deneme 189
"Muhammed Peygamber'le Karl Marx'ın ortak özelliklerinden birisi de oydu ki, ikisinin cenaze merasiminde de sadece on küsur kişi vardı. Çünkü düşünce tarihinin temel kurallarından birisinin dediği gibi "Önden giden yalnız gider."
Şükür sadece tanrının verdiğine olur kulun verdiğine şükür edilmez.
Millî Park kavramı ve uygulaması dünyada ilk kez, 1872 yılında ABD'nde 899 100 hektar büyüklüğündeki “Yellowstone Millî Parkı” ilanını sağlayan özel bir kanunla başlatılmıştır.
Milli Park kavramı ülkemizde ilk kez 31 Ağustos 1956 yılında yasal zeminde yerini almıştır.
6831 sayılı Orman Kanununun 25. maddesinin ilk uygulaması ise, 1958 yılında Yozgat Çamlığı Millî Parkı'nın ilanıdır..
Bildiğiniz üzere Jamaikalı atletler kısa mesafelerde kırılmadık rekor bırakmadılar. Peki ya kadınlarda ve erkeklerde hep Jamaikalıların birinci olması tesadüf mü?
rio olimpiyatlarında 100 ve 200'ü erkekler ve kadınlarda yine süpürmeleri sonrası aklıma gelen durum (bolt'un 200'ü kazanacağını varsaydım).
anjiyotensin dönüştürücü enzim, yani ace geni diye bir şey var. bunun da 'd allele' olarak bilinen bir varyantı var. bu, kaslara yüksek oksijen içeren kanı daha hızlı pompalamanızı sağlıyor. bu gen batı afrikadaki insanlarda diğer insanlara göre daha çok bulunuyor. jamaikalılarda ise batı afrikalılardan da fazla bulunuyor. uluslararası köle ticareti dönemlerinde afrikadan zorla götürülen insanların 10 milyon kadarı ölmüş. karayip köle gemilerinin son durağı ise jamaikaymış. yani buraya varabilen insanlar en güçlünün güçlüsü kişilermiş. bu bir.
bir de bu geni daha da güçlendiren actn3 geni var. bu da kasların güçlü ve tekrar eden kasılmalar oluşturmasına yardımcı olan alpha-actinin-3 adlı bir protein oluşturmasını sağlıyor. ace geni gibi bunun da çeşitli varyasyonları var ve bir sprinter için ideal olan varyantı 577rr. 577rr varyantı abd'li atletlerin %70'inde bulunuyor (bu insanların 300 milyonluk bir ülkede olağanüstü organize bir şekilde seçildiklerini biliyoruz) ama sıkı durun, 577rr jamaikalıların %75'inde var. atletlerden bahsetmiyoruz, jamaikalıların tümünün %75'i. bu iki.
ayrıca jamaika toprağında bol alüminyum bulunuyor. hamileliğin ilk üç ayında alüminyum açısından zengin gıdalar tüketmenin bebeğin hızlı kasılan kas sayısını artırabileceğini söylüyorlar. usain bolt ve veronica campbell alüminyum madenlerinin bol bulunduğu bölgede doğup büymüşler. bu da üç.
bunların hepsi ipucu aslında. genetik üstünlüğün bilimsel nedenlerini tam olarak ortaya koymasalar da açıklamaya çalışıyor. nasıl kenyalılar 3000'de geçilmiyorsa, jamaikalılar da kısa mesafede geçilmiyor. çok daha fazla imkanı olan büyük devletler ne kadar çabalarsa çabalasın bu küçük ülkelerle baş edemiyor. bunun nedeninin genetik olduğundan kendi adıma eminim.
Osmanlı Devleti, 1569 yılında Karadeniz ile Hazar Denizi’ni Don ve Volga nehirleri arasına açacağı bir kanal ile birleştirmek istemiştir.
