deneme 125


"HAZEYNCEDEN ESİNTİLER

Yöresel şiveyle kayıp olana
"Yitik" der Hazeynler Darende'mizde
Edepden hayadan noksan kalana
"Yırtık" der Hazeynler Darende'mizde

'Hazeyn' adam demek er kişi demek
"Herise" burada en meşhur yemek
Yar olmazsa bir kişiye o felek
"Bitik" der Hazeynler Darende'mizde

Hiç kaşık çaldın mı sıcak "helle"ye
Tokat, şamar derler eski "sille" ye
Tandır alevinde yanan kelleye
"Ütük" der Hazeynler Darende'mizde

Ey hazeyn "nârele" biraz bağır da
"Çağa"ları etrafına çağır da
Kerpiç gibi mayalanmış yoğurda
"Katık" der Hazeynler Darende'mizde

"Mülevves" denmez mi pislik edene
"Hıyanet" de denir "hinlik" güdene
Ticari sahada iflas edene
"Batık" der Hazeynler Darende'mizde

"Colar ârif olur" gözler iyiyse
"semini cort olur o câde moysa"
Hazeynin boyu da "accık" kısaysa
"Potuk" der Hazeynler Darende'mizde
Güzele "milih" der över der "hâza"
Irmaklıda kan kırmızı karpuza
Ergenlik çağına gelmiş bir kıza
"Yetik" der Hazeynler Darende'mizde

Otlu ekmek ile "boranı" nice
"Darende Kebabı" hepsinden yüce
Olursa adamın boynu kalınca
"Kütük" der Hazeynler Darende'mizde

Paraya "ìtalır" der silaha "menge"
"Saltatlar" azmile girerler cenge
"Teres", "tahta eksik" bozuksa denge
"Zottik" der Hazeynler Darende'mizde

Hazeyn tekellimi şifre kestirme
Sigara "Dohan"dır aman estirme
Yıllarca beklemiş mala meyl verme
"Yatık" der Hazeynler Darende'mizde

Anana atana bir selam yolla
Pazarda "Manpır" var kendini kolla
Bir işte var ise zor ile hile
"Çıtık" der Hazeynler Darende'mizde

Sayamadım daha ben doya doya
Aslan Tektaş der ki "düş" müdür rüya
İlçenin geçimi altın kaysıya
"Patik" der Hazeynler Darende'mizde"

asperger sendromuna sahip kişiler, çocukluk çağında sosyal hayata ne yazık ki yenik olarak başlarlar; çünkü asperger, insanlarla etkileşimi oldukça zorlaştıran gelişimsel bir bozukluktur. aspergerli çocuklar sosyal olmayı istese dahi; bu anlamdaki becerileri zayıf olduğu için veya doğru yöntemleri uygulayamadıkları için arkadaş edinmekte zorlanırlar. bu sebeple de okul çağına gelip birinci sınıfa başladığında, ebeveynler çocuklarının hiç arkadaş edinemediğini, sınıfta dışlandığını, akran zorbalıklarına maruz kaldığını görürler. oldukça üzücü görünüyor değil mi? toplu okul etkinliklerinde yalnızdırlar, okul sırasında yalnızdırlar, aslında topluca oynadığını sandığı oyunlarda bile yalnızdırlar. ebeveyn için oldukça üzücü olan bu durum aslında çocuklar için de üzücü; çünkü onlarla sohbet ederken kendinizi onlardan gelen şu soruyla başbaşa bulabilirsiniz: “beni neden sevmiyorlar?” sebeplerini, çocuğunuzun doğru olmayan davranış şekillerini anlatsanız, nasıl davranması gerektiğini kurallarıyla birlikte söyleseniz bu kez onlar tarafından direnç görebilirsiniz. neden? çünkü aslında onlar için her şey normaldir.
hayat boyu süren bu sendrom, neyse ki yıllar içinde düzelme eğilimi gösterir. yani bu çocuklar yetişkin birer birey olduklarında güçlü ve zayıf yönlerini öğrenebilir, sosyal becerilerini geliştirebilir. tabii önce farkında olmak çok önemli. en önemli belirtisi sosyal durumlar karşısında yaşanan problemler olan asperger sendromu, ebeveynler tarafından genellikle okul öncesi çağ veya ilk okul çağında fark edilir. belirtileri çeşitli olan bu sendroma sahip iki çocuğun birbirinden farklı özellikler gösteriyor olması da mümkün.
asperger sendromuna sahip çocukları fark ettiren belirtilere gelecek olursak:
- bu çocuklar sosyal ipuçlarını yakalama konusunda başarısızdır. karşısındakinin beden dilini anlamakta güçlük çektiği gibi sohbete başlama, sohbeti sürdürme ve sırayla konuşma konularında zorlanırlar. bu durum gençlikte de devam eder ve istemsiz bir yalnızlık başgösterir. en zor yanı bu sebeplerden ötürü ileri yaşlarda zorbalığa, alaya alınmaya maruz kalma ihtimalinin olması. kolay güvenirler ve saftırlar.
- gün içinde rutinlerinde sapma olursa tepkiyle karşılaşabilirsiniz; çünkü rutinin değişmesi hoşlarına gitmez. kuralları severler. hatta sınıf ortamında kurallara uyması ve dürüstlüğü ile sivrilmesi olası.
- bir diğer konu empati eksikliği. asperger sendromuna sahip bir çocuk, mutlu mesut oyun oynayan bir çocuğun ya da çocukların oyunlarını bozabilir, sonucunda onları ağlatabilir ve olay mahalinden mutlu mesut uzaklaşabilir. neden? çünkü davranışlarının sonucu ile ilgilenmezler. bu durum özellikle aspergerli bireylerin evlilik ve ebeveynlik hayatını oldukça olumsuz etkiler. çünkü aile bireylerinin zaman içerisinde isyan bayrağını dikmeleri olası bir durum.
- şakayı ve alayı fark edemeyebilirler. bununla birlikte konuşmanın anlamını değiştiren tonlamaları ve vurguları da fark etmekte zorluk yaşayabilirler.
- göz kontağı kurmaktan kaçınırlar, başka yerlere bakarlar.
- alışılmışın dışında yüz ifadeleri veya vücut dilleri vardır. hatta zaman zaman bu tavırlardan dolayı sosyal ortamlarda “geri zekalı” oldukları düşünülebilir.
- gelelim aspergerin en önemli belirtisine. ve görece en iyi sonucuna. bu arkadaşların belirli ilgili alanları vardır. mesela bir bütünün parçasını alır sadece oraya yoğunlaşırlar veya alışılmışın dışında aktivitelerle uğraşırlar. astronomiye meraklı olabilirler, sayılara, şekillere, deniz altına, mesela bir arabanın sadece bir modeline, hayvanlar aleminden bir veya birkaç türe (yılan, bal porsuğu, dinazor, tilki gibi), hatta bir diziye bile takılıp kalabilirler. ilgileri takıntı derecesinde olduğu için de bu konulara fazlasıyla hakim olurlar. sadece bu konularla ilgili sohbet etmek ister ve sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar bu konu üzerine sıkılmadan konuşurlar. konuyu değiştirmeye çalışırsanız da ya buna pek müsaade etmez ya da olay mahalini terk ederler.
- motor gelişimlerinde gecikme görülür. yazıları genellikle kötüdür.
- yüksek ses, yüksek ışık, keskin tatlar, pütürlü yemekler, farklı dokulardaki kıyafetlere hassasiyetleri vardır.
- yaratıcıdırlar, orijinal ilgi alanlarının ve hedeflerinin peşinden giderler.
fark edilen belirtilerden sonra yapılması gereken ilk şey bir çocuk ve ergen psikiyatristine başvurmak olacak. mümkünse çocuğun takibini uzun yıllar yapacak bir psikiyatrist seçmek, çocuğun dosyasına hakim olması bakımından önemli.
kozadaki tirtil
17.06.2022 16:39


kendisine sahip kadınlarla ilgili maalesef pek de türkçe kaynak bulunamayan sendrom. birkaç okuduğum yabancı kaynağa göre asperger sendromunun kadında ve erkekte işleyişi farklı imiş
namidigerkokuc
02.07.2022 00:17 ~ 00:18

kız kardeşim psikoloji okuyor. geçen sohbet ediyorduk. "ben bi laf ettiğimde karşımdakini kırıp kırmadığımı anlamıyorum, sosyal becerilerim zayıf. matematik, geometri ve müzikte fena değilim. bi de iyi dama oynuyorum. acaba ben de aspergerli miyim?" dedim. "yok abi sen düz patavatsız bir asosyalsin". dedi. "canımsın" dedim.
in pace requiescat
05.08.2022 06:25

güney kore yapımı bir diziye de konu olmuştur.

