deneme 122


Cumhuriyetin ilk yıllarından beri Türkiye'nin göç politikası Türk soylu yabancılara öncelik vermek üzerine. İskan Kanun'unu bir araştır

Dünyada biyolojik çeşitliliğin en fazla olduğu Amazon Ormanları, dünya ikliminin istikrarı açısından vazgeçilemeyecek bir öneme sahip. Bu ormanlar ayrıca Güney Amerika’nın tamamında nem ve yağış oranlarını dengeliyor.
Yağışlar
Amazon Yağmur Ormanları sadece Brezilya için değil, Güney Amerika'nın tamamı için muazzam miktarda su üretiyor. "Uçan nehirler" olarak adlandırılan, evapotranspirasyon sonucu oluşan su buharı ile yüklü hava kütleleri Brezilya'nın pek çok bölgesine nem taşıyor. Bu dev bulutlardan yağan yağmurlar Bolivya, Paraguay, Arjantin, Uruguay ve hatta Şili'nin en güney ucunda bile etkili olabiliyor. 

POLİTİKA | 23.08.2019
Brezilya liderinden Macron'a Amazon tepkisi

Faaliyetlerini Brezilya'da yürüten INPA‘nın (Ulusal Amazon Araştırmaları Enstitüsü) araştırmalarına göre, gövdesi 10 metre çapa sahip bir ağaç, atmosfere günde 300 litre buhar halinde su salınımını yapabiliyor. Bu da ortalama bir Brezilyalının günlük su tüketiminin iki katı anlamına geliyor.

Amazon Ormanları'nın korunması Brezilya'nın tarım ekonomisi ile gıda ve enerji üretimi açısından şart.

Yağmur ormanlarının yok edilmesi evapotranspirasyona ve "uçan nehirler"in ulaştığı mesafelere tesir ederek Güney Amerika'daki birçok ülkede yağışları olumsuz etkileyebiliyor. Bunun yanı sıra Amazon Nehri de güney yarımkürede denizlere akan toplam suyun beşte birini sağlıyor.

POLİTİKA | 22.08.2019
Bolsonaro Amazon yangınlarından STK'ları sorumlu tuttu

Reklam

İklim Değişikliği
Amazon bölgesi ve bu bölgedeki tropik ormanlar 90 ila 140 milyar ton karbonu muhafaza ederek küresel iklimin istikrarına büyük katkı sağlıyor. Ayrıca Amazon Yağmur Ormanları, yeryüzündeki biyokütlenin, yani yaşayan ya da ölüp fosilleşen tüm biyolojik malzemenin yüzde 10'unu bünyesinde barındırıyor. Ağaçların kesilmesi ile yok olan ormanlar ise dünya için en büyük sera gazı kaynaklarından biri. Tarımsal kullanım amacı ile yok edilen ormanlar atmosfere karışan sera gazı salınımı ile küresel iklimin istikrarsızlaşmasına neden oluyor. 


2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması'nın küresel ısınmayı, sanayileşme öncesi çağa göre en fazla artı iki derece ile sınırlandırma hedefi, kaçınılmaz olarak ormanların korunmasını da gerektiriyor. Birleşmiş Milletler'in 2015 verilerine göre dünyada en fazla sera gazı salınımına sebep olan on ülkeden biri konumundaki Brezilya, uluslararası anlaşmalarla bu sera gazı salınımını 2030 yılına dek, 2005 seviyesine göre yüzde 43 azaltma konusunda taahhüt etmiş durumda. 

Ülke aynı zamanda, bu hedefi tutturabilmek için enerji çeşitliliğindeki sürdürülebilir biyoenerji payını artırma ve 12 milyon hektar ek orman yaratma konusunda söz konusu anlaşmalarla kendini yükümlülük altına aldı.

Çevre Bilançosu
Dünya üzerinde bilinen tüm canlı çeşitlerinin yüzde onuna Amazon bölgesi ev sahipliği yapıyor. Gezegenin en büyük yağmur ormanı olma özelliğine sahip Amazon Ormanları aynı zamanda yerkürenin en geniş biyoçeşitliliğini de içinde barındırıyor. Ayrıca, özellikle ormanların henüz tam anlamı ile araştırılmamış olan bölgelerinde henüz bilinmeyen çok sayıda canlı türü olduğu bilim insanları tarafından kabul edilen bir gerçek. 

