuran’a göre ahlaksızlık içinde ki Sodom yerle bir edilmiş ve yerin metrelerce kat altına gömülmüştür. Bu günahkâr kent ahlaksızlık ve fuhuş içinde yaşamaktaydı, erkek erkeğe ilişki içindeydiler. Hatta bu cinsi sapıklıklar akabinde âdet haline gelmiş ve kentlerde kol gezmeye başlamıştı.
Lut peygamber, Hazreti İbrahim ile aynı dönemde yaşamıştır ve onun yeğenidir. Hz. Lut, Hz. İbrahim'e komşu kavimlerden birine elçi olarak gönderilmiştir. Bu kavim Kur'an da belirtildiğine göre o güne kadar yeryüzünde görülmemiş günah olan sapıklık ve eşcinsellik içinde mahvolmuş bir kavimdi. Hz. Lut, onlara sapıklıklarından vazgeçmelerini ve yaptıklarından pişman olmadıkları, tövbe etmedikleri takdirde "Allah’ın hepsini yok edeceğini" söylemiştir. Kavmini sürekli imana davet etmiştir. Hz. Lut insanları, halkını uyarsa da onlar bu azgın cinsi sapıklıkla yaşamaya devam ederler. Allah'a İman etmedikleri gibi Hz. Lut ve ona inananları şehirden kovmaya kalkarlar. Peygamber onları ne kadar ikaz edip uyarılarda bulunursa bulunsun, Sodom halkı bunlara rağmen isyan ve fuhuş ve rezaletten vazgeçmemiştir.
Bunun üzerine Allah onları sınamak ve cezalandırmak için 3 melek gönderir. Halen internetteki Ramazan Programı videosunda da kolayca görüleceği gibi Nihat Hatipoğlu’na göre bu melekler Cebrail, Mikail ve İsrafil'dir.(!) Melekler yakışıklı, nur yüzlü birer delikanlı suretinde Lut'un evine gelince, Lut'un günahkâr hanımı misafirleri yani melekleri azgın (Sodom?) halkına söyler ve halk Hazreti Lut'un evini zorlamaya başlar. Bu şehvet düşkünü azgın sapkınlar “Misafirleri bize verin” diye Hz. Lut'un kapısına yığılır. Hz. Lut onlara "Onlar benim misafirlerim, siz bu şekilde davranarak beni mahcup mu etmek istersiniz ne olur yapmayın alın kızlarımı size vereyim kızlarımla nikâh kıyın (!) en çirkininiz kızlarımla evlensin yeter ki misafirlerini rahat bırakın" diye yalvarır. (Bu nikâh olayı da Kitabımızda yoktur.) Azgın (Sodom?) halk "Biz kadın istemeyiz bize o erkekleri ver" diyerek evin kapılarını kırmaya kalkışırlar. Bunun üzerine melekler Hz. Lut'a gecenin bir kısmında gün doğmadan karısı hariç ev halkını alarak derhal evini terk etmesini ve giderken arkalarına kesinlikle bakmamalarını söylerler. (?) Sodom halkının helak vaktinin sabah vakti olduğunu belirtirler.
Azgınlar içeri girmek için kapıları zorlarken Cebrail Hazreti Lut'a “Kapıları aç ve geri çekil” der. Cebrail kanatlarını öyle gerer ki içeriye hücum eden azgınların aniden gözleri ışıkla kör olur. Hazreti Lut iki kızını alarak şehri terk eder ancak karısını almaz çünkü karısı sapık Sodom kavminden biri olmuştur. Sabah olduğunda Sodom ve Gomora şehirlerinin üzerine ateş ve taş yağmuru başlar. Lanet iki şehir ve sapık halkına gökyüzünden görülmemiş bir Allah'ın gazabı boşalmaktadır. Allah, Sodom ve Gomora kentlerine kükürt ve ateş yağdırırken birkaç saniyelik afet ve ölüm saçan yağmur sonunda halkın tamamı ile birlikte bütün şehir harabeye dönmüş ve yerle bir olmuş, şehir ters düz edilmiştir. Toprak tamamen balçıkla kaplanmış ve bu balçık bütün şehri yutmuştur. Buraya kadar okuduklarınız genelde ilmihal kitaplarında rastladığımız ve televizyona çıkan büyük din âlimlerince (!) anlatılan hikâyeler.
