deneme 186
1-Slayttan okuyor her şeyi. Yansıtınca duvara iş bitiyor. Projektör her şeydir. Unvanına bakıyoruz: Profesör Doktor. Yanlış! Projektör Doktor olmalı. Ayrıca "hoca" diyorlar. O da yanlış! "Beyaz yakalı slaytçı" diyelim.
2-Sonra "Öğrenci niye beğenmiyor?" sorusunu soruyoruz. Soru doğruysa da sızlanma yanlış. Her şeyi slayttan okursanız öğrencinin aklına gelen ne olur? Şu: "Hocaya ne gerek var. Slaytı ben de okurum." Kürsünün meşruiyetini korumalı.
Şapka kanununa göre başına birşey giyeceksen bu şapka olmalı diyor. Şapka takmazsan kafanı keseriz demiyor
"İstanbul, Türkiye'nin en büyük şehri ve iki kıtalı şehirlerin en iyi bilinen örneğidir. İstanbul Boğazı onun Avrupa ve Asya kısımlarını ayırır. İstanbul ili ile aynı sınırlara sahiptir, sakinlerinin %65'i Avrupa'daki 19 ilçede, %35 ise Asya'daki 12 ilçede yer alır.[1]
Çanakkale Türkiye'nin İstanbul'dan sonra ikinci kıtalararası şehridir. Çanakkale Boğazı onun Avrupa ve Asya'daki topraklarını ayırır. Sekiz ilçe Asya kıtasında bulunurken, Gelibolu ve Eceabat ilçeleri Avrupa'dadır. Ege Denizi'nde bulunan Gökçeada ve Bozcaada şehrin diğer iki ilçesidir.
Atyrau, batı Kazakistan'da bir şehir; Ural nehri'nin ağzı tarafından ikiye bölünmüştür. Hemen neredeyse tamamı Asya'da yer alır ama ufak bir bölümü Avrupa'ya uzanır.[2]
Orenburg, Ural nehri üzerinde bir Rus şehri. Çoğu Avrupa'da yer alır, ama güney tarafının bir kısmı Ural'ın öbür tarafındaki Asya'ya uzanır.
Süveyş, Süveyş kanalı üzerinde bir Mısır şehri. Süveyş Vilayeti ile aynı sınırlara sahiptir. Hemen tamamı Afrika'da yer alır ama ufak bir bölümü doğuda Asya'ya doğru uzanır.
Kapitülasyonlar karşılıklı. İngiltere kapitülasyonlarin kalkmasını istemiyor çünkü tüccarıni düşünüyor. Bizimkiler de İngiliz kalkmasin istiyorsa vardır bir hinlik diyor . Halbuki herkes faydalansın. Hatta kapitülasyonlar yerine musula yogunlasilsa idi musulu alabilirdik.
İttihâdçılar sigorta memuruna gitmişler. Memur,
“Nesiniz” diye sormuş; “İttihâd ve Terakki
Fırkasındanız” demişler. Memur, “Siz sigortaya kabul
edilmezsiniz. Çünkü sizin hayatınız tabii
ölümle değil tesadüfi ölümledir. Nihayetiniz bir kurşun
veya üç ayaklı bir sehpa."
Bu intihar bilinçli değil.
Algılarımızla, idrakimizle oynadılar.
Kültürümüze kültür* gözüyle baktılar.
Oyunlarına, tahakkümlerine dayandık.
Ancak cennete götüren ruh köklerimizi yitirenler, -cennetten çıkma- dayanaktan vazgeçtiler.
* Bakteri vb. varlıkları çoğaltma yöntemi.
AFTER YOU = ÖNDEN BUYRUN
• ALLOW ME = MÜSAADENİZLE
• BLESS YOU = ÇOK YAŞA
• HERE YOU ARE = BUYRUN
• IT’S MY TURN = BENİM SIRAM
Sosyal paylaşım sitelerindeki bazı öğretmenleri anlamıyorum. Hatun ilkokul öğretmeni; aman bi hava- bi hava ,sanırsın Nasa da brifing veriyor.