Bu biyolojik çeşitliliğin korunması, tüm canlı türlerinin varlığını sürdürebilmelerini sağlaması açısından önemli. Sağlıklı ve çeşitliliği bol olan ekosistemlerin, örneğin orman yangınları gibi felaketlerin ardından toparlanmaları da daha hızlı ve kolay oluyor.

Biyolojik çeşitliliğin korunması, bölgedeki diğer ekosistemlerin istikrarı açısından çok önemli. Mesela devasa boyutlardaki Amazon Mercan Resifi, küresel ısınma tehdidi altındaki mercanların yurdu sayılıyor.

KONULAR
Brezilya
Rio de Janeiro kentindeki Federal Fluminense Üniversitesi'nden Biyolog Carlos Eduardo Leite Ferreira'ya göre bu resif, okyanuslarda zarar gören bölgelerde yeniden mercan varlığı oluşmasına katkı sağlayabilir. Ancak Total ve BP gibi enerji devlerinin Amazon Mercan Resifi yakınlarında petrol arama faaliyetine girme gibi planları var. Bu planlar hayata geçirilirse bölgenin ekosistemi büyük zarar görebilir. 

Yağmur Ormanlarından Ürünler
Amazon bölgesinde varlıklarını sürdüren pek çok canlı türü, ilaç, gıda ve başka ürünlerin üretimi açısından önemli. Bölgedeki on binden fazla bitki türü, tıp ve kozmetiğin yanı sıra haşaratla biyolojik mücadelede kullanılan maddeleri içeriyor. Sao Paulo kentindeki ABC Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, Amazon bölgesinde yetişen ve halk arasında "Kedi Pençesi" denen bir bitki, sadece Artrit ve Osteoartrit tedavisinde kullanılmıyor, aynı zamanda yorgunluğu azalttığı gibi, ileri safhadaki kanser hastalarının yaşam kalitesini yukarı çekebiliyor.

Yağmur ormanlarından elde edilen ürünler tüm Brezilya'da satılmakta. Acai üzümü, Guarana, tropikal meyveler, palmiye kalbi ve Amazonlardaki yerlilerin ürünleri. İhracat açısından önemli ürünler ise Brezilya fındığı, bir palmiye türü olan Jarina, ilaç üretiminde kullanılan bitkisel maddeler Rutil ve Jaborandi, özel bir ahşap malzeme olan Pau Rosa ile reçine ve yağ çeşitleri sayılabilir.

Panda diplomasisi, Çin'in dev pandaları diplomasi aracı olarak diğer ülkelere gönderme uygulamasıdır. Pandalar, Çin'in ikili ilişkileri güçlendirmek istediği ülkelere gönderdiği diplomatik hediyelerdir[1].


ABD First Lady'si Pat Nixon'ın Şubat 1972'de Pekin Hayvanat Bahçesi'nde panda ziyareti
Çin küresel güç olma ve genişleme hedefinde her alanda yumuşak güç çerçevesinde çalışmaktadır. Panda diplomasisi, Ping-pong diplomasisi, Bir Kuşak, Bir Yol ve Konfüçyüs Enstitüsü bu çalışmaların bir parçasıdır. Çin dış ilişkilerinde pozitif imaj edinme çalışmasıdır. Bu yumuşak güç uluslararası arenada siyasi nüfuz amacıyla göze batmayacak biçimde uygulanmaktadır. Çin pandaları siyasi diplomat olarak kullanmakta, baskı aracı olarak kullanılan pandalar dış siyaset aracı haline gelmektedir[1].

Süreç
Düzenle
Uygulama yönteminde zamanla değişiklikler olmuştur. İlk başlangıcında pandalar hediye edilmiş, sonra hayvan hakları ve yasal düzenlemelere uygun olarak kiralanmıştır. Günümüzde belirlenen donör ülkeler ile ortak bakım yöntemi ile ödünç verilmektedir. Panda hediye edilen hayvanat bahçesinde Çinli ve yerli yetkililerin görüşmekte, verilen fotoğraflar ve ülkede panda bulunması "ilişkilerimiz iyi, daha iyi olabilir" anlamı taşımaktadır[1].