Osmanlı Devleti tarafından yapılması planlanan bu projenin amaçları kısaca şu şekilde özetlenebilir:
1. Osmanlı Devleti bu proje ile İpek yolunu canlandırmayı ve ekonomik durumu düzeltmeyi amaçlamıştır.
2. İran’ı kuzeyden deniz yolu ile kıskaç altına almak istemiştir.
3. Osmanlı devleti bölgedeki hakimiyetini güçlendirmek istemiştir.
4. Rusya’nın Türk-İslam ülkelerine yayılmasını önlenmeye çalışılacaktır. Bu ülkeler ile Osmanlı Devleti’nin doğrudan irtibata geçmesi sağlanacaktır.
5. Rusya’nın güçlenmesini engellemek istemişlerdir.
1569 yılında projenin yapımı için faaliyetler başlatılmıştır. Kırım halkı bu projede gönülsüz davranmış, ilave olarak erzak sıkıntısının yaşanması sebebiyle de bu proje kısa bir süre sonra rafa kaldırılmak zorunda kalmıştır. 1952 yılında bu proje Ruslar tarafından değerlendirilip, tamamlanmasını sağlamışlardır.
Osmanlı Devleti, Marmara Denizi ile Karadeniz arasında bağlantı kurmak için İznik gölü ve Sakarya ırmağı arasında kanal açmayı da düşünmüştür, fakat uygulamaya bir türlü sokulamamıştır. Osmanlı Devleti kanal projelerine gereken önemi vermediği için yapılması planlanan projelerin hiç birisi yapılamamıştır.
"Hey Joshua!
Nairobi'de geceleri
Kızların yeleleri uzuyormuş
Doğru mu?
Ne arıyoruz
Bu yüz bin dönüm merada
Gece gündüz?
Hayvandan öte bir şey
Olsa gerek
Hayvan getirmez bizi
Yitirilen getirir
Nedir insan sıkıntısının
Kuluçka süresi?"
Galileo’nun dünyanın döndüğü tezine karşı çıkıp öldürmeye gelenlere söylediği sözü hatırlayın: “Eppur si muove”: Dünya gene de dönüyor.
Arşimet’in başına geleni de hatırlarsınız. Geometri çalışmalarına karşı gelenler onu öldürmeye geldiklerinde, “Noli turbare circilos meos!”: (Beni öldürün ama) çemberime dokunmayın!
Ne Galileo’yum ne de Arşimet!...
Tamam!... Bana kızacaksınız ama… Siz ne kadar inkâr etseniz de dünya dönüyor!...
Havadaki sürtünmesi o kadar düşük madenler var ki o madenlerden yapacağın füze, onların yaptığının bin misli hızla gidecek. Sonra havada manyetik bir kalkan gibi açılacak. Onun füzesini, uçağını havada yakalayıp etkisiz hale getirecek. O uçağın maliyeti 100 milyon dolar. Benim söylediğim bu manyetik kalkanın maliyeti ise 500 bin dolar. Onun 100 milyon dolarlık silahını, sen 500 bin dolarla engelleyebilirsin. İşte teknoloji böyle bir şeydir.
Darülelhan : Konservatuvar
Distopya : ütopyanin antitezi. Gelecekteki baskıcı toplum
Münevver : aydın
Kösnül : erotik sehvetli
Lümpen : yoksul sefil
Otacı : eski dilde hekim doktor
tensikat: azaltma , kadrolarda düzenleme (ki bunun sonucu işten çıkarmaya neden
Tenzilat : indirim
Zahir: Tanrı’nın doksan dokuz isminden biri olan zahir, “gözden saklanmayan” demektir.
Elfida : vazgeçilmiş kadın
Aşiyan : kuş yuvası
Menzehe : gezinti yeri
Kol ağası : kıdemli yüzbaşı
1.ferik : korgeneral
Mirluva tuğgeneral
Elan : suanda, henüz
Körler ülkesinde TEK GÖZLÜYÜ kral yaparlar...
