deneme 4

"Zaman içinde de kısaltılarak (dil biliminde ellipse adı verilen olay) mısır adını almıştır. Ayrıca Anadolu'da mısır en çok Doğu Karadeniz bölgesinde ekildiğinden ve Karadeniz bölgesine mısırı Laz denizciler yaydığından dolayı mısıra "Laz otu" ya da kısaca "lazut/lazot" da deniyordu."
 
Gözleriniz ducati kadar güzel 
Seveninin R6 kadar çok 
Sesiniz H2R gibi gür 
Gücünüz hayabusa gibi olsun 
E cumanız da mübarek olsun

Batı medeniyetini belli ülkeler taşımış 
15yy Portekiz 
16yy İspanya 
17yy Hollanda Fransa 
Daha sonra ingilitere günümüzde Amerika taşıyor 

Bu topraklardan heriflik gitti. Kurumsal bir şekilde, devlet eliyle Türk erkeğinin elinden heriflik alındı.

CHP den tüm dinazorlar gitmediği sürece CHP nin halka umut olması mümkün değildir.

Ben lise kalitesinde üniversitelerin toptan kapatılması veya meslek lisesine dönüştürülmesi taraftarıyım.

İttihat ve Terakki Fransız ihtilalinin yüzüncü yılında kurulmaya başlandı . Başta nizam ve Terakki demişler sonra bakmışlar imparatorluk parçalanıyor İttihat ve Terakki olsun demişler. Estonyadaki reval görüşmelerinde imparatorluğu parçalama planları üzerine itc etkinliğini arttırdı 

Bulgarlar Türklere zulüm yaptığında onlarin türk olduğunu kabul etmiyordu. Onlar müslüman Bulgarlar diyordu . İdil bulgarlarini kastediyor

Abdülhamid’in biletini Türk erkekleri kesmişti, Abdülhamidcilerin biletini de Türk kızları kesiyor. 
Tebrikler kızlar! Yüzümüzü güldürdünüz. Türk Milleti’nin çehresi öyle Afgan-Paki-Arap karışımı bir çöl yanığına dönmeyecek. Tertemiz parlayacak.

kısıra domates ve salatalık koyanları tck 309’dan yargılamalıyız

"Kış uykusuna yatan en bilinen hayvanlar;
Ayı
Yarasa
Sincap
Kirpi
Yer sincabı
Dağ sıçanı
Fındık faresi
Kurbağa"

 
Meşguliyetten iyi tedavi yok. Bir hedefe yönelik sistemli şekilde çalışınca zihninizdeki olumsuz fikir, endişe ve kötü düşünceler azalarak bitiyor. Bir yazarın dediği gibi: “sıkılmıyorum, çünkü sıkılmaya vakit bulamıyorum.” Eyleme geçince iyi hissetmek bonus paket olarak geliyor.

"Boşanmanın mümkün olmadığı ülke Filipinler'de boşanma yasallaştırılmaya çalışılıyor
Vatikan haricinde boşanmanın yasak olduğu tek ülke Filipinler'de, Temsilciler Meclisi boşanmayı yasalaştırmayı öngören tasarıyı kabul etti. Tasarı şimdi Senato'da görüşülecek"

Bir grup İttihatçı ve ilişkili insanı sıralayıp, bugünün terör eylemi aklanamaz. Öyle ki, Enver Paşa bizzat başçılık ettiği Basmacıların eylemlerinden dahi rahatsız olmuş, buna dair mektuplar yazmıştı. Festival basıp sivilleri canlı kalkan olarak kullanan tiplerle Türk direnişçileri kıyaslanamaz bile.

Sayılan direnişçilerin direnebilmesinin bir nedeni vardı: Türk modernleşmesinin neferleri, Trablusgarp'tan Türkistan'a birçok coğrafyada hürriyet ve istiklal ateşi tutuşturdular. Bazı yerlerde közlendi, küllendi ve söndü. Bazı yerlerde harlandı. Harlandığı yer Türkiye'dir, Türkiye de laik demokratik hukuk devleti oldu. Bir vizyon ve bir ruh, her şeyden evvel bir milli kimlik vardı onlarda - Araplarda bu olmadı.

