deneme 152
etabli meselesi, kurtuluş savaşı'ndan sonra lozan antlaşması uyarınca, anadolu'daki rum halk ile yunanistan'daki türkler'in karşılıklı değişimi konusunda çıkan sorun. lozan antlaşması'na göre b. trakya'daki türkler ile istanbul'da oturan (fr. établis) rumlar, değişim dışında kalacaklardı. değişimi gerçekleştirmek için kurulan karma komisyondaki türk ve rum delegeler, antlaşma metnindeki "établis" sözcüğünü farklı biçimde yorumladılar. türkler, yasalara göre istanbul'da oturduğu kanıtlanabilen rumlar'ın bu tanıma girdiğini, rumlar'sa sözcüğün istanbul sınırları içinde fiilen oturan rumlar'ın tümünü kapsadığını savundular milletler cemiyeti meclisi konuyu milletlerarası daimi ada let divanına danıştı. divan 21 şubat 1925 tarihli özet görüşünde, sözcüğün süreklilik anlamını içerdiğini ve fiili bir durumu belirttiğini; istanbul halkı sayılmak için, kentin belediye sınırları içinde 30 ekim 1918'den önce yerleşmiş bulunmalarının ve orada sürekli olarak oturmak istemelerinin gerekli olduğunu belirtti. ancak sorun, adalet divanı nın bu görüşüyle çözümlenemedi. b. trakya'daki türkler'in mallarına elkonması gibi girişimler, istanbul'daki rumlar'ın mallarına elkonmasıy-la yanıtlandı ve sorun ancak 1 aralık 1926'da imzalanan atina antlaşması'yla çözüldü.
Amsterdam Antlaşması, 2 Ekim 1997 tarihinde Avrupa Birliği üyesi ülkelerce imzalanmış ve 1992 yılında imzalanan Maastricht Antlaşması'nın koşullarında köklü değişikler yapmıştır. Antlaşma 1 Mayıs 1999 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Amsterdam Antlaşması
Amsterdam Antlaşması'nı imzalayan heyet (2 Ekim 1997)
İmzalanma
2 Ekim 1997
Yer
Amsterdam
Yürürlük
1 Mayıs 1999
Amsterdam Antlaşması, Avrupa Parlamentosu'nun yetkilerini arttırmış; demokrasi, birey hak ve özgürlükleri, Avrupa Birliği vatandaşlığı gibi konular üzerine yeni vurgular yapmıştır. İşçi çalıştırma; bir özgürlük, güvenlik ve adalet alanı oluşturulması; ortak dışişleri ve güvenlik politikası ve genişleme hamlesinde birliğin kurumlarına yenilikler yapılması gibi konular da bu antlaşmada hükme bağlanmıştır.
Geçmişi
Değiştir
Amsterdam Antlaşması, Roma Antlaşmaları'nın imzalanmasından kırk yıl sonra, 2 Haziran 1995 tarihinde Sicilya'nın Messina kentinde başlayan çok uzun bir müzakere sürecinin ardından 17 Haziran'ı 18 Haziran'a bağlayan gece Amsterdam'da tamamlandı. 2 Ekim 1997'de resmen imzalandıktan sonra, katılımcı ülkelere bu antlaşmanın onaylama süreci için eşit süre tanındı. Tüm ülkelerde onaylanmasının ardından, Avrupa Parlamentosu'ndan da geçti ve 1 Mayıs 1999 tarihinde resmen yürürlüğe girdi.
İçerik
Değiştir
Amsterdam anlaşması 13 protokol, üye ülkelerin hükûmet temsilcilerinden oluşan konferans tarafından kabul edilen 51 deklarasyon, üye ülkelerin eklediği 8 deklarasyon ve var olan anlaşmalara getirilen 15 maddelik değişiklikleri içermektedir. 16 paragraf içeren birinci madde Avrupa Birliği Antlaşması'nın genel maddelerini değiştirmiş, Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası ve asayiş konusunda iş birliğine değinmiştir. 70 paragraflık sonraki dört madde Roma Antlaşması, Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu antlaşması, Euratom antlaşması ve Avrupa Parlamentosu seçimlerini düzenleyen yasayı değiştirmiştir.