İnsan muhabbet duyduğu kişinin kaderinden pay alır. - Osman Nuri Topbaş
İnsan, yaşamında bir kez de olsa kendine şu soruyu sorup yanıtlamalıdır.:
Sahip olduğum her şeyi yitirdiğimde, beni ayakta tutacak olan nedir.?
Matematiği kuvvetli değildi ama çıkarlarını hesaplamasını iyi bilirdi
Heykel yapsak beton yetmez
16.yüzyılda yaşasaydı neşesiyle kilosuyla hürrem sultan olurdu
Eşeğin kulağını kesmekle safkan olmaz.
Aristonun bir sözü vardı bu hayatta ne yaparsan yap ama boş yapma diye 😊
Mide beyinden akıllıdır, kötü bir şey girerse kusar atar, beyin her türlü çöplüğü kabul eder.
Çırak ustayı geçmezse sanat ölür . Talebe hocayı gecmezse ilim ölür
Çırak ustayı geçmezse sanat ölür. Hatalı sollarsa çırak ölür.
"Herkesin hicreti niyet ettiğinedir."
Benim değerlere değer vermeyen bir yapım var, insanların ilgisini ölçü alıyorum.
Soma’yı Aç Bırakırsan Somali’ye Yaptığın Yardımın Anlamı Kalmaz
Ingilizlerin bir sözü var ilk adımı atmak yolun yarısıdır
“Hayat nasıl gidiyor?”
“Yaşayan birine sor.”
Merhaba çıkma ekmek var mı?
Tamam sapka bizim kültüre pek uygun degildi dönemin şartlarında . Ama şapka taktı diye insan dinden çıkar mı? Din bu kadar küçük mü?
Ankara zaman kaybetmek, istanbul zaman kazanmak için vardır.
Aç adam kazanır ac gözlü adam Hiçbir şey kazanamaz
Fars mikrobu diye yalan haberlerle bir ayda otuzbin maske sattılar
Düşmanınla Savaşma! Ret Edemeyeceği Bir Teklif Yap! Savaşmadan da Kazanabilirsin!
Sağlık ve Mutluluk iş yerlerimizde Başlar. Evlerimizde Devam Eder! Öfke Koliklere Yer yok!
Evrende döngüsü olmayan hiçbirşey yok . Su kendisi için akmaz, ağaç kendisi için sallanmaz deniz kendisinicib dalga yaratmaz güneş kendisi için isildamaz. Herşey bir döngü için ve bizde onun bir parcasiyiz
Endişede değil Sevgide Kalın.Endişe Sallanan Sandalye Gibidir.
Sizi meşgul Etmeyi Başarır Ancak Hiçbir Yere Varamazsınız.
O krediyle doğan medyayı bende alırım
Fransa'da demiryolu, havacılık, çöp toplama ve enerji sektörü çalışanları ile öğrenciler tarafından düzenlenen ve 'kara salı' olarak adlandırılan grev ve gösteriler başladı.
Sicak nefes verdiğinde Sahte elmas buğulanır, gerçek elmas parlak kalır
Nefretiniz elektriğe dönüștürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi. ~Nikola Tesla.
Fakat dünya öyle bir dünya ki, bildiklerinin birçoğunu saklamak lazım.
Yüz çirkinliğini gözler sindiriyor da huy çirkinliğini gönül sindiremiyor.
Şakaysa komik değilse daha komik
kesinlikle günde bir galon ayran içiyorlar, yoksa şöyle bir şey yazmak kolay mesele değil:
Tipe bak yaaa korku filminde makyajsız oynar..
Zira bu kitap bir "ekmek arası" ile kıyaslandığında ( konu bakımından) kete vs baklava kıvamında bir durum ortaya çıkıyor.. yani bu ülkede insanlar iddaa oynarak ev gecindiriyor , ne dramlar dönüyor..okuldan atılan bir gencin yaşadığı bu "çiki- çiki bunalım" cidden çok yavan..