Bizden sonraki jenerasyon için emeklilik diye bir gelecek yok.
Zaten emeklilik konsepti insan doğasına aykırı bir şey.
Emeklilik insanı yavaş yavaş zehirleyen bir hastalık gibi.
Amaç emeklilik yerine, ölene kadar zevkle yapacak bir iş sahibi olmak olmalı.
Bunu bir düşünün.
Bakın Türk nüfusu yaşlanıyor ve dünyada hiçbir örneği olmayan EMEKLİLİK sistemimiz var Bu emeklilik sistemi sonunda batmaya mahkum. Ama ömrü uzadı. Sebebi; Suriyeli Doğurganlık Patlaması 15 yıl sonra Türk emeklilerinin parasını, Suriyeli çocuklar, gençler çalışarak ödeyecek...
"trablusşam
lübnan’ın şimal şehrinin merkezi ve 2. büyük şehri. beyrut’un 85 km kuzeyinde yer alan şehrin nüfusu 500.000’dir. nüfusun yaklaşık %80'i sünni müslüman olmakla beraber hristiyan ve arap alevileri de bu şehirde yaşamaktadır.
osmanlı döneminde, devletin sınırları içerisinde aynı ismi taşıyan iki şehir olunca şam'a yakın olan kent trablusşam, kuzey afrika'daki bugün libya sınırları içinde kalan kent de batıda olduğundan dolayı trablusgarp adını almış"
Silah kullanmak için verilen Karar Nikah Masasında Verilen Evet Kararından Daha Mühim Her İkisi de Hayati Önem Taşıyor Ama Silahın ağzından çıkan merminin dönüşü yok ağzımzdan çıkan evetin dönüşü var. Kıssadan hisse silahı ölünce kullanalım.
"Levant (Arapça: المشرق, el-Maşrık), Akdeniz'in doğu sahillerinde bulunan geniş bir araziyi tanımlamak için kullanılan, sınırları kesin olmayan, coğrafî, tarihî ve kültürel bir adlandırma. Genel olarak tarih süreci içerisinde Toros Dağları'nın güneyinde,Orta Doğu'da geniş bir alanı belirtmektedir. Batısında Akdeniz, güneyinde Arabistan Çölü ve doğusunda Mezopotamya ile sınırlanmıştır. Levant Kafkasya Dağları'nı, Arap Yarımadası'nın belirli bir parçasını ve -her ne kadar kimi kaynaklarda Kilikya dahil edilse de- Hatay ili haricinde Anadolu'yu içermez. Sina Yarımadası, Levant ile Mısır arasında bir kara köprüsü oluşturduğundan dışarıda tutulabilir. Zamanla Levant insanı ve kültürü Sina ve Nil Nehri arasındaki bölgeye egemen olmuş olsa da, bu bölge coğrafi Levant'ı tam olarak karşılamaz.[kaynak belirtilmeli]
Levant Bölgesi
Dar anlamda Lübnan ve Filistin ile sınırlandırabileceğimiz Levant, Osmanlı dönemindeki karşılığıyla Bilâdü'ş-Şâm (Arapça: سوريّة الكبرى) yani Şam Vilayeti'dir, bu da Şam kenti ve yakın Akdeniz kıyısındaki beldeleri içerir. Fakat bu tabir ne Hatay'ı ne de Suriye'nin Akdeniz kıyılarını kapsar. Bu açıdan bir diğer dar görüştür. Geniş anlamda ise İtalya'nın doğusundaki Doğu Akdeniz Havzası 'nın tamamını tanımlamak için kullanılır. Maşrek (Arapça:المشرق) ise Arapça kökenli bu bölge içinde kullanılabilinecek benzer bir tabirdir.
"Levant Şirketi, İngiltere'nin kendisiyle Osmanlı'nın Levant Bölgesi arasındaki ticareti sağlaması için kurulmuş bir Ayrıcalıklı şirkettir. 1581 yılında, bazı İngiliz tüccarların Kraliçe I. Elizabeth'ten izin almalarıyla kurulmuştur. Şirketi amacı kolonileştirmekten çok, Levant'taki ticarî merkezlerle ticaret yapmaktı."
"2021 İslami Dayanışma Oyunları, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler arasında düzenlenen çok sporlu organizasyonun beşincisi. Türkiye'nin Konya şehrinde düzenlenecektir.
"İslami Dayanışma Oyunları, İslam İşbirliği Teşkilatına üye ülkelerin katılması ile dört yılda bir yapılan geniş kapsamlı bir spor organizasyonu. İslami Dayanışma Oyunları Federasyonu (ISSF) İslam Dayanışma Oyunları yönünü ve kontrolünden sorumlu olan kuruluştur.
"2005 I Suudi Arabistan Mekke
2010 II İran Tahran (İptal edildi)
2013 III Endonezya Palembang
2017 IV Azerbaycan Bakü
2022 V Türkiye Konya"
"Meclisten geçen kanun ne zaman resmi gazetede yayımlanır?
TBMM tarafından kabul edilen kanunlar imzalanmak üzere Cumhurbaşkanına gönderilir. Cumhurbaşkanı 15 gün içinde kanunu imzalayıp yayınlanmak üzere Resmi Gazeteye gönderebilir veya aynı süre içinde tekrar görüşülmek üzere TBMM’ye geri gönderebilir."
Veledrom, pist bisikleti yarışlarının yapıldığı spor tesisidir. Olimpik bisiklet branşlarından biri olan pist bisikletinde değişik mesafe ve tarzlarda yarışlar gerçekleştirilebilmektedir. Bunlardan en önemlileri bireysel sprint, takım takip, omnium, keiring, puanlı 20 km ve 1 saat yarışı sayılabilir.
Devir uretebildigin kadar icerik uretme devri.
Teknoloji ilerledikce, urettiginiz her icerik degerini bulacaktir.
Bugun yazdiginiz kimsenin okumadigi yazi, yarin yapay zekanin sesi ve goruntusunde baska bir formata donusecek ve belki buyuk ilgi cekecek.
İçerik uretin.
Yıl 632: Allah'ın Elçisi vefat etti.
Yıl 644: Hz. Ömer İranlı, vergilere itiraz eden Lu’lu adında bir zerdüşt tarafından camide şehit edildi.
Yıl 656: Hz. Osman kendisinden memnun olmayan halk tarafından evini baskın ile kuşatarak katledildi.
Yıl 656: Resulün damadı ve kuzeni Ali ve Resülün eşi Aişe Cemel savaşında karşı karşıya geldiler. Bu savaşta çoğu sahabe toplamda 10 ile 18 bin müslümanın öldüğü kaydediliyor.
Yıl 657: Sıffin Savaşı, Ali ile onun hilafetini tanımayan Şam Valisi Muaviye arasında meydana geldi.
Bu savaşta 90 bin ile 120 bin Müslümanın öldüğü kaydedilir. Buna rağmen sonuç alınamaz.
Hakem olayında Muaviye’nin hakemi hileli bir yolla Ali’nin halifeliğine son verdi.
İki tarafa da karşı çıkan Hariciler denen bir grup çıktı, daha sonra Hz. Ali bunlarla da mücadele etti.
Yıl 661: Ramazan ayının 15’inde, mescitte Hariciler tarafından Hz. Ali suikaste uğradı ve üç gün sonra da vefat etti.
Yıl 670: Alinin büyük oğlu Hasan, hanımı Ca’de binti el Eş’as b. Kays tarafından zehirlendikten kırk gün sonra vefat etti.
Yıl 680: Muaviyenin oğlu Yezit Emevi devletinin 2. SULTANI oldu. Ve islam dünyasında saltanat başladı. Bunu kabul etmeyen Peygamber torunu Hüseyin, 72 aile ve ashabıyla Kufe’ye giderken Kerbela denilen yerde Yezidin askerleri tarafından ailesi ile beraber Katledildi.
Yıl 683: Yezit kendisine biat etmeyen Medinelilere, Müslim bin Ukbe komutanlığında Rum destekli bir ordu gönderdi. Medine alındı. 10.700 veya 11.700 Müslüman öldürüldü. 3 gün boyunca evler yağmalandı, sahabe kız ve kadınlarına tecavüz edildi, işkence yapıldı. Bu utanç tablosu tarihte ‘’Harre olayı’’ olarak anılır.
Yıl 692: Abdülmelik b. Mervan komutan Haccac’ı Mekkeye alması içim gönderdi. Emevi ordusu 7 ay boyunca Mekkeyi kuşatma altına aldı ve mancılıkla şehri taşladı.
Kabenin büyük bölümü yıkıldı.
Çok acı trajediler yaşandı. Öncü sahabilerden Abdullah bin Zübeyr ve onbinlerce kişi öldürüldü, Emeviler yeniden Mekkeyi aldı...
...
Böyle bir ortamda sahih hadis rivayet edildiğine, hadislerin sağlıklı nakline inanan varsa zeka testine girsin.
Liderleri idealleri ve duruşları ile severiz, sarı sırma saçı, mavi gözü için seveceksen Brad Pitt sev. Biz Mustafa Kemal'i kassız bedeninde dik duruşuyla, göbeğiyle şarapnel yemiş gözüyle, 1.74 boyuyla, bıyığıyla alnıyla da severiz
Baştan sona o kadar haklısınız ki. aşk nefret ilişkisi içindeyim resmen. Yorucu ve kırıcı
2004 Annan Planı halkoylaması, Kıbrıs Adası'nda yaşayan ve 1963'ten bugüne ayrı olan iki toplumu iki kesimli tek devlet bünyesinde birleştirmek maksatıyla dönemin Birleşmiş Milletler genel sekreteri Kofi Annan tarafından hazırlanan plan için 24 Nisan 2004 tarihinde yapılan halkoylaması.
1960 Antlaşmaları'na istinaden kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti cumhurbaşkanı III. Makarios'un 1963'te Kıbrıs Türklerinin kazanılmış haklarını ellerinden alan anayasa değişikliği üzerine ayrılan iki toplum, pek çok kez tekrar bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Bunların en önemlilerinden olan Annan Planı için yapılan referandum Kıbrıs Türkleri'nin kabulüne rağmen Kıbrıs Rumları'nın hayırı üzerine hayata geçememiştir.
Planın Kıbrıs Rumları tarafından reddi üzerine, iki toplum arasındaki çözüm süreci bir kez daha olumsuz bir döneme girmiştir.
Adanın yalnızca güneyinde egemen olan Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıs adasının tamamı adına Avrupa Birliği'ne girmiştir.
Cumhuriyet Tarihinde Ölçülmüş En Büyük Deprem: 1939 Erzincan Depremi
27 Aralık 1939'da Erzincan'da meydana gelen 7,9 büyüklüğündeki deprem, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu topraklarda ölçülmüş en büyük deprem.
türkiye'deki en sağlam depremleri yaratan fay hattının (girit'teki dalma batma bölgesini saymazsak) üzerinde olmuş, cumhuriyet tarihinde ölçülebilmiş en büyük depremdir 27 aralık 1939 erzincan depremi.
ayrıca depremin bir anısı daha vardır. dönemin reis-i cumhuru ismet inönü, erzincan'a ulaşıp, depremin tahribatını görmek için dolaşırken bir kadın ismet inönü'ye sarılır ve "kocam sizin yanınızda askerdi." diyerek ağlamaya başlar. bu poz da bir süre sonra erzincan depremi'nin bir anısı ve sembolü haline gelmiştir.
toplamda 32 bin kişinin hayatını kaybettiği ve 116 bin evin yıkıldığı feci bir depremdir. düşünün 1965'te erzincan'ın nüfusu sadece 102 bin kişi. ve bahsettiğimiz deprem bu nüfus sayımından 26 sene önce oluyor.
rockandroll rules
tokat-reşadiyeli bir ekşi sözlük yazarı olarak 27 aralık 1939 erzincan depremi ile ilgili bana anlatılanları, siz değerli sözlük yazarlarına ve kıymetli sözlük okurları ile de paylaşmak istiyorum:
1- bu deprem bizim oralarda "hareket" olarak anılır. mevsimlerden kış olduğu için ve kelkit vadisinde de kış şartlarının ağır olmasından dolayı çok zor zamanlarmış.
2- o zamanlarda yaşı çocuk olan amcam dedeme dönüp:"kavakların uçları yere değiyor baba , bana bir balta ver, hepsini keseyim ki hareket dursun" demiş. (bu nasıl bir afettir siz düşünün artık)
3- doğum tarihleri hemen hemen deprem zamanına gelenler yaşlarını hareket'e göre hesaplarlar. iki yaşlı yan yana geldiği an dönen muhabbetler genelde: "hareket'i hatırlıyor musun?" ya da "hareket'te kaç yaşındaydın?" şeklindedir.
4- dedemin kardeşleri yan köylere yardıma gitmek istemişler ancak iki köy arasında öyle büyük bir uçurum oluşmuş ki uçurumdan geçemeyip dedemin yanına geri dönmüşler.
5- hareket'te bizim köyde ölen tek kişi nişanlı bir kız. onun ölümünden sonra nişanlısı olan "samil" aklî dengesini yitirmiş. yan köylerde ölen sayısı ise 20-100 arasında değişmekte.
6- hareketten sonra reşadiye'de resmi kurum binaları yıkılmış. ardından enkazlar temizlik için ateşe verilmiş. dolayısıyla tüm kayıtlar da yanmış. o yüzden çoğu yaşlı insanın kimliğinde "00.00.1939" yazmakta.
7- kelkit çayı reşadiye merkezdeki pazar yerine kadar taşmıştır. ardından kelkit çayı depremden sonra yatak değiştirmiştir. bu özelliğinden dolayı bu deprem "anadolu'daki ilk kısmî tsunami" der isek yanılmayız.
8- dönemin hükûmeti reşadiye'yi , reşadiye'ye bağlı güvendik köyünün olduğu yere taşımak istemiştir. ama taşınamamıştır.
9- bilenler bilir reşadiye'de kaplıcalar da mevcuttur. kaplıcaların olduğu kısımda biraz kayalık bir bölgedir. şuan bile o kayalıklarda onar cm'lik yarıklar bulunmaktadır. büyüklerim, depremden sonra bu kırıkların oluştuğunu görmüş.
Güney Yarım Küre Ülkelerinin Listesi
Afrika ülkeleri
* Angola
* Botsvana
* Burundi
* Komorlar
* Lesoto
* Madagaskar
* Malavi
* Mauritius
* Mozambik
* Namibya
* Ruanda
* Seyşeller
* Güney Afrika
* Svaziland
* Tanzanya
* Zambiya
* Zimbabve
Çoğunlukla Yer Alan Ülkeler
Kongo Demokratik Cumhuriyeti *
* Gabon
Kongo Cumhuriyeti *
Kısmen Yer Alan Ülkeler
* Ekvator Ginesi
* Kenya
* Somali
* Sao Tome ve Principe
* Uganda
Güney Yarım Kürede Yer Alan Asya Ülkeleri
Önemli Not: Güney Yarımküre olan bu ülkeleri Asya Kıtası Topraklarına Ait Değildir
Tamamen Yer Alan Ülkeler
* Doğu Timor
Çoğunlukla
* Endonezya
Kısmen Yer Alan Ülke
* Maldivler
Okyanusya ülkeleri
Tamamen Yer Alan Ülkeler
* Avustralya
* Fiji
* Nauru
* Yeni Zelanda
* Papua Yeni Gine
* Samoa
* Solomon Adaları
* Tonga
* Tuvalu
* Vanuatu
Çoğunlukla Yer Alan Ülkeler
* Kiribati
Güney Amerika ülkeleri
Güney Yarım Kürede Tamamen Yer Alan Amerika Kıtası Ülkeleri
* Arjantin
* Bolivya
* Şili
* Paraguay
* Peru
* Uruguay
Çoğunlukla Yer Alan Ülkeler
* Brezilya
* Ekvador
Kısmen Yer Alan Ülkeler
* Kolombiya
Zini Gediği katliamı 6 Ağustos 1938 tarihinde Erzincan iliniin Kılıçkaya Köyü Zini (ya da Zeyni) Gediği'nde 95 köylünün kurşuna dizilerek öldürülmesi olayıdır. Dersim Olayları sırasında yaşanan olayın ardından bölge halkının bir kısmı Balıkesir ve Keşan'a sürüldüler.
Toprak aşınmasıyla yüzeye çıkan kemikler olayda hayatını kaybedenlerin ailelerini harekete geçirdi ve 9 Eylül 2011 tarihinde Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı'na toplu mezarın incelenmesi için başvuruda bulundular.[5][6] Erzincan Savcısı Mehmet Can Mıhçı, yapılan müracaata ilişkin olayın Dersim Katliamı'nın "asayiş sorununa ilişkin bir olay" olduğu, soykırım denemeyeceği ve zaten zamanaşımına girdiği nedeniyle 28 Eylül 2011‘de takipsizlik kararı verdi.[7] Daha sonra ise Dersim Olayları için takipsizlik kararı veren Tunceli Savcısı Ümit Aydın'a ait karardan ve soykırım suçuna ilişkin beş Türk hukukçunun tanımlamalarından alıntı yapmış olduğu anlaşıldı.
"Dağlık Karabağ Cumhuriyeti (Republic of Artsakh)
Açıklama Dağlık Karabağ Cumhuriyeti veya resmî ismiyle Artsah Cumhuriyeti, Güney Kafkasya'da yer alan de facto bir devlet.
Başkan: Arayik Harutyunyan"
Güçlü lider zayıf toplumun eseridir. Güçlü toplum, güçlü lideri ne yapsın!
Meritokrasi, yönetim gücünün, yetenek ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir. Bu yönetim şeklinde idare gücü, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır, kayırma yoktur."
Osmanlılar beş asırdan fazla hâkimiyetleri altında tuttukları Balkan coğrafyasını birçok mimarî eserle donattılar. Ancak bölgede son yüzyılda yapılan tahribatlar neticesinde bu eserlerin ancak beşte biri ayakta kalabildi. Bu yapılardan biri de bugün Kuzey Makedonya sınırları içinde kalan Kalkandelen şehrindeki Harabâti Baba Tekkesi. Diğer adıyla Sersem Ali Baba Bektaşî Tekkesi, Şar Dağları’nın eteklerindeki Tekke Mahallesi’nde zamana var gücüyle direnmekte.
Yugoslavya’nın dağılması ile bağımsız bir devlet olan Kuzey Makedonya’nın güneybatısında yer alan Kalkandelen’in yeni adı Tetova’dır. 1390 yılının ilkbaharında Timurtaş Paşa tarafından fethedilen şehirde, 1896 tarihli Kosova Vilayeti Salnamesine göre, on iki cami ve mescit, dört medrese, yedi tekke, yedi sıbyan mektebi, iki hamam, on han, beş köprü, bir şadırvan, bir devlet konağı ve bir hisar bulunuyordu. Harabâti Baba Tekkesi de bu eserlerdendir.
Tekkenin ilk bânisi olarak kabul edilen -aslen Kalkandelenlidir- Sersem Ali Baba’nın kimliğiyle ilgili kaynaklarda karşımıza şöyle bir rivayet çıkar: Kanûnî Sultan Süleyman’ın hanımı Mâh-ı Devrân Sultan’ın kardeşi olan vezir Server Ali Paşa, gördüğü bir rüya üzerine padişaha vezirliği bırakmak ve Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nda derviş olmak istediğini bildirir. Bunun üzerine padişah, “Bre! Sersem mi oldun? Vezirlik bırakılır da orada dervişlik mi yapılır?” deyince Server Ali Paşa, “Kabulümdür sultanım, varsın bana Sersem Ali desinler” diye cevap verir. Bunun üzerine padişahın Server Ali’ye izin verdiği rivayet edilir. Server Ali Baba’nın 1551 yılında Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nda “dedebaba” unvanı alarak Dimetoka Bektaşî Tekkesi’nde bir müddet görev yaptığı, Hürrem Sultan’ın ikbali ile Kalkandelen’e geçerek yazımıza konu olan tekkeyi kurduğu kaydedilir. Sersem Ali Baba’nın 1569’da Kalkandelen’de veya Necef’e giderek orada vefat ettiği yönünde farklı rivayetler mevcuttur. Bu rivayetler onun her hâlükârda Kalkandelen’de belli bir süre yaşadığı ve burada bir Bektaşî dergâhı kurduğu şeklinde yorumlanabilir. Zira tarikat mensuplarının uzun müddet kaldıkları yerlerde tekkeler tesis ettikleri tarihî bir gerçektir.
"Mitolojiye göre Zeus'u eğlendirmek için başlayan yarışlarda amaç rekabet ederken bir yandan da sporcuların ne kadar başarılı olabileceğini ölçmekti. İlk olarak M.Ö. 776 yılında, şimdi Yunanistan topraklarında bulunan Mora yarımadasındaki Olympia'da düzenlenen koşu yarışı ilk Olimpiyat oyunu olarak kabul ediliyor.
Modern Olimpiyatların kurucusu Baron Pierre de Coubertın'dir. İlk Modern Olimpiyatlar ise 1896 yılında Atina'da düzenlendi ve ardından her 4 yılda bir yapılmaya başladı."
çeşme faciası
gemilerimiz çeşme'ye çekilir. yan yana dizilip bağlanır. ruslar ani bir baskınla gemilerin tamamını yakarlar. bu işin askeri mağlubiyet tarafıdır. diplomasi ve bilgideki mağlubiyet daha acıdır. payitaht, ruslar'ın boğazlardan geçmeden nasıl olup da akdeniz'e gelebildiklerine bir türlü akıl erdirememiştir. haritaları açarlar... bu haritalardan biri venedik'le rusya arasında bir su bağlantısı göstermektedir! bu saçma sapan haritaya bakıp inananlar piri reis'ten 257 sene sonraki ceddimizdir! olup biteni, istanbul'un çeşme faciasından sonra venedik'e verdiğimz, ^ruslar'ın adriyatikten geçmelerine nasıl müsaade edersin!^ notasından biliyoruz.
Zeka sorusu:
Daima gerçekleri söylediği için bir bilge ülkenin kralını çok kızdırmıştı.
Kral bilgeyi ölüm cezasına çarptırmıştı. Ölmeden önce bilgenin zekasıyla alay etmek için de ona şöyle dedi:
''Ölmeden önce son bir cümle söylemene izin vereceğim. Bu söylediğin cümle doğru çıkarsa başın kesilecek, yalan çıkarsa asılacaksın.''
Bilge derhal bir cümle söyledi ve her iki ölümden de kurtuldu.
O cümle neydi ?
-Beni asarak öldüreceksiniz
Şimdi onu asmaya götürseler,filozof doğruyu söylemiş olyurdu ki o zaman asılması değil başının kesilmesi lazımdı.Yok eğer başını kesmeye götürseler,o zaman yalan söylemiş oluyordu ki asılması gerekti.Böylece ne asabildiler ne de başını kesebildiler.
Yorumlar
Yorum Gönder