(bkz: extraordinary attorney woo) isimli dizide başrol kadın karakter asperger sendromlu. dizide normal hayatın akışı içinde karakterin iş hayatına uyum sağlama süreci ve romantik ilişkisi konu ediliyor. dizi ana karakterin kadın oluşu ve konuyu ele alış tarzı ile benzerlerinden ayrılıyor. asperger sendromunu daha iyi anlamak adına izlenebilecek güzel bir seyirlik arayanlara önerilir.
kafkaonshore
13.08.2022 02:14


bugün dsm listesinde otizm spektrum bozukluğunun bir ucunu temsil eder haldedirler.
bilindiği gibi erken yaşlarda ortaya çıksa da sanıldığının aksine yetişkinlikte ortaya çıktığını gösteren bulgular vardır. özellikle kızlarda kullanılan tanılar erkeklerinki ile aynı olduğu için yetişkin kadınlarda tespiti çok zordur. buna ilerleyen kısımlarda geleceğim.

otizmin üç klasik özelliği şöyle belirlenmiştir: tek başına kalmaya güçlü istek, ikincisi her şeyin aynı kalması ve değişmemesi arzusu ve üçüncüsü ise yaratıcı özel yetenekler.
aspergerlilerin yaklaşık %10u düşük ıq değerlerine sahiptir. çoğunda ise şiir, resim, yeni bir dil, müzik, resim, matematik, üstün hafıza gibi yetenekler bulunur.
her insanın kendine özgü bir zihin kuramı geliştirdiği düşünülür. yani hepimiz kendimize ve diğer insanlara tıpkı bize benzedikleri ve bizim gibi davranışlar gösterdikleri, bizim gibi beyinlere sahip oldukları için bizdekine benzer zihinsel durumlar atfederiz. sosyal öğrenme ve etkileşim diğer insanlara zihinsel durumlar atfetmemize ve onların davranışlarını anlayabilmemizi sağlar.
otizmli bireylerde ise zihin kuramı modelinin eksiklikleri görülür. biyolojik şeyler ile mekanik şeyler arasında onlara göre fark yoktur.
genelde karşıdaki kişinin ağzına bakarlar ki bu bilgi göz hareketlerini takip eden sistem ile birçok deneyde gerçekleştirilmiş ve doğrulanmıştır.
normal gelişimdeki bireyler ise tam tersi karşısındaki kişinin gözüne bakar ki onun bakışlarından o kişi hakkında (arzu, niyet vs) daha çok bilgi toplamaya çalışır. yani zihin kuramı modeller. bu yüzden otizmli bireyler bakış ile niyet arasında ilişki kurmakta zorlanırlar.
bu kısım otizmli bireyler ile aspergerli bireyler arasındaki ortaklıkları gösterir. farklılık ise derecesinden gelir.
aspergerliler açık bir biçimde vücut koordinasyon bozukluğu olan bildiğimiz anlamda otistiklerden farklılardır. elini ayağını nereye koyacağını bilemeyen, ne istediklerini anlatmakta başarısız olan normal otistiklerden daha farklılardır. belirgin farkları dış dünyadan haberdar olmaları. otistiklere göre bunu biraz daha iyi yönetebilmeleri ancak sosyal bir insana göre hala bu konuda eksikliklerinin olması. nedir bunlar?
elbette ki otistiklere göre vücut kontrolleri olsa da sakarlıkları vardır. kompleks vücut kontrolü gerektiren, normal bir insanın yapabileceği şeyleri yapmakta zorluk çekerler. örneğin bisiklet sürme koordinasyonu.
göz teması kurmakta daha başarılılar. mimik taklidini maskeleme denilen şeyi yaparak çözerler. bu konuda kızlar kesinlikle çok daha başarılı. bu sebeple kadınların tanısı ileri yaşlarda bile anlaşılması zorlaşmaktadır. zira büyüdükçe daha kolay taklit yapabilmekteler ve kendilerini bu konuda geliştirmekteler.
yine de bir olayı incelerken, söz konusu kişiye dik dik bakmayı hala sürdürebilirler.

sosyal ortamda ne istediğini ifade edemediği için bunu ellerini kollarını sallayarak, bağırarak ancak ifade edebilen otistiklere göre daha iyi yönetirler.
sosyalleşmeye ve iletişim kurmaya yönelik becerileri aynı anda geliştiremedikleri için iç dünyalarına kapanır ve diğer insanlarla sosyal etkileşime girmez. bu otistiklerde fazla iken aspergerlilerde daha azdır. bunlara az sonra değineceğim.
empati eksiklikleri otistiklere göre daha azdır ama bu onların patavatsız olmalarını engellemez. otistikler açık bir biçimde karşıdakinin duygularını anlamaz. aspergerli de çogu zaman anlamaz. bunu geliştirebilir (özellikler kızlar) ama yine de patavatsızlıkları ile karşı tarafı kırdıklarını anlamazlar. bunu anlamaları için ailelerinin onlara yaptıkları açıklamaları eğer ki ezberleyip içselleştirirse benzer sosyal durumlarda aynı şekilde davranmamaya çalışabilir. bunu da karşısındakinin duygusunu yüzde yüz anladığından değil o durum karşısında yapılmaması gerektiğini öğrendiğindendir.
lakin tüm bunlar hem otistiklerin hem de aspielerin acı çekmediğini göstermez. bu başka bir durumdur. yani ağlamazlar, üzülmezler denilemez. sadece empati yapmakta zorlanırlar.
bununla alakalı bir şey daha söyleyip başka bir tipik özelliğe geçmek istiyorum. deyimler, teşbihler ve kinayeler hem otistikler hem de aspergerliler için anlamsızdır veya anlamsız gelebilir. bu düşük zekadan ziyade bazı şeylerin ilk anlamlarını düşünmek yerine neden ikincil, üçüncül anlamları olduğunu düşünmenin tercih edilmesini anlamamaları ile ilgilidir. yani bir açıdan gereksizdir. ne ise doğru ve direkt söylenmesi daha makul gelir. bu da yine sosyal dünyayı anlamlandıramadıkları başka bir şeydir. matematikle olan olası ilgileri de bu sebeple geliyor olabilir. dünyayı anlamlandırmak için kullanılan dil (matematik de olabilir pekala) direkt olmalıdır. belirsiz veya çoğul anlamlı değil.

bir diğer konu ise duyusal duyarlılık. pek çok otistik dış çevreden gelen seslerle, kokularla, görsel uyaranlarla başa çıkamaz. çünkü duyusal algıları aşırıdır. ve bu aşırı uyaranla ne yapacağını bilemezler. bu sebeple yüksek seslerde kulaklarını kapatır, yüksek ışığı sevmez ve sarılmaktan, dokunulmaktan hoşlanmazlar. onlar için dokunma hissi zaten gelişmiştir ve yanındaki kişiden gelebilecek ekstra bir durum zaten yönetmekte zorlandıkları şeyi daha da arttırır.
aspielerde ise durum biraz daha farklıdır. onlar çevreden gelen çok sayıda sesi kulaklarını kapatarak bastırmazlar. dokunulmaktan ise genel bir tabirle “hoşlanmazlar”.
tüm bunlara karşı aspienin verdiği tepki ise anksiyetedir. çoğu anksiyete, depresyon, dikkat eksikliğine sahiptir.
sosyal açıdan eksik yaşamanın ve dünyayı bambaşka algılamanın sonucu sosyal anksiyete, depresyon, bipolar bozukluk, mide rahatsızlıkları en önemlisi okb default olarak gelir. aşırı görsel duyarlılık ayrıca migren atakları da geliştirebilir.

okb'den ayrıca bahsedeceğim ama burada anksiyete ile aspergerlinin arasındaki ilişkinin iyi anlaşılması gerekiyor. sosyal yaşamı bir otistiğe göre daha iyi yönetse de sosyal yaşam hala onlar için anlamlandıramadığı bir şeydir. maskeleme yolu ile diğer insanları taklit etseler de bu hala kökeni tam olarak anladıklarını göstermez. bu da dışarıya belki bir otistik gibi daha temel el kol sallama veya bağırma şeklinde değil ama daha üsturuplusu olan anksiyete bozukluğu ile yansır. çünkü hala başa çıkmakta zorlanır. bunun bir sebebi de zorlantı saplantı bozukluğudur ve okb'lilerde de görülen belirsizliği kontrol etme isteği ile alakalıdır.
şurada okb'lilerin belirsizliği kontrol etmeye çalışmasından bahsetmiştim. aspergerli de bilmediği çevreyi belirsizlikleri kontrol etmek için zorlar ve kontrol dışı gelişen olaylarda ise epic fail yaşar ve bunu anksiyete olarak patlatır.

otistiklere göre bir farkı da zeka seviyesi. otistiklerin bir ucu çok düşük zeka seviyesini gösterse de aspieler için durum böyle değildir. en az normal zeka ve üzeri görülür. istatistikler en az 90 ve üzeri olarak gösteriyormuş. bu önemli bir farktır zira otistiklerde en düşük zeka 40 olarak görülmektedir. özellikle ileri zeka görülme sıklığı vardır ama unutmamak gerekir ki bu normal insanlar için de geçerlidir.
onlar da otistikler gibi kendi dünyalarında yaşarlar ama dış dünyanın da açık bir biçimde farkındadırlar. sadece farklı anlamlandırırlar.

gelelim sınırlı ilgi alanlarına.
otistikler gibi sınırlı ilgi alanları vardır ve saplantı zorlantı bozukluğu ile ilişkilidir.
tipik özellikler ilgi alanlarıyla ilişkilidir. örneğin güçlü ilgi alanlarına sahip olmak, aşırı odaklanma, dönem dönem derin düşünceye dalmak, bilgi toplama, ilgi alanlarına yönelik ve sağlam uzun süreli hafıza, bir şeylerin nasıl çalıştığını çözebilmek, bağlantılar kurabilmek (bknz: aspie testi)

bir diğer özellik ise örüntü tanıma ile ilgilidir. ayrıntıları farketmek, tekrarlayan şekil ve dizilerini farketmek, farklı bir hayal gücü ve problemleri alışılmadık şekilde çözümlemek.
bu da onları normal insanların deha diye tanımladığı noktaya getiriyor (burada tekrar belirtmek istiyorum ki bu sıklık, normal insanlarda deha görülme sıklığından farklı değildir. ya da böyle söylemek için kesin data gereklidir).

şurada deha ile delilik arasındaki nörolojik sınırdan bahsetmeye çalışmıştım. okb ve szb (saplantı zorlantı bozukluğu) ile birleştiğinde diğer insanlardan farklı olarak örüntü tanıma üzerine fazlaca odaklanabilir. saatlerce günlerce o konuya odaklanabilirler.
eğer bu keşiflerini dış dünyaya aktarabilecek noktaya gelebiliyorlarsa burada newton gibi olmalarının önünde engel olmayabilir. bugün doktorlar gösterdiği özellikleri sebebiyle newtonun asperger olduğunu düşünmektedir. ayrıca okb ve szbli olduklarını da.

buradan başka bir konuya (aslında alakalı bir konuya) geçeceğim.
değişimden rahatsızlık duymaları. kontrollü, ne olup biteceğini bildikleri ortamlarda yaşamayı severler. evet okb belirtileri burada da karşımıza çıkıyor.
garip takıntılar. nedir bunlar her gün aynı saatte aynı şeyi yapmak isteyebilirler.
tekrarlayan cümleler de bir başka belirtidir.
işte bu tekrarlayan rutinlerin altındaki köken, dış dünyayı yönetememelerine karşı belirsizliği kaldırmak için oluşturdukları “kendi düzenleri”. bu yüzden değişimi sevmezler. emrivakileri sevmezler.
bunlar hep geliştirilen koruyucu tepkilerdir.
anksiyete ise başaramadıklarında gerçekleşen patlamalar.
enteresandır ki hayal dünyalarında sınır tanımazlar lakin gerçek dünyada rutinleri olsun isterler.

iş dünyası ile ilgili okuduğum kaynağa göre (şurası) geliştirdikleri başa çıkma yöntemleri de benzerdir. stresli bir işte anksiyete geçirmeleri çok olasıdır. kendilerinden isteneni en iyi şekilde yapmaya meyilldirler (mükemmeliyetçilik, okb ilişkisi) ve tam saatinde gelmeyen, işlerini tamamlamayan kişiler onları rahatsız eder. çünkü bu belirsizliktir.
aşırı dikkat gerektiren ama tekrarlayan, kendi başına yapacakları işleri severler. bu nedenle çoğu evde veya kontrollü ortamlar olan üniversite, okul gibi yerlerde çalışmayı yeğlerler.

son olarak işin genetik kökenlerine kısaca atıfta yapmak istiyorum. çalışmalar genellikle otizm şemsiyesi altında yapılmış. neticede asperger bugün otistik spektrum bozukluğu altında bir alt türdür.
otizmin ailede görülme sıklığı yüzde 30lara çıkabilir.
otizmin kalıtımsal farklılıklarından şurada bahsetmiştim. yukarıda bahsettiğim zihin kuramı için gerekli olan sosyal beyni oluşturan bölgelerin: yani alt temporal korteks (yüz tanıma için), amigdala (duygu için), üst temporal sulkus (biyolojik hareketleri anlamlandırmak için), ayna nöron sistemi (empati kurabilmek için) ve son olarak zihin kuramını modelleyebilmek için temporal ve parietal lobların birleşim bölgeleri arasında iletişim bozukluğu vardır.

buna neden olabilecek en önemli etkenin genler olduğu düşünülmektedir. öyle ki bugün otizme neden olduğu düşünülen 50 çeşit gen bulunmuştur. daha da önemlisi ise gen kopyalamasında yapılan hatalardır. yapılan araştırmalara göre özellikle 7. kromozomun bir kısmı fazla kopyalandığında otizm; aynı kromozomun aynı kısmı eksik kopyalandığında ise williams sendromu oluşuyordu. bakıldığında bu sendrom sosyal açıdan otizm bozukluğunun tersi denilebilir. öyle ki bu sendroma sahip çocuklar aşırı sosyaldir. konuşma ve iletişim kurmak için aşırı istek güderler. yabancılar dahil herkese güvenebilirler. yine otizm bozukluğunun
tersi olarak görsel uzamsal ilişki kurma konusunda başarısızlardır. ancak yüz okuma, duygu okuma konusunda ustadırlar.
bu iki zıt bozukluk aslında gösterir ki beyin sosyal iletişim ve etkileşim için (yani sosyal beyin) belirli bir nöronal iletişim ağı kullanmaktadır ki yukarıda belirtmiştim.
bir açıklamaya göre otizmli bireylerin beyni sosyal iletişimdeki bu eksikliği kapatmak için olağandışı yetenekler geliştirirler.
vücudumuzdaki 21bin genin 20 ila 30 genini içeren tek bir kromozom bölgesinin karmaşık sosyal davranışlar üzerindeki etkisi gerçekten enteresandır.
ek olarak başka görüşler de novo etkileri. babanın sperminde dış çevreden kaynaklı epigenetik ve genetik etkiler. ayrıca bağırsaklarda biriken toksiklerin beyin gelişimini etkilediğinden de bahsedilir.

not: yazdığım bazı tipik özellikler kendi dünyamda oluşturduğum ve anlatamadığım şeyleri içerir. özneldir.
devamını okuyayım
uzaydangelenfare
06.10.2022 12:03 ~ 12:41

(bkz: amygdala) ve ilgili kısımlar arasındaki sorunlar nedeniyle oluştuğu iddia edilmektedir.
sosyal etkileşimlerde kalıcı bozulma, tekrarlayan davranış kalıpları ve çevreye sınırlı ilgi ile karakterizedir.
xednapx
06.10.2022 12:13


Advertisementx
elon musk
anthony hopkins
vladimir putin
daryl hannah
david byrne
albert einstein
bill gates
sir ısaac newton
nikola tesla
benjamin franklin
henry ford
alfred hitchcock,
charles schulz,
thomas edison,
mark twain,
abraham lincoln
stanley kubrick
wolfgang amadeus mozart
ısaac asimov
emily dickinson
marie-curie
alan turing

dünyayı değiştirenlerin sahip olduğu özellik...

(bkz: ben x) filmindeki karakterin sahip olduğu sendromdur.

elon musk'ın hafif değil gayet ağır derecede sahip olduğu sendrom.

elon musk'ın ağır değil gayet hafif derecede bile sahip olmadığı sendrom.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de Yaşayan Zenciler

Müşür Nedir, Ne İşe Yarar?

Hükümetler Tarafından Gerçekleştirilen Tarihin En Büyük Altın Soygunları