Sirkeci'de bitli otellere "palace" denmesi gibi bir şeydir bu.
Insan sadece ele geçiremediklerini sever.
Ne büyük bir arzu ile istediği şeylerden ne küçük sebeplerle nefret ettiğini düşündü.
"tahvil etmek (üçüncü tekil şahıs geniş zaman çekimi tahvil eder)
[1] (') çevirmek
[2] (') değiştirmek
[3] (') dönüştürmek"
"Mademki Türküz; o halde Türk gibi yürür, Türk gibi düşünür, Türk gibi duyarız ve Türk gibi yazarız.”
|Ömer Seyfettin"
"Bozkurt kitabı neden yasaklandı?
Atatürk'ün insani yönlerini ön plana çıkaran ve oldukça sert bir üslûpla yazılmış olan kitabın uzunca bir süre Türkiye'ye sokulması yasaktı. Yasaklı kitap 1955'ten başlayarak birkaç kez Türkçeye çevrilmiştir."
"Korkarım zincirlerini kolye, kafeslerini saray zanneden çağdaş köleler eskiler kadar şanslı da değil. Çünkü, şimdikileri köle olduklarına inandırmak hayli zor."
"Usturlap, gök cisimlerinin özellikle de Güneş'in ve yıldız- ların konumlarının belirlenmesi ve zamanın ölçülmesi ile ilgili problemlerin çözümünde kullanılan astronomik bir alettir."
"Lojman sözcüğü Türkçeye Fransızca "logement" (barınak) kelimesinden geçmiştir.
İnsanlar öylesine basitlerdir ve anlık gereksinimlere öylesine tabilerdir ki, aldatmak isteyen biri aldatılmaya hazır birini daima bulur.
Prens Niccolo Machiavelli
İçimde sakladığım şeyler senin hafıza kartını doldurur birader
trafik işaretleri
Günümüzde trafik işaretlerinin kökeni, Romalıların yoğun karayollarında belirli aralıklarla yerleştirdikleri büyük sütunlar olan kilometre taşlarıdır. Romalılara ait kilometre taşlarının birçoğu bugün hâlâ görülebilir.
19.yy'ın sonlarında bisiklet kullanımındaki artış, temel yön ve mesafeden başka bir ihtiyacın doğmasına sebep oldu.
1957'den 1967'ye kadar grafik tasarımcısı Jock Kinneir ve öğrencisi Margarat Calvert etkili, zarif ve Britanya'da şimdiye kadar gerçekleştirilen en iddialı bilgi tasarımı projelerinden biri olan ve dikkatlice koordine edinmiş harf, renk, şekil ve sembollerden oluşan titiz bir tabela sistemi tasarladılar. Bu sistem, bugün hâlâ kullanılmaktadır.
Ubuntu (Zuluca), insanların birbirlerine bağlılık ve ilişkilerine odaklanan etik ya da hümanist bir felsefedir. Sözcük Güney Afrika'daki Bantu dillerinden gelmektedir. Ubuntu klasik bir Afrika anlayışı olarak görülmektedir. Ubuntu Linux dağıtımı adını bu felsefeden alır.
"Ben, biz olduğumuz zaman benim." sloganı üzerinde şekil alır.
Desmond Tutu, Ubuntu'yu şu şekilde açıklar;
“ Ubuntu'ya inanan bir insan diğerlerine açıktır, diğerlerine olumludur, diğerleri iyi ve yetenekli olduğunda tehdit altında hissetmez, onun daha büyük bir bütünün parçası olduğunu bilmekten gelen bir özgüveni vardır ve diğerleri aşağılandığında, küçük düştüğünde, zulme uğradığında ya da ezildiğinde kendini de aşağılanmış hisseder." „
Ubuntu konusu John Boorman'ın 2004 tarihli filmi Benim Ülkem'in ana konusudur.
Mezopotamya
İlk devletlerin ve yazının ortaya çıktığı bu coğrafyanın tarihini bilmeden, Anadolu ve Türkiye tarihini de anlayamayız.
1. Mezopotamya'da Tarih Öncesi Devirler
Mezopotamya'da tarih öncesi devirler, bir takım bulguların görüldüğü bölgelerin adlarıyla sınıflandırılmıştır. Biz burada ayrıntısına girmeden sadece bu devirlerin adlarını ve kronolojik sıralarını belirteceğiz.
M.Ö. 6000-5600 Hassuna-Samarra Dönemi
M.Ö. 5600-5000 Halaf Dönemi
M.Ö. 5500-4000 Obeyd Dönemi
M.Ö. 4000-3100 Uruk Dönemi
M.Ö. 3100-2900 Cemdet Nasr Dönemi
ADVERTISING
2. Mezopotamya'nın Sınırları
Mezopotamya adıyla söz edilen alan, Fırat ve Dicle içinde ve çevresinde kalan bölgedir. Sınırları genel olarak doğuda Zagros Dağları, batıda Suriye Çölü, kuzeyde Toros Dağları ve Doğu Anadolu, güneyde ise Basra Körfezini kapsamaktadır.
Mezopotamya'da yazın sıcaklıklar 50 dereceyi bulabilir. Kışın ise bunun tam tersine çok soğuktur. Bölgeye yılın 11 ayı yağmur yağmaz. Coğrafyayı iki temel nehir Fırat ve Dicle besleyerek, bölgede tarım yapılmasına olanak sağlar.
3. Sümerler M.Ö. 2900-2350
Sümerlerin esasında Mezopotamya bölgesine sonradan mı geldikleri, yoksa buranın yerli halkı mı oldukları konusu bugün hala soru işaretidir. Birçok tarihçi bölgedeki iki ana nehrin isimlerinin Sümerce olmayışı dolayısıyla, Sümerlerin buraya sonradan geldiklerini savunmaktadırlar. Buna göre, eğer Sümerler yerli bir halk olsa idi bu nehir isimleri Sümerce olmalıydı.
Sümerler esasında M.Ö. 4000'li yıllarda bölgede kent devletleri kurmaya başladılarsa da M.Ö. 2900'lü yıllarda tam bir devlet olarak ortaya çıktılar. M.Ö. 3200'lü yıllarda önce resim özellikli olarak kayıtlar tutmaya başladılar, daha sonra resim karakterleri zamanla yok oldu ve resim yazısı çivi yazısı haline dönüştü. Sümerler, araba tekerleği, saban, çömlekçi çarkı, yelkenli tekne gibi icatlar yaptılar. Dini inanışları ve gelenekleriyle kendilerinden sonra gelen bütün medeniyetlere tesirlerde bulundular.
4. Akkadlar M.Ö. 2350-2150
Akkadlar Mezopotamya topraklarına kuzeyden, geniş zamana yayılan bir göç dalgası ile geldiler. Sümer topraklarına yerleşen bu kavim Sargon adlı birisinin önderliğinde müstakil bir konuma geldi. Akkadlar, Mezopotamya topraklarına yeni bir telakki getirdiler. Bu telakki, ticaret yapmak yerine, daha çok savaşarak ganimet elde etmek, bilinen dünyaya hakim olma isteği ve kadının tamamen ikincil birisi olarak görülmesiydi.
Akkad kralları çok iddialı unvanlar kullandılar. Sargon'un torunu Naram-Sin, kendisini kabartmalarda tanrılara özgü başlıklarla resmettirdi. Akkadlar aynı zamanda, önceki yıl gerçekleşen mühim bir olayın adının, bir sonraki yıla verilmesi mantıklı bir tarihleme sistemi geliştirdiler.
Akkadların kadını dışlayan telakkisi bugün halen doğu toplumlarında mevcuttur.