İttihatçı ağın Türkistan'daki uzantılarından etkilenenler yıllar sonra Türkiye'ye gelip ziyaret ettiler. Atatürk'ün el uzattığı Afgan Kralı, tahttan indirilmesine rağmen cenazesine geldi. Ulan hepsinden önce Abdülmecid'in yardım gönderdiği İrlanda'nın futbol takımları armalarına ay yıldız koydular. 

İttihatçı ağın güneydeki faaliyetleriyse Araplarla birlik değil, Araplara rağmen yahut Araplara karşı gerçekleşti. Ne sevgi gördük, ne vefa. Onların "hürriyet" mücadelesi İngilizlerle işbirliği yapmak ve başlarının üstüne çıkardıkları kanı ve vicdanı cevhersiz kan emicilerin zenginliğine zenginlik katmaktı. Nihayet tasarlanmış bayraklar altında, tasarlanmış sınırlar içinde bölündüler ve yönetildiler. 

Bu arada, Ali Şefik Özdemir Bey'in mezarı kayıtlarda vardı, fakat fiilen bilinmiyordu. Yazdığım bir şiirdeki "Çağır Özdemir'e, elbet duyulur" dizesinden sonra Gaziantepli bir Türk milliyetçisinin aklına düştü, uzun çabalar sonra mezarı buldu, ihya edilmesini ve şehir etkinliklerinde yer almasını sağladı. Bütün bunlar olurken Davutoğlu Başbakandı ve Milli Mücadele kahramanlarının mezarına sahip çıkmayı bırak, "Ben ki bir Türk'üm unutmam Caber'i" dizesine ilham olan Mezar-ı Türk'ü, asırlardır Anadolu Türklüğünün bu diyara vurduğu mührün sembolik mabedi olmuş kümbetimizi kaçırmakla meşguldü. 

Kendilerine ister el-Kassam tugayları desinler, ister Allah'ın oğulları desinler, terörist teröristtir ve bizim kahramanlarımızla birlikte anılmaları geçmişimize sövmekle eşdeğerdir.

Almanya'nın Nitelikli Göçmen İşçi Alımı yasası meclisten geçti. Üniversite diploması, meslek eğitimi belgesi ve iki yıllık iş deneyimi olanlar, Almanya'ya okumaya gidenler iş bulup çalışabilecek. Bu kişiler daha sonra ailesini, anne babasını ve hatta eşinin anne babasını da yanına alabilecek.

Feyzullah Hocayev 
Faizulla Khodzhaev  (1896-1938) - Sovyet partisi ve devlet adamı. Faizulla Khodzhaev,  1896'da Buhara'da bir tüccar ailesinde doğdu. 1913'te Cedid hareketine katıldı. 1916-1920'de   Faizulla Khodjaev  , emirin devrilmesini savunan Genç Buharan Partisi'nin liderlerinden biriydi. Khodzhaev, Özbek SSC'nin bir parçası olana kadar Buhara Halk Sovyet Cumhuriyeti hükümetine Halk Nazirleri Konseyi Başkanı olarak (Eylül 1920 - Aralık 1924) başkanlık etti. 17 Şubat 1925'te Özbek SSC I. Sovyetler Kurucu Kongresi'nin kararıyla Özbek SSC Halk Komiserleri Konseyi Başkanı ve Merkez Yürütme Komitesi Başkanlığı üyeliği onaylandı. Özbek SSR. Fayzulla Khodjaev'in Buhara'nın eski kesiminde bulunan  ev müzesi -  XIX yüzyılın çarpıcı bir mimarisi örneği . Ev, Faizulla'nın Rusya, Almanya ve diğer ülkelerle ticaret yapan bir tüccar olan babası Ubaydulla Khodzhaev tarafından yaptırılmıştır. Evin toplam alanı üç hektardır. Erkek yarı ve dişi yarıdan oluşur. Evin balkonları ve oturma odaları  ahşap oymacılığın ve tablonun muhteşem örnekleriyle dekore edilmiştir . Diğer zengin evlerde olduğu gibi, binalar üç avlu etrafında yer alır:  sai-khanakh  veya kalıcı,  misafirler için tashkari  ve   aile için ichkari .

ittihatçılar ölür ittihatçılık ölmez
itc'nin parolasıdır.