Antlaşma ile AB, birlik içinde insanların serbest dolaşım hakkı için gerekli olan göçmenlik, özel hukuk, medeni usul hukuku gibi konularda yasa çıkarma konusunda yetki sahibi olmuştur. Aynı zamanda üye ülkelerin kriminal vakalarda daha etkili bir biçimde çalışabilmeleri için, hükûmetler arası iş birliği desteklenmiştir. Schengen antlaşmaları da AB yasalarına dahil edilmiştir.
Antlaşma ortak dışişleri ve güvenlik politikaları konusunda AB değerlerini dış dünyada tanıtmak ve birlik çıkarlarını gözetmek amaçlı yeni ilkeler ve sorumluluklar ortaya çıkarmıştır. Avrupa Zirvesi, Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi tarafından onaylanarak yürürlüğe konulabilecek ortak stratejiler belirleme hakkı kazandı. Antlaşma ayrıca, Konsey ve Komisyon ile AB politikalarını dış dünyada temsil edecek Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilciliğini ortaya çıkardı.
İzmir Tabip Odası'ndan çarpıcı çıkış: "Kızamık salgının nedeni düzensiz göç ve sığınmacılar."
2 çocuk ölmüştü. İzmir Tabip Odası'ndan çarpıcı çıkış: "Kızamık salgının nedeni düzensiz göç ve sığınmacılar."
Türkiye'de güçlü aşı programıyla birlikte salgın olmaktan çıkan kızamık vakaları tekrar başladı. İstanbul ve Ankara’da hızla yükselirken, İzmir’de de vakalar görülmeye başlandı.
Ege Haber’e konuşan İzmir Tabip Odası Sekreteri Yüce Ayhan, İzmir’de de vakaların arttığını söyledi. Ayhan, İzmir’de de vakaların arttığını ancak bir sayı veremeyeceğini belirtti. Ayhan, “Bize gelen gözlem sonuçlarına göre bunu söyleyebiliyoruz.” dedi.
Kızamık vakalarındaki yükselişin sebeplerine ilişkin de konuşan Ayhan, kontrolsüz kalabalıklara dikkat çekti. Kızamık vakalarının artmasındaki nedenin ne olduğunu tam olarak bilmediklerini ifade eden Ayhan, “Kızamık vakalarında artış olmasının iki nedeni olabilir. Bunlardan ilki düzensiz göçmenler, sığınmacılar… Bu insanların ülkeye girdiği andan itibaren bir kontrol noktasında sağlık taramasından geçmesi, gerekiyorsa tedavi edilmesi lazım. Dolayısıyla bu topluluğun aşılanma açısından başarısı yüzde olarak nedir bilmiyoruz. Bu tarz topluluklarda yüzde 100’e yakın bir bağışıklık sağlanabilirse, vaka sayısının da önemli ölçüde azalacağı kanaatindeyim” dedi.
"SINIRDAN ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK GEÇEN İNSANLAR VAR"
Ertuğrul, kızamık vakalarında yaşanan artışta aşı karşıtlığının ve düzensiz göçün etkili olduğuna vurgu yaparak şunları belirtti:
"Önümüzdeki dönemlerde bu iki sebepten ötürü diğer çocukluk çağı hastalıklarının da yavaş yavaş artmaya başladığını göreceğiz"
Düzensiz göçle ülkeye giriş yapanların sağlık kayıtlarının tutulmadığına dikkat çeken Ertuğrul, şöyle dedi:
"Düzensiz göçle gelen insanların daha önce hangi aşıları yaptırıp yaptırmadıklarını bilmiyoruz. Sınırdan elini kolunu sallayarak geçen insanlar var. Bunların hiçbir sağlık kaydı yok. Hangi hastalıkları taşıyıp taşımadıklarını bilmiyoruz. Göçmen kabulünün belirli kurallar dâhilinde yapılması gerekiyor."