5. Assur Krallığı M.Ö. 2000-609
Assurlar, Sümerlerden sonra Mezopotamya'nın sahibi diyebileceğimiz büyük bir uygarlıktır. Akkadların kuzeye giden unsurlarının oluşturduğu bu devlet, savaşçı bir toplumdu. Her yıl yaz aylarında mutlaka bir yere sefere çıkarlardı. Seferlerin tek amacı ganimet değildi, insanlar tanrıların emriyle savaşa gittiklerine inanıyorlardı.
Assurlar sanatta ve mimaride birçok yenilikler getirmiş bir uygarlıktır. Assur tarihi birkaç bölümde incelenmektedir.
Eski Assur M.Ö. 2000-1600
Orta Assur M.Ö. 1600-1000
Yeni Assur M.Ö. 1000-609
Yeni Assur dönemine ait kabartmaları ve heykelleri İstanbul Arkeoloji Müzeleri bünyesindeki Eski Şark Eserleri müzesinde inceleyebilirsiniz.
İçeriğin Devamı Aşağıda
6. Eski Babil Krallığı
M.Ö. 1894-1595 arasındaki dönem Eski Babil Krallığı olarak anılır. Bu krallık, ünlü kanun koyucu Hammurabi'nin hükümdarlığını yaptığı uygarlıktır. Esasında Babil ve Assur, Akkadların iki ayrı koludur. Kuzeye ayrılanlar Assur, güneyde kalanlar ise Babil uygarlığını teşkil etmişlerdir.
Eski Babil Uygarlığı, Kiş-Agade kentleri merkez olmak üzere güney Mezopotamya'da konumlamıştır. Devlet, Hammurabi döneminden sonra Akkad ve Sümer mirasını sahiplenerek yükselişe geçmiştir. M.Ö. 1595 yılında, yükselişe geçen Hititler'in Kuzey Suriye seferi sırasında Babil ele geçirilerek uygarlığa son verildi.
Eski Babil Krallığının en büyük mirası, Kral Hammurabi'nin yazdırdığı kanunlardır.
7. Kassitler M.Ö. 1595-1347
Kassitler, Eski Babil Krallığının dağılmasından sonra boşlukta kalan iktidarı doldurmaya çalışmakla ön plana çıkan bir uygarlıktır. Mezopotamya'ya doğudaki dağlardan geldikleri varsayılır. Önceleri işçi olarak çalışırken, güç dengeleri değişince kendi teşkilatlarını kurdular.
Kassitler yazışmalarda Babil dilini kullandıkları için kendi lisanları hakkında bilgi sahibi değiliz.
8. Hurri-Mitanni Devleti M.Ö. 1500-1274
Hurri-Mitanni Devleti, Mezopotamya'nın kuzey topraklarına hükmetmiş bir uygarlıktı. Doğuda Urartular, güneyde Assur ve batıda Geç Hitit Kentleri ile komşuydular. Bu stratejik konumları, Assur ve Anadolu arasında bir köprü görevi görmekle beraber, Assur-Urartu ve Geç Hitit Devletleri arasında bir tampon bölge vazifesini almaktaydı.
Hurri ve Mitanni toplumlarından oluşan bu devlet, 2.bin yılın başlarında bölgede zuhur etmişlerdi. Urartuca ile akraba bir dil konuşuyorlardı. Tarih sahnesinden çekildikten sonra, kültür-sanat, mimari vb. bütün mirasları, başta Assur ve bölgedeki diğer medeniyetlere intikal etti.
9. Yeni Babil (Kalde) Krallığı M.Ö 625-539
Babil Krallığının M.Ö. 1595 yılında Hititler tarafından yıkıldığını yukarıda söylemiştik. Eski çağlarda bir uygarlığın yıkılması demek, halk üzerindeki hakim iktidarın değişmesi demektir. Yani savaşı kaybeden taraf tamamen tarihten silinmez. Bunun yanında, tamamen öldürülerek yeryüzünden silinen kavimler de mevcuttur.