Konuyu biraz toparlayalım mı? Kuran’a göre Allah Hz. Lut’a üç melek gönderir. Kuran belirtmez ancak bizim İslam’ı Kuran’dan bile daha iyi bilen hocalarımız, bu üç meleğin isimlerini de vererek (Cebrail, Mikail ve İsrafil) Kuran-ı Kerim’in (haşa) eksiğini doldururlar.(!) Lut'un isyankâr hanımı misafirleri yani melekleri azgın Sodom halkına ispiyonlar. Azgınlar içeri girmek için zorlarken Cebrail Hazreti Lut'a “Kapıları aç ve geri çekil” der. Cebrail kanatlarını öyle gerer ki içeriye hücum eden azgınların aniden gözleri ışıkla kör olur. Gerçi yukarıda da belirttiğimiz üzere Kur'an-ı Kerim'de Kamer suresi 44. ayet olayı şöyle anlatır. "Lut'un kavmi melekleri istedi hemen biz onların gözlerini kör ettik anadan doğma gibi kör oldular işte azgınlığın ve tehditlerinin akıbetini tadın dedik." Yani sureden de anlaşılacağı gibi Cebrail yok, kanatlar yok, kanatlardan çıkan ışık falan yok, sadece kör edilen gözler var. Ama dedik ya yorum serbest, atmak serbest, ekranların, bilinçsiz ve soru sormasını bilmeyen kalabalıkların karşısında salya sümük salla sallayabildiğin kadar. Yahu o kadar insanın içinde şu Allahın Kelamını Kutsal Kitabımızı okuyan bir Müslüman çıkmaz mı? “Ya hoca, sen bu üç meleğin adını hangi kitaptan buldun? Kanatlar, ışıklar falan nereden çıktı? İşte önümüzde koskoca Kamer Suresi var, burada senin bu anlattıklarının, ilavelerinin hiçbiri yok. Tövbe haşa, sen bu Kuran’dan, Allah’ın sözünden daha mı iyi biliyorsun İslamiyeti?” diye bir Allah’ın kulu sormaz mı yahu? Sormazlar çünkü halkımız Allah ile aldatılmaya alışmıştır ve kafalarını, beyinlerini kullanmadıkları, çalıştırmadıkları için de Yaradan sürekli başımıza pislik yağdırmaktadır ve yağdıracaktır da. (Yunus 100)
FATIR-5. Ey insanlar! Allah’ın bildirdikleri gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi alıkoymasın ve dikkat edin şeytan sizi Allah kelimesi ile aldatmasın!
LOKMAN-33. Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evlada, ne evladın babasına yardımının olmadığı günden çekinin. Bilin ki Allah’ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi alıkoymasın ve sakın şeytan sizi Allah ile aldatmasın.
HADİD14- Münafıklar, müminlere "Dünyada sizinle birlikte değil miydik?" diye seslenirler. Müminler de onlara şöyle derler, "Evet, birlikteydik. Fakat siz kendiniz eğri yola saptınız, hep komplo peşinde koştunuz, gerçeklerden kuşku duydunuz, asılsız kuruntulara kapıldınız, sonunda Allah'ın emri gelince öldünüz, o yaman ayartıcı (şeytan) sizi Allah ile baştan çıkardı.”
Biraz daha devam edelim isterseniz. Bu da başka bir ilmihal kitabından..
İsyan edenler arasında, Hz. Lut’un kendi karısı da vardır. O da kocasına inanmaz. Kâfirlerle bir olup, ona ihanet eder. Bu azgın ve cinsi sapıklıkla uğraşan kavim, iman etmedikleri gibi, Lut ve onan inananları bölgeden kovmaya kalkarlar. Lut bu insanlara, doğru yola dönmezlerse, Allahın gazabına uğrayacaklarını bildirir. Buna rağmen onlar, inkâr ve fuhuştan vazgeçmezler.