Kızamık gibi hastalıkların belirli bir aşı oranına ulaştıktan sonra toplumdan yavaş yavaş silinmeye başladığını anımsatan Ertuğrul, “Bizim ülkemizde toplumsal bağışıklığı sağlamıştık. Düzensiz göçle birlikte hastalık yaygınlaşmaya başladı” diye konuştu.
Sovyetler Birliği'nin nüfus ve göç hareketleri, ülkenin tarihinde önemli bir rol oynamıştır. Sovyetler Birliği, 1922'de kurulan ve 1991'de dağılan bir federal devlet yapısına sahipti. İşte Sovyetler Birliği'nin nüfus ve göç hareketleriyle ilgili bazı temel noktalar:
1. Nüfus Artışı: Sovyetler Birliği'nin kuruluşuyla birlikte ülke nüfusu hızla artmıştır. 1920'lerden itibaren uygulanan kalkınma politikaları, sağlık hizmetlerinde ilerlemeler ve kırsal kesimden kentlere göç gibi faktörler, nüfus artışına katkıda bulunmuştur. 1930'lardan itibaren ise Stalin döneminde gerçekleştirilen kolektivizasyon politikaları ve sanayileşme hamleleriyle birlikte hızlı bir endüstrileşme süreci yaşanmış ve bu da nüfus artışını desteklemiştir.
2. İç Göçler: Sovyetler Birliği döneminde, ülke içinde büyük ölçekli iç göçler yaşanmıştır. Kırsal kesimden kentlere olan göçler, sanayileşme süreciyle birlikte hızlanmıştır. Bu göçler, tarımsal faaliyetlerden sanayi sektörüne kayma ve iş imkanlarının artması gibi faktörlerden kaynaklanmıştır. Özellikle büyük şehirlerde nüfus patlaması yaşanmış ve yeni sanayi merkezleri oluşmuştur.
3. Zorunlu Göçler: Sovyetler Birliği döneminde bazı zorunlu göç hareketleri de gerçekleşmiştir. Örneğin, Stalin dönemindeki sürgün politikaları kapsamında, etnik azınlıkların toplu olarak farklı bölgelere sürgün edilmesi gerçekleşmiştir. Aynı zamanda II. Dünya Savaşı sırasında da Almanya işgali altındaki bölgelerden sivil halkın Sovyet iç bölgelerine tahliye edilmesi gibi zorunlu göçler yaşanmıştır.
4. Etnik Çeşitlilik: Sovyetler Birliği, çok sayıda etnik grubu içinde barındıran bir federasyondu. Sovyetler Birliği'nin farklı cumhuriyetlerinde ve özerk bölgelerinde farklı etnik gruplar bulunmaktaydı. Sovyet dönemindeki politikalar, bazen etnik grupların kendi bölgelerinde özerklik talepleriyle sonuçlanmıştır. Bununla birlikte, bazı dönemlerde Sovyetler Birliği'nin etnik gerilimlerle mücadele ettiği ve etnik grupların arasında göç hareketlerinin yaşandığı da görülmüştür.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından, bağımsız olan yeni devletlerin sınırları ve nüfus yapısı da değişmiştir. Bu dönemde de bazı etnik gruplar arasında göç hareketleri yaşanmış ve yeni devletlerin nüfus yapısı önemli ölçüde değişmiştir.