Yeni Babil yani diğer adıyla Kalde krallığı, Nabopolassar adlı krallarının önderliğinde teşkilatlanarak, Medler ve İskitler ile müşterek hareket etti. Assur Krallığının sonunu getiren de işte bu ittifak oldu. Yeni Babil döneminin en ünlü kralı Nabukadnezzar'dır. Babil şehrine önem vererek burayı kutsal bir hale getirdiler. Günümüze bıraktıkları en önemli tarihi eserleri görkemli İştar Kapısı'dır.
10. Pers Egemenliği M.Ö. 538-331
Persler, günümüz İran devleti sınırları içerisinde ortaya çıkmış bir toplumdu. Evvelce, Medya adlı bölgede Medler ile birlikte yaşıyorlardı. Fakat bu düzende Medler üst sınıfı teşkil ederken, Persler daha fazla ezilmekteydi ve bu durumdan memnun değillerdi.
Persler, Kiros adlı birisinin önderliğinde isyan ederek Medleri yıkmayı başardılar. Böylece müstakil bir konuma gelen Persler, Anadolu içlerine doğru yöneldiler. Evvela ekonomisi çok iyi olan Lidya'yı ele geçirdiler. Böylece batı Anadolu'ya egemen olan Persler, Yunan dünyasını tehdit ediyordu. Bu durum da M.Ö. 490-Marathon Muharebesi ile başlayan ve M.Ö. 449'lu yıllara kadar sürecek olan Pers-Yunan savaşlarının öncüsüydü.
Bembeyaz karlar yağdığında açan bir
Nergiz e benziyorsun...!
Kış rüzgarları sallandırıyor bu narinliğini, sana dur, yavaş, koşma, sallanma dediğime bakma sen! Sana yetişemediğimden kendimedir sitemim.
Kış mevsiminin tamamen bittiğini, baharın neşeyle geldiğini simgeleyen nergis çiçekleri en bol haliyle Mart ayının ilk günlerinde görülmeye başlar. Nergis çiçeğini, bahar aylarında sokaklarda görebilirsiniz.
"1828 yılında İstanbul Ermeni Patrikliğinin baskısı ve Ermeniler arasında artan iç çatışmaların sonucu olarak Padişah II. Mahmut tarafından çıkartılan bir fermanla, Ankara ve İstanbul'da yaşayan Katolik Ermeniler, Osmanlı sınırlarında bulunan bölgelere zorunlu olarak göç ettirilmişlerdir."
Hakuna Matata, "Hiç üzülme" ve "Hiç sorun yok" anlamlarına gelen Svahili dilindeki bir deyimdir. Bu deyimi Zanzibar, Tanzanya ve Kenya'da yaşayan halk yaygın olarak kullanmaktadır. Deyim günümüzde tatil köylerinde, otellerde ve turizm sektöründe sıkça kullanılmaktadır. Bu deyimin yaygınlaşmasının en büyük etkenlerinden birisi de Aslan Kral isimli çizgi sinema filminde bu deyimin felsefesinin kullanılmasıdır.
"Başarı tesadüf değildir."
Harekete geçenler için başarı kaçınılmazdır.
"Gece en saf ve en temiz
düşüncelerin atasıdır"
Gerdan sözcüğüne
Bir kuyumcuda da rastlayabilirsin
Bir kasapta da
ağı
organizmaya girdiğinde fizyolojik işlevleri bozan, miktarına göre canlıyı öldürebilen madde.
"Hizmetçi, krala ağı verip öldürmüş"
Benzer:
zehir
çok etkileyici, acı veren.
"Düşündükçe yüreğine ağı gibi bir hüzün doluyordu"
3.
MEC.
çok keskin, çok sert (rüzgâr).
"Dışarda ağı gibi bir yel esiyordu"
4.
MEC.
çok acı (biber vb)."
"DIY, İngilizce bir kısaltmadır. İngilizce olarak "do it yourself" anlamına geliyor."
Yorumlar
Yorum Gönder