Bunun üzerine, Allah onları cezalandırmak için 12 (?) melek gönderir. Bu melekler, bölgeye gidip Lut’u bulurlar. Melekler, nur yüzlü delikanlı suretinde, Lut’un evine gelince, Lut’un günahkâr hanımı, durumu azgın Sodom halkına bildirir. Halk, Lut’un evinin etrafını sarar ve “Misafirlerini bize teslim et” diye musallat olmaya başlarlar. Lut onlara nasihat ettiyse de dinlemeyip kapıyı zorlarlar. Bunun üzerine, melekler Lut’a; ”Gecenin bir kısmında, gün doğmadan karısı hariç, ev halkını yanına alarak, derhal evi terk etmesini” söylerler. Onların, yani günahkâr halkın helak vaktinin, sabah vakti olduğunu söylerler. Azgın kavim, içeri girmek için kapıyı kırınca, Cebrail, kanatlarını öne gerer ve içeriye hücum eden azgınların aniden gözleri kör olur. Bunun üzerine, şaşkınlık içinde kaçmaya başlarlar.
Daha da devam etmek istemiyoruz. Çünkü hepsinin ana teması aynı hemen hemen. Hepsi kesinlikle Hz. Lut’un yaşadığı kentin Sodom olduğu konusunda hem fikirler. Gerçi ufak tefek farklılıklar da yok değil tabii. Mesela ilkinde gönderilen meleklerin sayısı üçtür. (Cebrail, Mikail ve İsrafil) –N. Hatipoğlu-. Şehirden kaçarken de karısını beraberinde götürmesini istemezler. Fark ettiğiniz gibi 2nci versiyonda meleklerin sayısı 12 olmuştur. Cebrail kanatlarını gerer ancak burada kanatlarından çıkan kör edici ışıktan bahsedilmez. Bunların ne önemi var, mühim olan verilen ders, kıssa diye düşünenlerden değilsinizdir mutlaka. Burada konu Allah’ın Kelamı’dır. Kuran’da cezalandırılan Ad, Semud, Medyen vb. şehir isimleri verilmişken Hz. Nuh ve Hz. Lut’ta şehir isimleri yerine helak edilen kavimlerinin isimleri zikredilmiştir. Nuh Kavmi, Lut Kavmi diye. Yaradan öyle gerek görmüş ve bu lanetli kavimlerden, şehirlerini belirtmeden bahsetmiştir. Ama olur mu, böyle yarım bilgi verilir mi? Hemen aydın(!) din adamlarımız konuya el koymuşlar ve Kuran’daki bu büyük eksiği (haşa) tamamlamışlardır. Belge mi istiyorsunuz buyurun.. Kuran’ı Kerim’den devam edelim.
Kuran-ı kerimde, Kamer Suresi 33, 34, 35, 36, 37,38, 39ncu ayetlerde bu olay yani lanetlenmiş kentin yok ediliş şekli etraflıca anlatılır. 37. “Onlar Lut’un misafirlerine karşı kötülük yapmayı planlamışlardı. Hemen, biz onların gözlerini silme kör ettik. Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın” dedik. Ama Sodom ve Gomora’nın adı hiçbir yerde geçmez.
Hud Suresi, 77, 78, 79, 80, 81 ve 82nci ayetler de Lut ve kavmiyle ilgilidir. 77-78: “Elçilerimiz Lut’a geldiğinde onlar için kaygılanmış, göğsü daralmış ve şöyle demişti; Bu zorlu bir gün! Lut’un kavmi koşarak onun yanına geldi…..” Kavim var, mekân ismi yok.
Hicr Suresi’nin konuyla alakalı ayetleri 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74 ve 75. Bu ayetlerin hepsi cezalandırılan kavimle ilgili. Örneğin 74üncü ayet “O kentin üstünü altına getirdik. Ve üzerlerine pişmiş çamurdan taşlar yağdırdık” diyor ancak yine Sodom adı geçmiyor. Ancak burada ilginç bir durum var. 76ncı ayet şöyle demekte: “O kentin izleri/işaretleri, hala işleyen bir yol üzerindedir.” İşte bu ayetten hareketle o yöredeki bazı kalıntıların, coğrafi yapının Sodom ve Gomora olduğu iddia ediliyor kimi İslami çevrelerce. Ancak bu derece sağlam (!) bir iddia elbette tartışılır. Bazı internet kaynaklarında Pompei Şehrinde yaşanan felakette (Vezüv Yanardağı patlamıştı M.Ö.79) külden ve lavdan olduğu gibi kalmış insanların günümüzde Pompei Müzesinde sergilenen mumyaları (bir anlamda) Sodom ve Gomora halklarının ibretlik sonu diye verilmekte. Ne büyük ve de komik cahillik.. Devam edelim bakın 78. Ayet ne diyor: “Eyke halkı da gerçekten zalim insanlardı.” 80. Ayette bu kez Hicr halkından, yüz çevirmelerinden ve cezalandırıldıklarından bahsediliyor. “Andolsun Hicr halkı da gönderilen elçileri yalanladı.” Buyurun aynı surede birbirini takip eden ayetler. Hz. Lut’un yaşadığı ve felakete uğrayan Sodom’un veya Gomora’nın adları geçmez. Ancak açık seçik Eyke ve Hicr şehirlerinin adları geçmekte. (Gerçi o kentlerin halklarına gönderilen elçilerin adları verilmiyor ama herhalde bu konu bizim din ulemasının gözünden kaçmış hemen o kentlere de birer peygamber yakıştırıverirlerdi, Kuran’da unutulmuş diye).