ARAPÇA GÜNLÜK DİLDE KULLANILAN KALIP İFADELER
Memnuniyetle ( bikulli surur ) بكل سرور
Kolay gelsin ( yu'tikel afiyeh ) يعطيك العافية
Sana da kolay gelsin ( Allahu yua'fik ) الله يعافيك
İzin verir misiniz? ( ismah li) اسمح لي
Başın sağolsun ( elbagyeh fii hayatek ) البقية في حياتك
Dostlar sağolsun ( fi hayatek elbagyeh ) في حياتك البقية
İyi şanslar ( haz sai'd ) حظ سعيد
Geçmiş olsun ( sellametek ) سلامتك
Geçmiş olsun diyene cevap ( sellimetek ) سلمتك
İyi geceler (tusbihu ala hayr ) تصبح علي خير
Yazıklar olsun ( ya khasarah ) يا خسارة
İzninizle (a'n iznek) عن اذنك
Maalesef (maa'lesef) مع الاسف
Acil şifalar dilerim (rabbuna yeşfik) ربنا يشفيك
Yeter, tamam artık (khalas) خلاص
Ayıp, tuuh, yazıklar olsun (a'yb a'leyk) عيب عليك
Ne güzel olurdu (ya reyt) يا ريت
Söz aramızda (beyni ve beynek) بيني و بينك
Nasıl istersen (a'la keyfek) علي كيفك
Aman Ya Rabbi (ya selam) يا سلام
Gerçekten (fi'len) فعلا
Bir dakika lütfen (lahza min fazlik) لحظة من فضلك
Asla, kesinlikle (ebeden) ابداً
Allah versin (dilencilere) (rabbuna yusai'dek) ربنا يساعدك
Altmış belaya uğrayasın (fi sittin dahyeh) في ستين ضاحية
Allah ocağını söndürsün (Allahu yihribbeytuh) الله يخرب بيته
Afiyet olsun (bil hinai vel şifai) بالهناء و الشفاء
Afiyet olsun (henien) هنيئاً
Afiyet olsun (sıhhah ve a'fiyeh) صحة و عافية
İyi günler (neharek sai'd) نهارك سعيد
Daha vakit var (lisse fihi vakt) لس فيه وقت
Kutlu olsun (elf mebruk) الف مبروك
İyi tatiller dilerim (etemenna lek icaze mumtia') اتمني لك اجازة ممتعة
Çocuk doğduğunda hayırlı olsun demek için(mebruk alel mevludil cedid) مبروك علي المولود الجديد
Mutluluklar (yeni evlenenlere) (cevaz sai'd) جواز سعيد
Haklısın (ente ala hak) انت علي حق
Dikkat (intebih) انتبه
Yeter (kifateh) كفاية
İmdat (ilhaguni) الحقوني
İş işten geçtikten sonra ( ba'de harabil basra) بعد خراب البصرة
Karnım zil çalıyor (tesihu asafir batni) تصيح عصافير بطني
İki ucu keskin bıçak (silah zu haddeyn) سلاح ذو حدين
Eline sağlık (selimet yedak) سلمت يداك
Gönül rızasıyla (an tıbi nefs) عن طيب نفس
Aynı zamanda (fil vakt nefseh) في الوقت نفسه
Yavaş ol (ala mehlek) علي مهلك
Yavaş ol (şuveyyeh) شوية
Cana yakın (hafifid dem) خفيف الدم
Daha, henüz (lisseh) لسه

… Arapçada nasıl söyleriz (keyfe negulu bilarabi…) كيف نقول بالعربي
... İrtibatı koparmayalım (hallina ala ittisal) خلينا علي اتصال
İyi günler (neharek said) نهارك سعيد
Sana katılıyorum (ene muttafık meak)انا متفق معك
Mümkün, olabilir (mümkin) ممكن
Kesinlikle (bitte'kid) بالتأكيد
Tamamen (bizzabt) بالضبط
Her ne olursa olsun (ala kulli hal) علي كل حال
Soğuk kanlı (rabıt elce'ş) رابط الجأش
Aferin (aleyk nur) عليك نور
Bereket versin ki.. (lihusnil haz) لحسن الحظ
Bir kere daha (merra uhra) مرة اخري
Canım…çekiyor (nefsi heffitni ala…) نفسي هفتني علي...