Dünya diplomasisinde imaj ve itibar kazanmak amacıyla hediyeleşmeler yapılmıştır. ABD'ye Fransa'nın hediye ettiği Özgürlük Anıtı buna bir örnektir. Çin ülkenin simgelerinden biri olan Çin ejderhası yerine daha yumuşak bir görüntü çizen pandayı sembol olarak seçmiştir.

Tarihi
Düzenle
Tang Hanedanı (MS 618-907) iyi komşuluk ilişkileri için pandaları hediye aracı olark kullanmıştır. İmparatoriçe Wu Zetian, Japon İmparatoru Tenmu'ya iki panda hediye etmesiyle panda diplomasisi başlamıştır. Bu hediyeleşme bilinçli bir siyaset olduğu bilinmese de Çin için bir âdet haline gelmiştir.

Panda diplomasisi tarihi belirgin üç bölüme ayrılır. 1957-1982 arası Çin arasını iyi tutmak istediği komşu komünist ülkelere "hediye" etmiştir. 1982-1994 arasında pandaları koruma, neslini devam ettirme nedenleriyle "ödünç verme" yöntemi kullanılmıştır. 1994'den sonra Çin pandalardan ekonomik fayda sağlayabileceğini fark etmiş, "kiralama" yöntemini geliştirmiştir.

1957'de Sovyetler Birliği'ne panda hediye edilmiş, bundan sonra uzun süre hareketsizlik yaşanmıştır. 1972-1982 arasında Birleşik Krallık, ABD, Batı Almanya, Japonya, Fransa, Meksika ve İspanya'ya 16 panda gönderilmiştir.

Doğada ve hayvanat bahçelerindeki panda sayısı için net bir rakam yoktur. Doğada bulunan panda sayısını Anadolu Ajansı 600, diğer kaynaklar 1800 olarak vermektedir. Dünya Doğayı Koruma Vakfı'ye göre doğada 1970'te 1000'in altına düşen panda sayısı, 2014'te 1864'e yükselmiştir.

1994'den sonra pandalar yüksek fiyatlara isteyen ülkelere kiralanmaya başlanmıştır. 2009'da ABD on yıllık anlaşmaya göre panda başına 1 milyon kira ve doğan yavruların Çin'e ait kabul edilmesi ve geri gönderilmesi şartları ile anlaşmışlardır. Soğuk Savaş ssürecinde 1972'de ABD başkanı Nixon'ın Çin ziyaretinde Mao panda hediye edileceğini açıklamıştır. Nixon iki misk öküzü hediye ederek karşılık bermiştir. Hediye pandalardan dişi Ling-Ling 1992, erkek Hsing Hsing 1999'a kadar Washington Ulusal Hayvanat Bahçesi'nde yaşamış ve burada ölmüştür[1].

Tibet ruhani lideri Tenzin Gyatso Avusturya'yı ziyaret etmiş, bu ziyaretten rahatsız olan Çin, bu ülkeye verdiği pandaları geri çağımakla tehdit etmiştir.

Çin, 2005'te Tayvan üzerindeki hakimiyet iddiaları doğrultusunda bu ülkeye panda göndermek istemiş fakat red cevabı almıştır. Çalışmalarına devam eden Çin, 2008 yılında Tuan (Yeniden Birleşme), Yuan Yuan (Birlik) isimlerini verdiği iki pandayı Tayvan'a göndermiştir. Almanya'ya göderdiği pandalara Tatlım (Tjen Tjen) ve Hazine (Bao Bao) gibi isimler verirken, Tayvan'a siyasi emellerinin izlerini taşıyan isimler tercih etmiştir. 2005'te pandaların reddedilmenin en önemli gerekçesi isim seçimi olmuştur. Panda diplomasisi faydasını göstermiş Çin-Tayvan arasında ender olan askeri ziyaretler ve ortak askeri misyon çalışmaları başlamıştır.

Güncel durum
Düzenle
Çin, panda donörü ülkelerin sayısını ve kiiralık panda sayısını resmi ve düzenli olarak açıklamamaktadır. Konu hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Anadolu Ajansı 2017'de 14 ülkede 48 pandanın bulunduğunu bildirmiştir. 2015 yılında Financial Times'a göre 12 ülkede 42 panda bulunmaktadır. Aynı kaynak 2017'de 20 ülkede 70 panda olduğunu aktarmıştır[1].