Neml Suresi 54, 55, 56, 57 ve 58 ayetlerde aynı konu işlenmekle birlikte yine herhangi bir kentin ismi verilmemiştir. 54. Ayet: ”Lut’u da resul olarak gönderdik. Toplumuna şöyle dedi: “Gözünüz göre göre şu iğrençliği yapıyorsunuz ha!” Bu Surede kentin yok ediliş şekli anlatılmakla birlikte, ziyaretçi meleklerden hiç bahsedilmemektedir. Bu da hocaların gözünden kaçmış. Yoksa oraya da bir ilave yaparlardı.
Kutsal Kitabımızda, Şuara Suresi 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170 171, 172, 173, 174ncü ayetler Lut’un Peygamber olarak gönderildiği kavmin onu kabul etmediğinden ve sapıklığından bahseder. 160. Ayet şöyledir: “Lut Kavmi de hak elçilerini yalanladı.” Dikkat edilirse burada Lut kavmi sözü, tarifi var. Mekân adından yine bahsedilmemekte. Yani Sodom veya Gomora adı kesinlikle bizim Kutsal Kitabımızda geçmez.
Araf Suresi 80, 81, 82, 83 ve 84üncü ayetlerde de bu olay anlatılır. 80: “Ve Lut… Toplumuna şöyle demişti: Sizden önce âlemlerden hiçbirinin yapmadığı bir iğrençliğe mi girişiyorsunuz?” Yine olayın geçtiği şehrin adı verilmemiş. Demek ki Yaradan buna gerek görmemiş. Ama olmaz, bu eksiklik (!) mutlaka giderilecektir. Hem de nereden, hangi kaynaktan biliyor musunuz? Durun, az sonra onu da öğreneceksiniz.
Bazı tefsirciler Kuran’da adı geçmemekle beraber Lut Kavminin yaşadığı şehri Sodom olarak yorumluyorlar. Neye dayanarak? Cehalete, bu kadar basit. Allah Kuran’da cezalandırdığı, yok ettiği kentleri tek tek saymışken (Semud, Ad, Medyen, Eyke, Hicr kavimleri vb.) Sodom ve Gomora’dan hiç bahsetmez. Peki bizim derin Müslümanlar Lut’un Sodom’da yaşadığını ve oranın yok edildiği konusunda nasıl böyle ısrarcılar? Dedik ya cahilliklerinden, Kuran’ı anlayarak, bilerek okumadıklarından. Çok mu iddialı buldunuz bu söylediklerimizi? Buyurun işte size belge..
(Tanah’a göre, amcası Hz. İbrahim ile yolları ayrılan Hz. Lut, Tevrat çevirilerinde ismi Erden havzası / Şeria havzası / “Siddim” vadisi olarak verilen, şimdiki Ürdün ile İsrail arasında kalan vadide bulunan iki büyük şehirden biri olan Sodom’a yerleşir. “Lut ovadaki kentlerin arasına yerleşti. Sodom'a yakın bir yere çadır kurdu.”
Talmûd’daki kayıtlara göre Siddim vadisinde Lut kavminin başlıca kentleri arasında Sodom’un dışında dört şehir daha vardı).
- TANAH: Tevrat ve Zebur’u da kapsayan, Musevilik dininin kutsal kitabıdır. Hıristiyanlarca da kutsal kabul edilir, bununla birlikte Hıristiyanlar Tanah'ı Eski Ahit olarak anar ve farklı şekillerde yorumlarlar. Eski Ahit, Hıristiyanlığın kutsal kitabı Kitab-ı Mukaddes'in ilk kısmını meydana getirir. İslamiyet'te Tanah'ın sadece Tevrat ve Zebur bölümleri kutsal kabul edilir, ancak bunların Allah tarafından -sırası ile- Musa ve Davud peygamberlere indirildiğine ve insanlar tarafından tahrif edildiğine inanılır. Tanah'ı meydana getiren kitapçıkların (bölümlerin) çoğu İbranice, bir kısmı ise Aramice olarak yazılmıştır. MÖ1200 ile MÖ100 yılları arasında yazıldığı kabul edilmektedir. Yahudilerin mukaddes kitapları iki ana başlık altında incelenebilir: 1-Tanah, 2-Talmud. Hıristiyanların Eski Ahit adını verdikleri Tanah da üç bölümden oluşur:1-Tora (Tevrat) 2- Neviim, 3- Ketuvim. Çoğu zaman Yahudilerin mukaddes kitabının tamamı "Tora" kelimesiyle ifade edilir. İbranice bir kelime olan Tora, Arapça Tevrat´ın karşılığıdır. Y.N.
- TALMUD: Yahudi medeni kanunu, tören kuralları ve efsanelerini kapsayan dini metinlerdir. İbranice lamad kökünden gelir. Mişna ve Gemara bölümlerinden müteşekkildir. Y.N.
İşte size Hz. Lut ve kavminin nerede yaşadığını gösteren belge. Nereden Tevrat’tan. E hani Tevrat değiştirilmişti, ilk indirildiği gibi değildi. Elimizde sapasağlam bir Kuran varken, ne diye Tevrat’tan bilgi çalıyorsunuz? Allah’ın zikrettiğiyle neden yetinmiyorsunuz da, illa başka kitaplara başvuruyorsunuz? Hem de canınız istediğinde değiştirildiğini iddia ettiğiniz kitaplara.
Sadece günümüz din adamları mı bu oyunu yapıyorlar. Bakın Taberî’ye göre de bu şehirlerin sayısı Talmud’da olduğu gibi beş’tir: “Bu köyler beş tane olup, adları: Sab’a, Su’ra, Umre, Duma ve Sedum (Sodom) idi. Burada bir yanlışlık daha var. Taberi bu bilgileri Tevrat’tan İslamiyet’e aktarırken Sedum ve Sodom’u aynı kent olarak belirtmiş. Oysa Tevrat’ta -Çölde Sayım- bu iki şehir de farklı kaydedilmiş. Yani Sedum ayrı, Sodom ayrı kentler. Bunların içersinde en büyüğü Sedum’du diye de ekliyor Taberi. Mevdudi ise, bu beş şehrin adlarını şöyle vermektedir.“Sodom şehrinin yanı sıra Gomora, Adma, Sanbuyem ve Zogr kentleri de vardı.” Bu kez Sodom ve Gomora hariç farklı üç şehir. Ama bu isimleri nereden uydurmuş belli değil. Çünkü Tevrat’ta da yok bu üç isim. Kısacası gördüğünüz gibi, bilgi araklarken bile hata yapmışlar. Bazı İslami çevreler Mevdudi’yi sapkın ve hezeyanları olan biri diyerek pek makbul saymazlar, o da ayrı bir konu elbette.
- Muhammed bin Cerîr Taberî, 9. yüzyılda yaşamış din ve tarih bilgini. İran'da tarihî bir bölge olan Taberistan'da doğduğu için 'Taberî' olarak ünlenmiştir. (MS. 838-923) Y.N.
- Pakistanlı müfessir, ilim, fikir ve mücadele adamı Seyyid Ebu'l Âlâ Mevdûdî. (1903-1979) Y.N.
Ne kadar ilginç değil mi? Ellerinde koskoca Kuran varken, gerek eski, gerekse yeni din âlimleri, hocalar Tevrat’tan aldıkları bilgiyi sanki Kutsal Kitabımızda varmış gibi söyleyebiliyorlar. Tanah’ın (Tevrat) yaptığı tasvirlerden bu havzada iki büyük şehrin olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim her iki büyük şehrin, krallarının da bulunduğu ve bu kralların adları dahi Tevrat’ta kaydedilmektedir. “Sodom Kralı Bera, Gomora Kralı Birşa” gibi. Özetle Kuran’da adı geçmeyen Sodom ve Gomora kent isimlerini Tevrat’tan alan Müslüman din bilginleri işi çözmüşler ve Kuran’daki büyük eksikliği (!) tamamlamışlardır.
Karşı iddiaların hepsi yakıştırmadır, ibret olsun diye uydurulmuştur. İşte birkaç örnek: Lut kavminin köyleri (veya şehirleri) bir yol üzerindelerdi. Bu yol Medine-i Münevvere'den Şam'a giden yoldur. Bu yoldan gelip geçen yolcular, Lut kavmine ait köylerin harabelerinin yanlarından geçerler ve onları görürler. Allah'ın azabının tesirini, gazabının sonuçlarını müşahede ederler. Çünkü onlar toprak olmamışlardır, izleri hâlâ mevcuttur.
Bir diğer örnek de şu; Lût kavminin tarih sahnesinden silinmesi, insanlık için birçok bakımdan ibrete değer olarak gösterilmektedir. Onlardan kalan Sodom kentindeki harabenin bir ibret levhası olarak hâlâ bir yol üzerinde durduğu ifade edilmekte. Hz. Muhammed (SAV)'in muhatabı olan Kureyş halkının o harabeyi görerek ibret ve ders alması gerektiği hatırlatılmaktadır. (Zemahşerî, II, 318; İbn Atıyye, III, 370)
Buna göre ticaretle meşgul olan Mekkeliler, Suriye topraklarına yaptıkları ticarî seyahatleri sırasında Lût kavminin yaşadığı Filistin'deki Sodom kentinden artakalan izleri (?) görüyorlardı. (Zemahşerî,II, 524) İnsan kendini tutamıyor. Ya büyük âlim, büyük din bilgini sen 10. yy.da yaşamış birisin, döneminde ne arkeoloji bilimi var, ne de bilimsel araştırmalar. Yaşadığın dönemde o uçsuz bucaksız çölde Sodom’un yerini nasıl tespit ettin, hangi bilgi ve belgeye dayanarak bu iddialarda bulundun? Bugün bile hala tartışılan bu kentin yerini nasıl oldu da elinle koymuş gibi buldun? Off valla sıkıldım, din konusunda nasılda desteksiz, belgesiz atıp tutuyorlar.
- Zemahşerî, 10. yüzyılda yaşamış Fars asıllı İslam bilgini. Tefsir, kelâm, fıkıh, lügât ve belâgat gibi birçok İslam'i bilim alanında araştırmalar yapmış ve çeşitli eserler vermiş filozof ve İslâm âlimi. (1070-1143)Y.N.
Muhammed Esed'in kaydettiğine göre; "Kuzey doğusunda Sodom ve Gomora bulunan Ölüdeniz'in kıyısını izleyerek kuzeye, Suriye'ye doğru uzanan Kuzey Hicaz'daki bu yolun varlığı Amerikan Doğu Araştırmaları Okulu (New Haven, Connecticut) tarafından yayımlanan hava fotoğraflarıyla şaşırtıcı bir biçimde doğrulanmıştır. Söz konusu fotoğraflar bu eski yolu, Ölüdeniz'in doğu sahillerine az çok paralel bir seyir göstererek kuzeye doğru kıvrılan koyu bir çizgi halinde açıkça göstermektedir."(Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu:III/324-325.)
Bu açıklamaya bir itirazımız yok. Eskiden köylerin, yerleşim merkezlerinin günümüzde olduğu gibi ticaret yollarına yakın yerlerde kurulması olağandır. Bu yerleşim merkezlerinin yukarıda iddia edildikleri gibi ya doğal afetlerden, ya terk edilmişlikten veya tanrı tarafından yok edildikleri elbette söylenebilir. Ancak henüz Sodom’dan arta kalanlar olarak gösterilen kanıtlar (?) hala kesin olarak arkeoloji açısından ispatlanamadığına göre, hatta bu iki şehrin Lut Gölü’nün dibinde olduğu pek çok arkeolog ve araştırmacı tarafından iddia edilirken yukarıdaki hocaların bu ahkâmları da neyin nesi? Elinde belge var mı? Yok.. Kanıt var mı? Yok.. Peki Kutsal Kitabımızda bu konuda (Sodom ve Gomora) bir bahis var mı? Yok.. Peki siz neyi, kime satıyors
Yorumlar
Yorum Gönder