Canım bir şey istemiyor (nefsi mesdude) نفسي مسدودة
(Hapşırana) çok yaşa (yerhamuke Allah) يرحمك الله
Darısı başına (ugban lek) عقبا لك
Defol (imşi) امشي
En azından (alal egall) علي الاقل
Her seferinde (kulli merra) كل مرة
Herşey yolunda (kullu hayr) كل خير
Kısa bir süre önce (min vakt basit) من وقت بسيط
O halde (izen) اذن
Özellikle (hassaten) خاصة
… Rağmen (rağme en…) رغم ان...
Sakin ol (varrag demmek) روق دمك
Şimdi sıra sende (eddevr aleyk halen) الدور عليك حالا
Sırası gelen (talin) تال
Suç senin (ezzenb aleyk) الذنب عليك
Tebrikler (mubarek) مبارك
Yasak (memnu') ممنوع
Yolun açık olsun (rabbuna yeftah tarigak) ربنا يفتح طريقك
Yuuh! (ayb) عيب
Yeterli (kafin) كاف
Biraz sonra (ba'de galilin) بعد قليل
Şimdi (elan) الآن
An (lahzaten) لحظة

Bu an / şu an (hazel vakt) هذا الوقت
Derhal (fevran) فورا
Arasıra / bazen (ehyanen) احيانا
Daima (daimen) دائما
Sık sık (miraran) مرارا
Nadiren (nadiran) نادرا
Asla (ebeden) ابدا
Sonra (ba'de) بعد
Tamamen (temamen) تماما
Her yarde (fi kulli mekan) في كل مكان
Geçenlerde (aahiiran) آخيرا
Hiç olmazsa (alel egalli) علي الاقل
Ancak (velakin) ولكن
Ancak (illa iza) الا اذا
Her seferinde (kullu merrah) كل مرة
Hemen (halen) حالا
Hemen (fil hal) في الحال
Neredeyse (yuşeku) يوشك
Hemen hemen (tagriben) تقريبا
Kesinlikle (bit te'kid) بالتاكيد
Kesinlikle (la budde) لا بد
Son derece (lil ğayeh) للغاية
Son derece (cidden) جدا
En kısa zamanda (fil vaktil egsar) في الوقت الاقصر
Genellikle (adeten) عادة
Uzakta (fil bai'd) في البعيد
Yukarıda (fevg) فوق
Öncelikle (min evvel) من اول
Hiçbiri / hiçkimse (la ehad) لا احد
Hiçbir şey (la şey) لا شيئ
Arkada / geride (fil khalf) قي الخلف
Geriye (ilel khalf) الي الخلف
İleride (fil emam) في الامام
Aşağıda (fi esfel) في اسفل
Önde (guddam) قدام
Altında (taht) تحت

Ancak/güç bela/zar zor/güçlükle (bil cuhd) بالجهد
Ancak/güç bela/zar zor/güçlükle (biz zuur) بالزور
Ancak/güç bela/zar zor/güçlükle (bil kaad) بالكاد
Ne adam ! (yaa lehu min raculin) ياله من رجل
Ne kadar da çok … (yaa maa…) يا ما ...
İşte burası (haa hunaa) ها هنا
Günlerden bir gün (zate yevmin) ذات يوم
… Yapmayı isterim (uhibbu en…) أحبّ أن ...
Başarılar dilerim (kullu necaah) كل نجاح
Tam aksine (bil aks tamaamen) بالعكس تماما
İyi tatiller (icaazeh mumtiah) إجازة ممتعة
Kendine iyi bak (neraak alaa hayr) نراك علي خير
İstanbul'da Neden Büyük Bir Deprem Olması Bekleniyor?