2017'de Güney Kore, Meksika, Endonezya, Singapur, Tayland, Avustralya'da 2 tane, Hong kong, Tayvan, Malezya'da 3 tane, Kanada ve Makao'da 4 tane, Japonya'da 11, ABD'de 12, Avrupa'da 18 tane panda bulunmaktadır.

Danimarka muhalefeti, iktidarın Tibet'deki baskıları ve ülkedeki insan hakları ihlallerini gündeme getirmemek şartıyla pandaların alındığını iddia etmiş, sürece itiraz etmiştir[2].

Hediye pandaları Çin devlet başkanı Şi Cinping ile ziyaret eden Putin, "hediye pandaların Pekin'in Moskova ilişkilerine önem verdiği anlamına geldiğini" söylemiştir

Masailer ya da Maasailer Tanzanya ve Kenya sınırları içinde bulunan 'Masai Mara' bölgesinde yarı göçebe bir hayat süren yerli halka verilen isimdir. Nilo-Saharan dil ailesine dahil olan Maa dilini konuşurlar. Tanzanya ve Kenya'da yaşayan Maasailerin toplam nüfusunun yaklaşık 900.000 olduğu tahmin edilmektedir.[1] Her iki ülkede uzak köylerde yaşamaları ve yarı göçebe hayat stilleri nedeniyle nüfusları hakkında tam bir tahmin yapmak g
Maasai toplumunda ataerkillik egemendir; önemli kararlar genelde yaşlı erkekler tarafından alınır. Toplumsal yaşantıyı genel olarak sözlü yasalar belirler. Resmi bir cezalandırma sistemi yoktur; genelde anlaşmazlıklar büyükbaş hayvan verilerek çözülür. Bunun dışında 'amitu' denilen barış yapma, veya 'arop' denilen özür dileme gibi sorunu kendi arasında çözme uygulamaları da bulunur.[2]

Maasailerin dini tek tanrılıdır; tanrılarına Engai adı verilir. Engai çift doğası olan tek bir tanrıdır: Engai Narok (Siyah Tanrı) yardımseverdir, Engai Nanyokie (kırmızı Tanrı) ise cezalandırıcıdır.[3] "Tanrı Dağı", Ol Doinyo Lengai, Tanzanya'nın kuzeyinde yer alır. Maasai dinsel sistemi içinde laibon adı verilen kişiler vardır; bunlar Şamanistlik tedavi, fal bakma ve kehanet dışında savaşlarda başarı ve bol yağış sağlama gibi görevleri vardır. Laibon'un saygınlığı sosyal konumundan çok, kişisel becerisinden kaynaklanır.[4] Maasaileri çoğunluğu Hristiyanlığa geçmiştir, ayrıca bir miktar Müslüman da bulunmaktadır.

Yüksek bebek ölüm oranı nedeniyle, Maasailerde bebek 3 aylık oluncaya kadar tam olarak tanınmaz.[5] Bir Maasainin yaşamının sona ermesinde ise somut bir tören uygulanmaz. Cesedin toprağa zarar vereceği inancından dolayı, toprağa verme işlemi sadece büyük şefler için yapılır. Genellikle ceset dışarıda leşçillere terk edilir.[6]

Maasailerin köylerine kraal adı verilir ve Maa dilini konuşurlar. Genelde ince, uzun yapılı insanlardır. Daha çok kırmızı renkli giysiler giyerler. Yakıt olarak tezek kullanırlar. Hayvan derisi ve kuru otlardan yapılmış yataklarda uyuyorlar. Bazen küçük hayvanları soğuk veya yabani hayvanlardan korunmak için kulübelerine alırlar. Bu hayvanlara verdikleri önemi gösterir.


Evini onaran bir Maasai kadını, Masai Mara (1996)
Maasailer kulübeleri yaparken küçük dal parçaları, çalıları, sığır dışkılarını ve sığır idrarını güneşte kurutup harç elde ederler. Dışkı olduğu halde bu harç kokmaz. Maasai çocukları eğitimlerini binalarda görmüyorlar. Okula kitapsız ve formasız gidiyorlar.

Maasailer kolye yaparken aşağıdaki renkleri bir arada kullanmazlar.

Koyu kahverengi ve siyah
Koyu mavi ve siyah
Sarı ve beyaz
Kırmızı ve turuncu
Bu renkleri yan yana kullanabilmek için aralarına açık mavi koyarlar.

Masailer için renklerin bazı anlamları Düzenle
Yeşil =Çayırlar
Mavi =Gökyüzü
Beyaz =Süt
Kırmızı =Tehlike
Siyah =Yağmur


Görünmez el, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bireylerin getirdiği istenmeyen daha büyük sosyal yararları ve kamu yararını tanımlayan bir ekonomik kavramdır. Kavram ilk olarak Adam Smith tarafından 1759'da yazılan Ahlaki Duygular Teorisi'nde tanıtıldı. Smith'e göre, kelimenin tam anlamıyla ilahi bir yardımdır, bu tanrı elidir, bu da bunu gerçekleştirmek için çalışır.

1776'da Ulusların Zenginliği'ni yazdığında, Smith uzun yıllar Fransız Fizyokratlarının ekonomik modellerini incelemişti ve bu çalışmada görünmez el, yerli sanayiyi desteklemek için sermaye istihdamı ile daha doğrudan bağlantılıdır. Ulusların Zenginliği'nde bulunan "görünmez elin" tek kullanımı Kitap IV, Bölüm II' de, "Bu Tür Malların Yabancı Ülkelerden İthal Edilmesine İlişkin Kısıtlamalar"da yer gerçekleştirilir. Smith'in yazılarında tam ifade sadece üç kez kullanılır.

Smith, izole mülk modelinde her iki ekonomik uygulamayı da geliştiren Richard Cantillon'un ifadesinin iki anlamını ortaya atmış olabilir.

Ticaret ve piyasa alışverişi fikri, neoklasik ekonominin arkasında yatan laissez faire ekonomi felsefesinin merkezi bir gerekçesidir. Bu anlamda, ekonomik ideolojiler arasındaki merkezi anlaşmazlık, "görünmez elin" ne kadar güçlü olduğu konusunda bir anlaşmazlık olarak görülebilir. Alternatif modellerde, Smith'in yaşamı boyunca büyük ölçekli endüstri, finans ve reklamcılık gibi yeni gelen güçler etkinliğini azaltır.

Terimin yorumları Smith tarafından kullanımın ötesinde genelleştirilmiştir.

Adam Smith öncesi
Değiştir
Görünmez el kavramına ilk atıf 7. yüzyıl Arabistan'ında ortaya çıkar ki, İslam peygamberi Muhammed'in bir tüccar tarafından fiyatları yükselmiş malların fiyatlarını sabitletmeleri istendiğinde, Muhammed "Fiyatları düşük ve yüksek yapan ancak Allah'tır" diye cevap verir, diğer Hadislerde ise "Fiyatları düzelten Allah'tır" denilir. Bu, bir peygamberin bile serbest piyasaya müdahale edemeyeceği bir laissez faire serbest pazarının ilk uygulaması olarak yorumlanmış ve uygulanmıştır.

Adam Smith
Değiştir
Ahlaki Duygular Teorisi
Değiştir
Smith'teki görünmez elin Batı dünyasındaki ilk görünümü, Bölüm IV, Kısım 1'deki Ahlaki Duygular Teorisi'nde (1759) gerçekleşir ve burada bencil bir ev sahibini, hasatını kendisi için çalışanlara dağıtmak için görünmez bir el tarafından yönetildiğini tanımlar:

Gururlu ve duygusuz ev sahibi geniş alanlarını görüyor ve kardeşlerinin istediği için düşünmeden, hayal gücünde tüm hasatı tüketiyor ... [Yine de] midesinin kapasitesi, arzularının sonsuzluğuyla orantılı değil ... geri kalanını, kendisinin de kullandığı o küçük şeyi hazırlayanlar arasında, bu küçük tüketilen saraya uyanlar arasında, büyüklük ekonomisinde kullanılan tüm farklı bibloları ve ıvır zıvırları sağlayanlar ve sırayla tutanlar arasında dağıtmakla yükümlü olacaktır; Hepsi böylece onun lüks ve kaprislerinden türeyen, boşuna insanlığından veya adaletinden bekledikleri hayatın necessaries payı... Zenginler sadece yığından en değerli ve uygun olanı seçerler. Fakirlerden biraz daha fazla tüketirler ve doğal bencilliklerine ve yakınlıklarına rağmen, sadece kendi manastırlarını kastetseler de, istihdam ettikleri binlerce kişinin emeğinden önerdikleri tek son, kendi kibirli ve doyumsuz arzularının tatmini olsa da, tüm iyileştirmelerinin ürettiği yoksullarla bölünürler... Görünmez bir el tarafından, dünya tüm sakinleri arasında eşit bölümlere ayrılmış olsaydı ve böylece onu istemeden, bilmeden toplumun ilgisini ilerletecek ve türlerin çoğalmasına yol açmış olacak olan yaşamın necessaries dağılımını yapmak için yönlendirilirler. Kader yeryüzünü birkaç yüce efendi arasında böldüğünde, bölmede dışlanmış gibi görünenleri ne unuttu ne de terk etti.

Görünmez el metaforunu kullanan Smith, kendi çıkarları doğrultusunda para alışverişi eden bir bireyin ekonomiyi bir bütün olarak istemeden nasıl etkilediğini sunmaya çalışıyordu. Başka bir deyişle, kendi çıkarlarını, kamu yararı ile birlikte bağlayan bir şey vardır, böylece kendi çıkarlarını takip eden bireyler kaçınılmaz olarak bir bütün olarak topluma fayda sağlayacaktır. "Görünmez elin" bu temsilinin Amerika'nın bağımsızlığının çalkantılı yılında gerçekleştiğini belirtmek gerekir. "Bu zamanlama göz önüne alındığında, bu daha olumlu çağrışımın, bir İskoç'un Amerikan Devrimi'nin potansiyel olumlu etkilerini yansıtması ve bir ulusun inen soyluların kontrolü dışında nasıl faaliyet gösterebileceği konusunda dünyayı aydınlatmaya çalışmasının doğrudan bir sonucu olduğu her türlü muhtemeldir."

Smith tarafından ifadenin diğer kullanımları
Değiştir
Sadece Astronomi Tarihi'nde (1758'den önce yazılmış) Smith, cahillerin doğa olaylarını açıklamak için atıfta bulunduğu görünmez elden bahseder:

« Ateş yanar ve su tazelenir; ağır cisimler iner ve daha hafif maddeler kendi doğalarının gereği olarak yukarı doğru uçar; Jüpiter'in görünmez eli de bu konularda çalıştırılmak için yakalanmadı. »
Ahlaki Duygular Teorisi'nde (1759) ve Ulusların Zenginliği'nde (1776) Adam Smith görünmez bir elden bahseder. Ahlaki Duygular Teorisi'nde Smith, kavramı neoklasik gelişim teorisinde de kullanılan bir kavram olan "aşağı doğru" bir teoriyi sürdürmek için kullanır: Zenginlerin oburluğu fakirleri beslemeye yarar.

Smith'in Fransa ziyareti ve Fransız Économistes'e (Fizyosistler olarak bilinir) tanışması, siyasi ekonominin sonu olarak görüşlerini mikro-ekonomik optimizasyondan makroekonomik büyümeye çevirdi. Yani ev sahibinin Ahlaki Duygular Teorisi'ndeki oburluğu, Ulusların Zenginliği'nde verimsiz emek olarak kınanıyor.

Smith'in mikro-ekonomikten makroekonomlu bir görüşe teorik U dönüşü Ulusların Zenginliği'ne yansımıyor. Bu kitabın büyük bir kısmı Smith'in Fransa ziyaretinden önceki derslerinden geri alıyor. Bu yüzden Ulusların Zenginliği'nde mikro-ekonomik ve makroekonomini olan Adam Smith'i ayırt etmek gerekir. Smith'in çalışmalarının ortasında görünmez bir eli alıntılayıp alıntılamadığı, tarifeler ve patentler söz konusu olduğunda olduğu gibi tekelleri ve hükümet müdahalelerini kınayan mikro-ekonomik bir açıklama mı yoksa makroekonom ekonomik bir açıklama mı olduğu tartışılır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de Yaşayan Zenciler

Müşür Nedir, Ne İşe Yarar?

Hükümetler Tarafından Gerçekleştirilen Tarihin En Büyük Altın Soygunları