100 yıl sonra dahi siyasal islamcı'nın, kürtçü'nün, pontusçu'nun ve kısacası, türk ırkına zararlı her fikrin korkusudur.

büyük fikirler, aktivist entellektüeller, halk ayaklanmaları ve devrimler çağının özüne uygun bir slogandır. danton veya troçki olsa altına imzasını atardı.

"o monark bu meclise gelecek, bu anayasayı öpecek"
130 yıldır ölmedi 130 yıl daha ölmeyecek.

bugünün türkiye'sinde zayıflamış gibi görünse de ittihatçılık devletin her kritik noktasına, türlü müesses nizamına işlemiş, adeta genetik kodlamasına yerleşmiştir.

nitekim enver paşa'nın kahramanca şehadetinin üzerinden 97 sene geçti ama yakılan ateş hala sönmedi.
rumeli; vatanımın diğer yarısı

(bkz: kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet)

Turan'ı kuracak yiğit arkadaşlara söylüyorum. Azerbaycan'ı İran'dan, Sibirya'yı Ruslardan, Doğu Türkistan'ı Çin'den,alacaksınız ya?

Hazır yola çıkmışken Başakşehir'i Afgan ve Faslılardan, Esenyurt'u Araplardan, Fatih ve Aksaray'ı Suriyeli, Yemenli, Afrikalı ve Iraklılardan da alın bir zahmet.

Demokrasinin en birincil şartı birey olmaktır. Bizim gibi kollektif toplumlarda batının demokrasisi uymaz 

Dünyanın hiçbir yerinde beş milyon kişi entegre olmaz, çünkü çok büyük bir kitle. Kendi içlerinde toplumdan bağımsız bir şekilde yaşayabilirler.

Hele ki Türkiye'de hükümetin onlara tanıdığı bir sürü imtiyaz varken...

Kendi ticaretlerini kurabilirler, kendi okullarında okuyabilirler, Türkçe bile öğrenmeden kendi doktorlarına gidebilirler, kendi manavlarında alışveriş yapabilirler...

Elbette, hatta atom bombası yedikten sonra İmparatorun rütbesinin Tanrı’dan Yarı-Tanrı’ya düştüğünü de biliyoruz. Yine de hem uzak hem de gündemimizde yer işgal bir ülke olmadığından, Japon sistemini bilmiyorum. Yargılayacak kadar bilgi sahibi değilim.

İnsanları daha uzağa taşıyan güçlerin en önemlilerinden biri her zaman, hızlı zenginliğe duyulan, aslında nefret edilesi bu tamahkârlık olmuştur. Fenike gemilerine denizleri aşırtan işte bu hırstı, konkistadorları cezbedip hiç bilinmeyen kıtalara gelmelerini sağlayan da.

Kendisiyleydi tüm derdi, ne kişiliği farkındaydı bunun, ne de ruhu.

Dünyada bir kültür savaşı var. Bu kültür savaşının cephelerinden birisi, ulusal imaj ve marka. Ruler of Tamag şarkısı aslında güzel bir vaka analizi oldu: Büsbütün "Türk" mitolojiden beslenen şarkı sözleri, yapay zeka tarafından Arap klibiyle sunuldu. 

Türkler kendilerine ayrıksı bir konumlandırma belirlemek zorundalar. Zaten ayrılar ve başkalar, ancak konumlandırma git gide Araplarla aynı kefeye kayıyor. Bu, ülkende üretilen ürüne bakıştan, turizme, kamu diplomasisinden siber savaşa birçok alanda seni zor durumda bırakacak bir iş. 

Fakat bizim bir fırsatımız var: Yurt dışındaki yeni Türk kolonisi. Bu insanlar eliyle arzu ettiğimiz Türk imajını yayabiliriz. Bunu, mesela, kısmen İranlılar yapmıştı. Benzerini @KongreDernegi olarak örgütlemeye çalışacağız. Ama söylemek zorundayım ki akıllı insanların yönettiği ülkelerde bunu doğrudan istihbarat kurumları ve hariciye yapar. Devlet imkanlarıyla ulusal imaj inşa edilir. Bizdeki "Turkey - Discover the Potential" faciasını düşündükçe devlet uzak durursa daha başarılı oluruz diyor insan.

Bütün Müslümanlık dünyasının gerileme ve çökme
sebebi “Gâvur” değil, “softa”dır.

Sen ancak sloganlarla düşünebilen bir ortalama zekalısın. İlkokulda ortalamaydın, şimdi ortalamasın, gelecekte de ortalama kalacaksın. Kafamızı siktiğinle kalıp gebereceksin.

Benim içtiğim purolar için acaba kaç kız iki büklüm olmak zorunda kaldı?

Sömürgecilikle medeniyet arasında uçsuz bucaksız bir mesafe vardır. Sömürgeci, vicdanını yatıştırmak için diğer insanı bir hayvan gibi görme eğilimi içine girer, kendini ona hayvan gibi davranmaya alıştırır ve nesnel olarak bizzat kendisi bir hayvana dönüşür… Aime Cesaire

Her köle özgürlüğün hayalini kurmaz. Mutlak bir tahakküm altında geçen bir kaç yılın ardından, bağımsız olarak var olmak neredeyse imkansız görünmeye başlar.-Hellie

Türkiye ehl-i sünnet vel cemaat, abdestinde, namazında müslümanlardan ibaret değildir. Hatta bu kitle %5'i geçmez. TR'ye halkının çoğunluğu kendini müslüman sanan bir tür tek tanrıcıdır. Fazla ayet-hadis bilmez, öğrense kabul etmez, İslamda bunların olmadığını iddia eder.

Siz Bim makarna üretmese makarna bile yiyemeyecek, 64 liralık tavuğu arada bir 53 liraya düşürmese protein alamayacak bir milletsiniz
En güzel mahsulünüz olan pastırmayı senede bir misafirlikte iftariyelik koymasalar tadını bilmezsiniz.
Sağlıklı yaşam senin neyine a vitaminsiz.

"Uyuyan insani uyandırmak kolaydır. Ama uyuyor numarası yapanı asla uyandıramazsınız." O yüzden boşuna yormayin kendinizi derim(!)

Canlıların doğası üremektir. İnsanın doğası da, çocuk yetiştirmektir. Annelik ve babalık doğal olan gerçektir. Elbette, bu kişisel bir tercih. Ama hem doğal yaşamı savunur görünüp, hem de doğanın en büyük ilkesini reddetmek, büyük çelişki.

Bektaşilik ile alevilik farkı sonradan Bektaşi olabilirsin. Alevilikte dededen babadan oluyor genelde . Bektaşilik dünyada arnavutlukta genelde yaşanıyor . Yüzde kırkı Bektaşi. Balkanlar da da Bektaşilik hakim 

Mısır halkı Hz Musa'ya seslenir !!
“Sen haklısın Musa! Ama karnımızı Firavun doyuruyor”

Ülkenin turizm başkentinde, gelişmekte olan ülkeler için ''bacasız sanayi'' tanımı yapılan sektörün tam kalbinde, malın mülkün 1/5'ini yabancılara peşkeş çekmişiz. Ver mehteri.

Seçilmiş olduklarını iddia eden milletler
Tanrı'nın "seçkin halkı" olduğunuza inandığınızda, kendinizi "Tanrı'nın görevlileri" sayacağınız için artık O'nun adına her şeyi yapabilirsiniz.

• Meselâ bir zamanlar Fransızlar kendilerini Gesta Dei par Francos/Fransızlar Tanrı'nın ddia e gören elidir, diye görüyorlardı. O yüzden onlar Haçlılara dönüştüler.

•"Kutsal Rusya" ise, Yahudi katliamlarının Rusya'sıdır.

• "Sıkı Katolik" kralların İspanya'sı da, Engizisyonun ve Amerikan Yerli Halklarının soykırımının İspanya'sıdır.

• Got mit uns/Tanrı bizimledir sloganı, Hitler ve Auschwitz Almanya'sından önce Bismarck'in Almanyasının sloganıdır. 

•Kardinal Spellman da, Vietnam'a gönderilen askerî birliklere "Siz İsa'nın askerlerisiniz!" diye sesleniyordu.

•1972'de, "ayrımcılığın” vahşi ırkçılığıyla ünlü Güney Afrika'nın Başbakanı Vorster de "Bizler Tanrı'nın özel bir görevle görevlendirilmiş halkı olduğumuzu unutmayalim!109 diye ilân ediyordu.
...
 •Su katılmamış sömürgeci gelenekte her zaman meşrulaştırma gerekçesi olarak kullanılan bu "üstünlük, meselâ Rudyard Kipling'in "beyaz adamın yükü"nden bahsettiği anlamda, içinde istıraplı bir sorumluluğun ve can yakıcı bir fedakârlığın bulunduğu bir üstünlük olarak gösterilir.

Seçilmiş halk fikri, tarih açısından çocuksu bir iddiadır, zira bütün halklar yazdıkları kitaplarda, kendilerini seçilmişlik imtiyazına sahip kimseler olarak göregelmişlerdir. Öyleyse niçin sadece tek bir halkın kitabında yazılana inanılsın ki? Seçilmiş halk fikri, siyasî açıdan cânice bir iddiadır, zira bu fikir saldırganlıkları, yayılmacı hareketleri ve tahakkümleri her zaman kutsayagelmiştir.


Tabiki eşitlik olmalı ama kadını erkeklestirmek yada erkeği kadinlastirmaya karşıyım

Meritokraside ekonomi bilgisi olmayan bir damat halkın büyük çoğunluğu istese bile ekonominin başına getirilmez
Demokrasinin işleyebilir olması için. Halkın iyi bir eğitim alması gerekir 
Meritokraside işlemesi için büyük otoriteler gerekir . Her büyük otorite yozlaşmaya mahkumdur . Ne büyükse o kadar hızlı yozlasir 

Bir Türk şimdi 13.YY yani 800 yıl önce Yunus Emre'nin söylediklerini anlıyor ama bir İngiliz 13.YY da söylenenleri şimdi anlayamıyor. Çünkü o zamanlar İngilizler Latince ve daha sonra Norman Fransızcası ile anlaşıyordu. İngilizceye anca 1362 yılında kavuştular.

Çünkü: İngilizler kendi dilleri olan Cermen dilini ve harflerini terk etmedikleri için okuyabiliyorlar. Ecdatta kendi harflerinin yerine Arapların harflerini kullanmasaydı,100 yıl öncesini değil, tarihi kadar önceki yazıları okuyabilirdi.

Nejdet Sançar ölünce Atsız: “Nejdet Sançar öldü demek, Türkçülük cephesi en iyi savaşan tümenini kaybetti demektir.” demişti. 

Soru şu..!
Türkler , neden 1500, 2500 , 5000 yıl önce Taşlara bile yazılmış yazısını okuyamıyor .!
Ve Osmanlı 1850 li yıllarda neden yazı dilini değiştirmeyi tartışıyordu .?
Ve Osmanlının son dönemlerinde bile Dinlerini bile ezbere Öğreniyor idi insanlar .?
Ve neden Köylerinde okul yoktu memleketin ..!
Ve neden Amerikan kolejleri var iken Osmanlı topraklarında yerli milli okullar yoktu

1950'lerde şekerin zararlı olduğu tezini ortaya atan John Yudkin. Yahudi.

Adam hayatında hiç antrikotu duymamış tavuğu yaşamak sanıyor

Servet dağılımındaki dengeyi ölçen Gini katsayısı 0 ile 1 arasındadır. Sıfıra yaklaşan rakamlar servetin dengeli dağıldığını gösterir. Bire yaklaşıyorsa dağılım çok bozuktur. Türkiyenin Gini katsayısı 0.76 'dır. Sonuç; 1) Pastayı büyüteceğiz, 2) Dengeli paylaşımı sağlayacağız.

Yobazlıkta;
SOLCULAR > ŞERİATÇILAR

"“Onları yaratan Allah, milletin yanı büyüsün diye özümü de kağanlığa yüceltti. Ben de milletimin aşkıyla dinlenmeden günler, uyumadan geceler geçirdim. Kardeşim Kül Tigin ile beraber ölesiye çalıştım. Milletimin rahatını, emniyetini düşündüm. Emrim altındaki büyük ordularla yirmi dört savaşa girdim. İkbal her yerde yârim, talih her yanda yaverim oldu. Emelime ulaştım. Can çekişen milletleri dirilttim. Çıplakları giydirdim. Yoksulları zengin ettim.16 Azlık kavimleri çoğalttım. Köleleri köle, cariyeleri cariye sahibi eyledim. Dört taraftaki hasımları serdim, ezdim, düşmansız bir kağan oldum. Karşı koydum.” 

Murat Bardakçı; 
"Balkan Savaşları öncesi orduda silah yok, 30 sene donanma kitlenmiş (Haliç) ,kara ordusunda maaşlar ödenmemiştir..."
Prof .Dr. Erhan Afyoncu ;
"Balkan Harbinde 600 bin şehit verdik , 40 günde tüm balkanları kaybettik ."Balkan Harbinden önce 33 sene ülkeyi yöneten ve orduyu perişan hale getiren ise 2. Abdülhamid'tir .
Alınan borçlarla saraylar yapılırken ordu ihmal edilmiştir. Ordu 30 sene ihmal edilince hezimet kaçınılmaz olmuştur.
Donanma olmadığından 12 Adaları da kaybettik .
2. Abdülhamid döneminde Türkiye'nin iki katı 1.6 milyon km kare toprak kaybedilmiştir. Aynı 2. Abdülhamid , tarih cellatları tarafından TRT dizilerinde kahraman ilan edilmişti.

Bence çocuk psikolojisindeki ekollerin bir çoğu katı geçerliliklerini yitirmiştir. Şimdiler de uyaran çeşitleri, uyaran sayıları, yetiştirilen aile ortamları, değişmiş toplum yapısı ve eğitim çeşitliliği özellikle teknolojinin çocuklar üzerinde ki inanılmaz etkisi varken.

Evet, toplumun ve emeklilik sisteminin çökmemesi için en az 2+ çocuk şart.

Muazzam bir adamla muazzam bir yolculuğa çıkıyorum 4 gün boyunca ne kadar yarak kurek olay varsa başa gelebilir.

Fazla olan yönlerinizi törpülemediğiniz sürece hayat sizin için hep çok yorucu olacaktır. Fazla empati gibi, fazla hassaslık gibi… Neyin fazlasına sahipseniz o size yük olur…

Sınırdaki mayınların temizlendiği yılda Türkiye’ye istilacı akını başlamadan bir sene önceki attığı tweete bakın. Bunlar saf ya da akılsız değiller bunlar her şeyi bilinçli yaptılar. İstedikleri toplum dönüşümünü sağlayamayınca uyguladıkları demografik suikast ülkeyi bugüne getirdi. Kendi siyasi ideolojilerine uygun bir halk yaratamadılar ama ithal ettiler. Muhalefet de öküz gibi seyretti. Tıpkı bir öküz gibi.

"Talat Paşa Suikastı, 15 Mart 1921'de eski Osmanlı sadrazamı ve İttihat ve Terrakinin kurucularından Talat Paşa'nın Berlin'de Ermeni öğrenci Soğomon Tehliryan tarafından yapılan suikast sonucu öldürülmesidir. Duruşması sırasında Tehliryan, "Bir adam öldürdüm ama katil değilim" dedi ve jüri kararıyla beraat etti."

Türkler şair millettir. Türk edebiyatı kudretlidir, en zelil zamanlarımızda bile, komutan çıkaramadık, bilim insanı çıkaramadık, hatta düşünür bile çıkaramadık ama büyük şairler çıkardık. 

İçinde, cumhuriyetimizin dirilttiği, belirginliğini ve belirleyiciliğini artırdığı kadim Türk sembolleri geçmeliydi - en başta bozkurtumuz. Meydan okumalıydı, zira cumhuriyet hem Batı'nın tepeden bakan "cakası"na, hem Doğu'nun kendine sefaleti layık gören teslimiyetine bir meydan okumadır. 

Bu bakış açısı çok açtı ufkumu. 
Bir şeyi deneyip başarınca mutlu oluyorsunuz. Yok yapamadınız mı? Elinizden geleni ortaya koydunuz da olmadı mı?
En azından cesur adım attım diye kendinize saygı duyuyorsunuz.
Ve artık kapanıyor o pencere. Kazandığınız deneyim de cabası.

Bilginize, Türkiye’den başka hiçbir ülke bu tür bir iddiayı dillendirmiyor. İsrailliler dahi ‘Biz satın aldık’ iddiasında bulunmuyor.

İkinci konu, Yaser Arafat veya Mahmut Abbas neden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımadı/ tanımıyor diye soruyorsunuz, bunu iki cevabı var, 1. Filistin bir ülke değil, ne KKTC’yi ne de başka ülkeleri tanımıyor, 2. Hiçbir Türk cumhuriyeti- T.C.’den İHA, SİHA ve askeri destek alan Azerbaycan dahil- KKTC’yi tanımıyor (Türkiye’nin çok yardımını gören Ukrayna da buna dahil). Ama- ne hikmetse- bu ve benzeri sorular o ülkelere hiç sorulmuyor.

Hiç kimse satılmış bir toprak için ruhunu bu şekilde feda etmez, yanlış mı düşünüyorum...?

“Denedim ama başaramadım” cümlesi “keşke deneseydim”den çok daha az acı vericidir. Sırf bu yüzden bile risk alıp eyleme geçmeye değer.

Ülkeyi yönetenler Türk'ten nefret ediyor. Türk'e yağmurlu havada bir yudum su vermiyor. Türk'ten nefret ettiği için dünyanın dört bir yanından kaçak getirtiyorlar. Türk'ü bilerek isteyerek fakir bırakıp, malını mülkünü elinden aldılar. Türk'ün işini elinden alıp başka araba, aceme, afrikalıya verdiler. Türk ev tutamasın diye, Türk araba alamasın diye piyasanın içinden geçtiler vs. İşin daha kötü tarafı yarın seçim olsa bu adamlar en az % 60 oy alacak. Bu ülkenin insanı din diye diye kafayı yemiş artık.

Özsaygısı yüksek kimseler başkalarının sınırlarına saygı gösteriyor, çabalarına değer veriyor, hatalarına anlayış gösteriyor. Özdeğer sorunu olanlar ise sürekli başkalarını aşağılayarak vasat konumunu bir tık daha yukarıda göstermeye çalışıyor. Sahte çan eğrisi & curve sistemi.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de Yaşayan Zenciler

Müşür Nedir, Ne İşe Yarar?

Hükümetler Tarafından Gerçekleştirilen Tarihin En Büyük Altın Soygunları