Beklenen büyük İstanbul depremi, hemen herkesin malumu olan bir konu artık. Peki uzmanlar neden İstanbul'da yakın zamanda büyük bir deprem bekliyorlar?
dünya'nın sayılı büyük faylarından biri: kuzey anadolu fay hattı
bu hat, bingöl'den başlayarak sakarya üzerinden istanbul'a ulaşıyor ve buradan saros körfezi'ni geçip ege denizi'nden yunanistan topraklarına uzanıyor.
aslında 4 milyon yıl önce anadolu'da her şey güllük gülistanlıkken arabistan kıtası, anadolu'nun üzerine geliyor, anadolu'yu kuzeye itmeye çalışıyor, itme eylemi levhaların çarpışması ve yükselmesine neden oluyor. doğu anadolu'daki dağlar ve karadeniz dağları, arap levhası'nın güneyden gelip anadolu'yu kuzeye doğru itmek istemesiyle oluşuyor. levhalar, sıra dağlar şeklinde yeterince yükseldikten sonra, e uzaya çıkacak değil, artık yükselemiyor ve anadolu arap levhası'nın baskısı neticesinde karadeniz dağları ve ermenistan levhası arasında sıkışarak serbest kalabildiği batıya doğru kaçıyor. aslında batı anadolu'yu da -yani hatay sinop hattının batısını da- alttan afrika levhası sıkıştırıyor, afrika levhası da bu sıkıştırma neticesinde torosları ve batı karadeniz'deki küre dağlarını oluşturuyor. afrika levhası'nın yükü, arap hevhası'ndan az olduğu için doğu karadeniz dağları, batı karadeniz dağlarından daha yüksektir. aynı şekilde doğu anadolu dağları, toroslar'dan daha yüksektir. ve stres altında kalan anadolu levhası batıya doğru kaymaya başlıyor. hani içi su dolu bir balonu sıkarsınız da balonun diğer sıkmadığınız ucu şişer ya, su oraya göç eder. bu gibi, alttan yük binen anadolu, karadeniz'e gidemeyince serbest olan batıya gidiyor. tabii batıya gitmek için de kopması lazım, yer kabuğu karadeniz dağlarından, doğu anadolu dağlarından derin yarıklarla koparak batıya doğru göç ediyor. bu kırıklara fay diyoruz. göçün hızı da yılda yaklaşık 3-5 cm.
aşağıdaki resimde fay hatları kırmızı kısımlardır. bu kısımlar kopup anadolu batıya doğru ilerliyor. yaşadığımız tüm depremlerin nedeni bu yer hareketidir.
bu hareket batı yönünde olduğu için depremlerin oluş sırası ve mekanı genelde batı yönündedir. bunun adı da deprem fırtınasıdır. fay hattı tüm sert cisimlerin kırılış şekli gibi zig zaglı bir kırıktır ve her depremde bir zig ya da zag kırılır. bu parçalara segment denir. bir depremden sonra, özellikle kuzey anadolu fayında deprem bir sonraki segmente geçer. kuzey anadolu fayında da 1939 yılında erzincanda başlayan ve 1999 yılında izmite kadar ulaşan deprem fırtınası vardır.
aşağıdaki resimde 1939'da erzincan'dan başlayan ve izmit'e kadar gelen depremleri görebilirsiniz. depremin bir sonraki hedefi istanbul.
bu da yine nasa'nın yayınladığı bir kuzey anadolu fayı deprem fırtınası haritası. kırmızı alanlar sabit, dağların yükselip kaldığı yerleri, mavi taralı alanlar ise batıya doğru kayan alanları gösteriyor:
şimdi gelelim marmara kısmına
1999 depremi'nde izmit segmentinden boşalan enerjinin bir kısmı düzce segmentine yüklenip düzce depremi'ne neden oldu. büyük bir kısmı ise istanbul'a, yani marmara denizi altındaki faya yüklendi. bu fay da dört kısımdan oluşuyor. ama önce basitçe bu faydan bahsedeyim size.
faylar, ayağımızı bastığımız yerden başlayıp sıcak kısım magmaya kadar inen yarıklardır. yer altı suyu bazen bu yarıklara dolar, aşağı iner ve magmanın sıcaklığına çarpınca kaynamış çaydanlık gibi suyu yukarı fırlatır, buna kaplıca denir. biraz önce bahsettiğim anadolu'nun sıkışması hadisesi hatay-sinop hattının doğusunda fazladır, batısında daha azdır. ama sakarya, akyazı'ya gelince anadolu'nın alttan afrika ve arap levhası tarafından sıkışması işi biter. anadolu levhası'nın üzerindeki baskı kalkınca fayın çatlağı dallanıp budaklanabilir. tam olarak akyazı'da kuzey anadolu fayı ikiye ayrılır. tam ayrıldığı yerde kuzuluk kaplıcaları vardır. kuzey kol, sapanca gölü'nü oluşturur, onu geçip izmit körfezini yarar, adalar dediğimiz prens adalarını gebze'den koparıp maltepe açıklarına kadar sürükler. güney kol ise akyazı'dan güneye ayrılıp iznik gölü'nü ve gemlik körfezi'ni oluşturmuştur. bursa'dan geçip çanakkale boğazı'nı oluşturmuştur. kuzey kol ise istanbul'un 3 km açığından, adalar'ın altından saros körfezi'ne geçer. saros körfezi'ni de bu fay oluşturmuştur.
işte bu iki fayın arasında milyonlarca yıldır sürekli deprem, kırılma, göçme, yıkılma olduğu için fayın güney ve kuzey kolu arasına su dola dola marmara denizi oluşmuştur. marmara denizi, bildiğimiz fayın oluşturduğu bir çukurdur, evet.
şimdi gelelim marmara denizi altındaki faya
izmit körfezi'nden başlayıp tekirdağ açıklarına kadar giden kısım, yani istanbul'u ilgilendiren kısımda 6 adet segment vardır. bunlar körfez segmenti (99'da kırılan segment), adalar segmenti, doğu sırtı fayı, kuzey fayı, batı marmara fayı ve gaziköy fayıdır. bu segmentlerin konumları, kaç yılda bir kırıldıkları ve en son kaç yıl önce kırıldıkları şu şekildedir:
şimdi burada körfez zaten 21 yıl önce kırıldı ve enerjisini adalar segmentine yükledi. körfezi boşverelim. gaziköy de 107 yıl önce kırılmış. orada da uzun süre deprem olmaz. ve fakat istanbulun tam açığındaki üç segmentte kırılma periyotlarını doldurmuşlar. bunun dışında şöyle de bir tablo yaptım, bu 6 segmentin üzerinde meydana gelen depremleri göstermek amacıyla.
bu depremlerin hepsi 7'den büyük depremlerdir. önceden ne zaman kırılmışlar, en son kırılmaları üzerinden ne kadar geçmiş?
marmara denizi'ndeki segmentlerin tam konumu ve uzunluklarını gösterir görseli de şuraya koyayım:
bütün bu veriler, 1939'da erzincan'dan beri batıya doğru segment segment gelen deprem fırtınası, geçmiş depremler, marmara denizinin giderek derinleşmesi, istanbulda sürekli büyük depremler olacağını gösterir. bugun içişleri bakanı, istanbul'da 7.5 büyüklüğünde deprem için hazırlıklar yaptıklarını dile getirdi. yıllardır beklenen bir şey. elazığ depremi de olunca bazı hesaplamarı yeniden yapmaya karar verdim. deprem olasılığı ilgili en geçerli hesaplamalar gutenberg – richter bağıntısı denen depremin magnitüd fonksiyonu ile oluş frekansı arasındaki doğrusal ilişkiden yola çıkan logaritmik hesaplamalardır. velhasıl, tarihsel depremleri marmara için formülize ettiğimizde karşımıza çıkan istanbul depremi ihtimalleri şu şekildedir.
yine 7 ve üzeri bir deprem için körfez ve gaziköy'de deprem ihtimalinin yakın gelecekte olmadığını, fakat diğer segmentlerde yüksek olasılıklı olduğunu görüyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder