deneme 67


Kutsal Roma İmparatorluğu
Avrupa'da 962-1806 yılları arasında hüküm sürmüş bir devletçikler bütünü
Kutsal Roma Germen İmparatorluğu, 962-1806 yılları arasında 844 yıl boyunca Orta Avrupa'da hüküm sürmüş bir monarşi. Alman Krallığı temelinde olsa da, aslında bir devletçikler bütünüdür. Daha doğrusu imparatorluk toprakları tek bir hanedanın malı değildi. Ülke toprakları birçok federal hanedanlık tarafından yönetiliyordu. Kutsal Roma İmparatorluğu'nu oluşturan bu hanedanlıklar şunlardı: 

Habsburg Hanedanı (Avusturya, Bohemya ve İspanya Kolu)
Hohenzollern Hanedanı (Brandenburg ve Frankonya Kolu)
Wettin Hanedanı (Albrecht ve Ernst Kolu)
Wittelsbach Hanedanı (Bavyera ve Pfalz Kolu
Oldenburg Hanedanı (Danimarka ve Holstein-Gottorp) Kolu
Kutsal Roma İmparatorluğu
Sacrum Imperium Romanum (Latince)
Heiliges Römisches Reich (Almanca)
962-1806

1430-1806 civarında imparatorluk bayrağı

Arma (15. yüzyıl tasarımı)

Kutsal Roma İmparatorluğu 13. yüzyılın başlarından ortalarına kadar en geniş topraklarına sahipti (yaklaşık 1200 - yaklaşık 1250)
Başkent
Roma
(de jure)
Aachen
(800-1562)
Palermo
(1194-1254)
Innsbruck
(1508-1519)
Viyana
(yaklaşık 1550'ler-1583, 1612-1806)
Frankfurt
(1562-1806)
Prag
(1583-1612)
Regensburg
(1594-1806)
Wetzlar
(1689-1806)
Yaygın dil(ler)
Almanca
Resmî din
Katolik Kilisesi (11. yüzyıl-1806)
Lütercilik (1555-1806)
Kalvinizm (1648-1806)
Hükûmet
Konfederal feodal seçimli monarşi
İmparator
 
• 962-973
I. Otto (ilk)
• 1792-1806
II. Franz (son)

1648 yılında Kutsal Roma Germen İmparatorluğu'nun sınırları
Ayrıca İmparatorlukta bu hanedan topraklarının dışında İsveç ve Kilise Eyaletleri toprakları ile özel statüye sahip bâzı İmparatorluk kentleri de vardı. İmparatorluğun idarî yapısı böyleydi ama Kutsal Roma İmparatorları sadece Habsburg Hanedanı'ndan seçilmekteydi.

Orta Çağ'daki imparatorları antik Roma İmparatorluğu'nun geleneklerini taşıdıklarını iddia etseler de imparatorluğun birçok vatandaşı Almanlardan oluşuyordu ve imparatorluk, modern Almanya ve Avusturya'nın habercisiydi. Geniş yetkili hanedanlıkla yönetilen imparatorluk olarak kurulmasına rağmen devlet, sonunda küçük devletlerin ve şehir devletlerinin gevşek konfederasyonuna dönüştü.

I. Otto 962'de Alman Kralı olarak taç giymiş, fakat bazı tarihçiler tarafından ilk Kutsal Roma İmparatoru olarak kabul edilir (Almanca: Römisch-Deutscher Kaiser). İlk Roma imparatoru unvanı ise Şarlman tarafından kullanılmıştır. Otto, ülkenin Karolenj Hanedanı'ndan olmayan ilk imparatoruydu.[1]

Son Kutsal Roma imparatoru, Napolyon Savaşları sırasında tahtından ferâgat eden ve İmparatorluğu fesheden İkinci Franz'dır.

İmparatorluğun sınırları tarih boyunca değişikliklere uğradı. En güçlü döneminde imparatorluk bugünkü Almanya, Avusturya, İsviçre, Lihtenştayn, Lüksemburg, Çekya, Slovenya, Belçika, Hollanda toprakları ile Polonya, Fransa ve İtalya topraklarının bir bölümünü kapsıyordu. Tarihinin büyük bir bölümünde imparatorluk yüzlerce küçük krallığı, prensliği, dükalığı, kontluğu ve şehir devletini hâkimiyeti altına almıştır.

Kökeni
Değiştir
Orta Çağ Roma İmparatorluğu'yla bağlantılı olan sacrum ("kutsal" anlamında) terimi, 1157'den itibaren I. Friedrich tarafından kullanılmaya başlanmıştır.[2] 1157 öncesinde bölge sadece Roma İmparatorluğu bölgesi olarak anılmaktaydı.

1512'de Köln emperyal yasama organının bir kararnamesi ile imparatorluğun ismi resmen Alman Milletinin Kutsal İmparatorluğu'na (Almanca: Heiliges Römisches Reich Deutscher Nation, Latince: Imperium Romanum Sacrum Nationis Germanicæ) çevrildi.[3]

Kutsal Roma İmparatorluğu, adını Roma İmparatorluğu'ndan aldı ve onun devamı olarak düşünüldü. Bu düşünce translatio imperii olarak adlandırılan Orta Çağ anlayışına dayanır.

Fransız Aydınlanmacı yazar Voltaire alaycı bir şekilde şöyle yazar: "Bu kendine Kutsal Roma İmparatorluğu diyen ve demeye de devam eden yığın, hiçbir şekilde ne kutsal, ne Roma, ne de bir imparatorluk." [4]

Tarihçe
Değiştir
VIII. yüzyıldan 1806'ya uzanan Avrupa İmparatorluğu 476'da Batı Roma İmparatorluğu'nun son bulmasından sonra Hristiyan dünyasındaki biricik laik yüksek önder olarak Konstantinopolis'teki (İstanbul) Doğu Roma İmparatoru kaldı. Oysa Rum olan imparator Latinler ve Cermenler'den oluşan Batı halkları için bir yabancıydı. Bu dönemde Batı dünyasında imparatorluk geleneği henüz oldukça canlıydı. Düzeni sağlayacak, iyi bir yönetim kuracak ve İspanya'yı fetheden Müslüman Arapları yenilgiye uğratacak güçte bir İmparator arayışı güçlüydü. Öte yandan Doğu Kilisesi'nin ayrılmasından sonra Papalar, çok sayıdaki düşmanlarına karşı kendilerini koruyacak ve ruhânî güçlerini savunmalarına yardımcı olacak güçlü bir prensin desteğine ve bağlaşıklığına gereksinim duyuyorlardı. Bu niteliklere en uygun aday olarak Şarlman, 800'de Papa III. Leo tarafından imparator ilan edildi. Arnulf'un 899 yılındaki ölümüne dek imparatorluk tacı Karolenjler'de kaldı.

900 yıllarından sonra Almanya, İtalya ve Fransa'da bir alt-üstlük dönemi yaşandı. Doğmakta olan feodal soylular, krallara karşı savaşıma giriştiler. Bu arada Macar ve Norman kabileleri Batı devletlerini yıkıma uğrattı. Bu süreçte Almanya ve İtalya'da otorite I. Otto tarafından sağlandı ve 962'de Papa tarafından kendisine imparatorluk tacı verildi. I. Otto'da Alman ve İtalyan feodal soylarına karşı savaşım yürütmek için, feodal hiyerarşi içinde yeni yeni yer almaya başlayan ruhbanların desteğine gereksinim duyuyordu. Böylece Katolik dünyasında bir yandan dünyevî bir önder olarak imparator, öte yandan manevî önder olarak papa belirginleşti. Bu durum Kutsal Roma İmparatorluğu'nun doğuşunu sağladı. İmparator Almanya, İtalya, Macaristan, Fransa, İngiltere ve İspanya'da en yüksek otorite olma, hatta Papalığa egemen olma iddiasını taşıyordu. Ancak imparatorlar bu arzularını hiçbir zaman gerçekleştiremediler. Bir yandan Papalığın, öte yandan Alman ve İtalyan feodal beylerinin ve nihayet Fransa, İngiltere ve Macaristan krallarının direnişleriyle karşılaştılar. Bu çerçevede imparatorluk hiçbir zaman sağlam ve süreğen merkezî kurumlara sahip olamadı. Almanya ve İtalya çok sayıda küçük feodal egemenliğe bölünmüş durumdaydı. Vasallar, imparatorun mutlak otoritesini kabul etmiyorlardı. Onlara göre imparatorluğun egemenleri hükümdar değildi; süzerenleri, feodalitenin en yüksek önderiydi, yani kendilerinin de içinde yer aldığı feodal hiyerarşinin en üstünde yer alıyordu. Kendileri üzerinde imparatorun hiçbir fiili kuvvetini tanımıyorlardı. Nitekim her önemli adımın atılışında imparator, imparatorluk kurulunda bir araya gelen vasalların görüşünü almak durumundaydı. Aynı süreçte Papalar da imparatorların üstünlüğüne karşı çıktılar. Nitekim başlangıçta imparatorlar Kilise üzerinde egemenlik kurmuşken XI. yüzyıldan başlayarak Papalar, Hristiyan dünyasının en üst önderleri olduklarını ileri sürdüler. Öte yandan değişik halklar da kendi milliyetlerinden bir kral çevresinde birleşiyorlardı. Bütün bunlar alt alta geldiğinde aşağı Orta Çağ tarihi, imparatorlar, vasallar, Papalar ve değişik milliyetlerden halklar arasında bir mücadeleler tarihi olarak belirir. Bu mücadelelerde ne imparatorlar, ne de Papalar Hristiyan dünyasında kesin üstünlük sağlayabildiler. Mücadele, XVI. yüzyıl reformlarıyla Katolik imparator ile Protestanlığı kabul eden Alman prenslikleri arasındaki bölünme sonucu imparatorluğun zayıflamasıyla sonuçlandı. İmparatorluk bir dizi çatışma içine girdi. Bu çatışmaların en önemlisi Otuz Yıl Savaşları'dır. 1618-1648 arasındaki dönemde Almanya'nın yıpranması sonucu İmparatorluk, imparatorun biçimsel otoritesi altında toplanmış yarı-bağımsız devletler topluluğu durumuna geldi.

XVI. yüzyılın başına dek lider Alman prensliği tarafından Alman kralı olarak seçilen kişiye tacını Papa taktı. Papa tarafından taç giydirilmemiş ilk kral I. Maximillian (hükümdarlık dönemi 1493-1519) oldu. Ancak onu izleyen Şarlken'e 1530'da taç, Papa tarafından takıldı. Bu gelenek Şarlken'den sonraki savaş döneminde terk edildi. XV. yüzyıl başlarında başlayarak İmparatorluk unvânı ve Alman krallığı, şeklen seçimler yapılmakla birlikte veraset yoluyla aktarıldı. 1804'te I. Napolyon Kutsal Roma Cermen İmparatoluğu'nun geleneksel üstünlüğüne son verip kendini imparator ilan edince son imparator II. Franz, 1806'da Kutsal Roma İmparatoru ünvânından vazgeçip yalnızca Avusturya İmparatoru unvanını aldı. Böylece bin yıllık Kutsal Roma İmparatorluğu resmen son buldu.[5]

Erken Orta Çağ
Değiştir
Karolenj dönemi
Değiştir
Galya'daki Roma gücü 5. yüzyılda azaldıkça, yerel Germen kabileleri kontrolü ele geçirdi.[6][7] 5. yüzyılın sonlarında ve 6. yüzyılın başlarında, Clovis I ve halefleri yönetimindeki Merovenjler, Kuzey Galya ve Orta Ren Nehri vadisi bölgesinin kontrolünü ele geçirmek için Frank kabilelerini konsolide etti ve diğerleri üzerindeki hegemonyasını genişletti.[8][9] Ancak 8. yüzyılın ortalarına doğru Merovenjler kuklalara indirgendi ve Charles Martel liderliğindeki Karolenjler fiili bir devlet oldular.[10] 751'de Martel'in oğlu Pepin, Frankların Kralı oldu ve daha sonra Papa'nın onayını aldı.[11][12] Karolenjliler Papalık ile yakın bir ittifak sürdüreceklerdi.[13]

768'de Pepin'in oğlu Charlemagne, Frankların Kralı oldu ve krallığın kapsamlı bir genişlemesine başladı. Sonunda günümüz Fransa, Almanya, kuzey İtalya, Aşağı Ülkeler ve ötesini birleştirdi ve Frank krallığını Papalık topraklarına bağladı.[14][15] 797'de Doğu Roma İmparatoru VI. Konstantin, kendisini İmparatoriçe ilan eden annesi İrini tarafından tahttan indirildi. Latin Kilisesi, Hristiyan âleminin başı olarak yalnızca erkek bir Roma İmparatoru gördüğünden, Papa III Leo, Konstantinopolis Patriği ile istişare dışında, onur için yeni bir aday aradı.[16][17]

Bu, papalığın gerileyen Bizans İmparatorluğu'ndan Carolingian Francia'nın yeni gücüne yönelmesinin simgesi olarak görülebilir. Charlemagne, Renovatio imperii Romanorum ("Roma İmparatorluğu'nun yenilenmesi") formülünü benimsedi. 802'de Irini, I. Nikephoros tarafından devrildi ve sürgüne gönderildi ve bundan böyle iki Roma İmparatoru vardı.

Charlemagne 814'te öldükten sonra imparatorluk tacı oğlu Dindar Louis'e geçti. Louis'in 840 yılında ölümü üzerine, onun eş hükümdarı olan oğlu Lothair'e geçti. Bu noktada Charlemagne toprakları birkaç bölgeye ayrıldı (bkz. Verdun Antlaşması, Prüm Antlaşması, Meerssen Antlaşması ve Ribemont Antlaşması) ve dokuzuncu yüzyılın sonlarında İmparator unvanı Karolenjliler tarafından tartışıldı. Batı Frank Krallığı veya Batı Francia ve Doğu Frank Krallığı veya Doğu Francia hükümdarları, ilk olarak batı kralı (Kel Charles) ve daha sonra İmparatorluğu kısaca yeniden bir araya getiren ve ödülü alan Şişman Charles.[18] Dokuzuncu yüzyılda, Charlemagne ve halefleri, Karolenj Rönesansı olarak bilinen entelektüel canlanmayı desteklediler. Mortimer Chambers gibi bazıları  Karolenj Rönesansının müteakip rönesansları mümkün kıldığını düşünüyorlar (onuncu yüzyılın başlarında canlanma zaten azalmış olsa da).[19][20]

Charles'ın ölümünden sonra, 888'de Karolenj İmparatorluğu dağıldı ve bir daha asla restore edilmedi. Prüm'den Regino'ya göre, krallığın parçaları "krallar kustu" ve her bir kısım "kendi bağırsaklarından" bir krallık seçti.

Zamanın bu noktasında, papa tarafından imparator olarak taç giyenler yalnızca İtalya'daki bölgeleri kontrol ediyordu. Bu tür son imparator, 924'te ölen İtalya'nın I. Berengar'ıydı.

Karolenj Sonrası Doğu Frank Krallığı
Değiştir
900 civarında, Doğu Francia'nın özerk kök düklükleri (Frankonia, Bavyera, Swabia, Saksonya ve Lotharingia) yeniden ortaya çıktı. Karolenj kralı Çocuk Louis 911'de sorunsuz bir şekilde öldükten sonra, Doğu Francia, krallığı ele geçirmek için Batı Francia'nın Karolenj hükümdarına başvurmadı, bunun yerine düklerden biri olan Conrad of Franconia'yı Rex Francorum Orientalium olarak seçti.[21] Ölüm döşeğinde, Conrad tacı, Fritzlar Diyetinde kral seçilen başlıca rakibi Saksonya'lı Henry the Fowler'a (h. 919-36) verdi.[22] Henry, baskın Macarlarla bir ateşkes yaptı ve 933'te Riade Savaşı'nda onlara karşı ilk zaferini kazandı.[23]

Kutsal Roma İmparatorluğu'nun oluşumu
Değiştir
951'de Otto, İtalya'nın dul kraliçesi Adelaide'nin yardımına geldi, düşmanlarını yendi, onunla evlendi ve İtalya'nın kontrolünü ele geçirdi.[24] 955'te Otto, Lechfeld Savaşı'nda Macarlara karşı kesin bir zafer kazandı.[25] Otto, Papa XII. Otto'nun İmparator olarak taç giyme töreni, Alman krallarını, translatio imperii kavramı aracılığıyla Şarlman İmparatorluğu'nun halefleri olarak belirledi., aynı zamanda kendilerini Antik Roma'nın halefleri olarak görmelerini sağladı. Büyük Otto'nun saltanatı ile başlayan sanatın çiçeklenmesi, merkezi Almanya'da olan ama aynı zamanda Kuzey İtalya ve Fransa'da da gerçekleşen Otton Rönesansı olarak bilinir.[26][27]

Otto, büyük imparatorluk kiliselerini ve onların temsilcilerini imparatorluk hizmetine bağlayan ve böylece "Almanya için istikrarlı ve uzun ömürlü bir çerçeve" sağlayan, genellikle "Reich'in Otton kilise sistemi" olarak adlandırılan imparatorluk kilise sistemini yarattı.[28][29] Otton dönemi boyunca, imparatorluk kadınları siyasi ve dini meselelerde önemli bir rol oynadılar, genellikle dini lider ve danışman, naip veya yardımcı hükümdar olarak işlevlerini birleştirdiler, özellikle Matilda of Ringelheim, Eadgyth, İtalya'nın Adelaide'si, Theophanu, Quedlinburg'lu Matilda önemli rol oynayanlardandır.[30][31][32][33]

963'te Otto, mevcut Papa XII. Bu, özellikle Otto'nun oğlu II. Otto'nun (taht. 967–83) imparator Romanorum unvanını benimsemesinden sonra, Konstantinopolis'teki Doğu İmparatoru ile olan çatışmayı da yeniledi. Yine de II. Otto, Bizans prensesi Theophanu ile evlendiğinde doğuyla evlilik bağları kurdu.[34] Oğulları III. Otto, sadece üç yaşında tahta çıktı ve 994'te reşit olana kadar bir güç mücadelesine ve bir dizi naipliklere maruz kaldı. O zamana kadar Almanya'da kaldı, devrik bir dük olan Crescentius II Roma'yı yönetti.

996'da III. Otto, kuzeni V. Gregory'yi ilk Alman Papa olarak atadı.[35] Bir yabancı papa ve yabancı papalık memurları, II. Crescentius tarafından isyana yönlendirilen Roma soyluları tarafından şüpheyle görüldü. III. Otto'nun eski akıl hocası Antipope John XVI, Kutsal Roma İmparatoru şehri ele geçirene kadar Roma'yı elinde tuttu.[36]

Otto 1002'de genç yaşta öldü ve yerine Almanya'ya odaklanan kuzeni II. Heinrich geçti.[37] Otto III'ün (ve akıl hocası Papa Sylvester'ın) diplomatik faaliyetleri, Avrupa'nın farklı bölgelerinde Latin kültürünün Hristiyanlaştırılması ve yayılmasıyla çakıştı ve bunu kolaylaştırdı.[38][39] Yeni bir milletler grubunu (Slav) Avrupa çerçevesine aldılar ve bazılarının dediği gibi, imparatorlukları "bir milletler ailesi üzerinde Bizans benzeri bir başkanlık, merkezde papa ve imparator üzerinde yoğunlaştı.[40][41][42][43] Otto'nun erken ölümü, saltanatını "büyük ölçüde gerçekleşmemiş potansiyelin hikayesi" haline getirdi.[44][45]

II. Heinrich 1024'te öldü ve Salian hanedanının ilki olan II. Conrad, ancak dükler ve soylular arasındaki bazı tartışmalardan sonra kral seçildi. Bu grup sonunda Seçmenler Koleji'ne dönüştü.

Kutsal Roma İmparatorluğu sonunda dört krallıktan oluşuyordu. krallıklar vardı:

Alman Krallığı (962'den beri imparatorluğun bir parçası),
İtalya Krallığı (962'den 1801'e kadar),
Bohemya Krallığı (1002'den Bohemya Dükalığı olarak ve 1198'de krallığa yükseltildi),
Burgonya Krallığı (1032'den 1378'e kadar),
Orta Çağ
Değiştir
Yatırım Tartışması
Değiştir
Krallar genellikle idari işlerde piskoposlar kullandılar ve çoğu zaman dini görevlere kimin atanacağını belirlediler.  Cluniac Reformlarının ardından, bu müdahale Papalık tarafından giderek uygunsuz olarak görüldü. Reformcu Papa Gregory VII, bu tür uygulamalara karşı çıkmaya kararlıydı, bu da Roma Kralı ve Kutsal Roma İmparatoru IV. Heinrich'i sinirlendirdi.[46] IV. Heinrich, Papa'nın müdahalesini reddetti ve piskoposlarını, kraliyet adı "Papa Gregory VII" yerine "Hildebrand" adıyla hitap ettiği ünlü Papa'yı aforoz etmeye ikna etti.[47] Papa da kralı aforoz etti, tahttan indirildiğini ilan etti ve Henry'ye yapılan sadakat yeminlerini feshetti.[48] Kral, neredeyse hiçbir siyasi destekle karşılaşmadı ve 1077'de ünlü Canossa Yürüyüşü'nü yapmak zorunda kaldı [49], bu sayede aşağılanma pahasına aforozun kaldırılmasını sağladı. Bu arada, Alman prensleri başka bir kral, Swabia'lı Rudolf'u seçmişti.[50]

Henry, Rudolf'u yenmeyi başardı, ancak daha sonra daha fazla ayaklanma, yenilenen aforoz ve hatta oğullarının isyanıyla karşı karşıya kaldı. Ölümünden sonra, ikinci oğlu V. Heinrich, 1122 Concordat of Worms'ta Papa ve piskoposlarla bir anlaşmaya vardı.[51] İmparatorluğun siyasi gücü korundu, ancak çatışma, özellikle Kilise ile ilgili olarak hükümdarın gücünün sınırlarını gösterdi ve kralın daha önce sahip olduğu kutsal statüden mahrum kaldı. Papa ve Alman prensleri, imparatorluğun siyasi sisteminde önemli oyuncular olarak ortaya çıkmıştı.

Ostsiedlung
Değiştir
Ostsiedlung'un bir sonucu olarak, Orta Avrupa'nın daha az nüfuslu bölgeleri (yani günümüz Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ndeki seyrek nüfuslu sınır bölgeleri) önemli sayıda Almanca konuşan kişi aldı. Silezya, yerel Piast düklerinin Polonya Tacı'ndan özerklik istemesi sonucunda Kutsal Roma İmparatorluğu'nun bir parçası oldu.[52] 12. yüzyılın sonlarından itibaren, Pomeranya Dükalığı Kutsal Roma İmparatorluğu'nun [53] egemenliği altındaydı ve Cermen Düzeni'nin fetihleri bu bölgeyi Almanca konuşulan hale getirdi.[54]

Hohenstaufen hanedanı
Değiştir
Salian hanedanı 1125'te V. Henry'nin ölümüyle sona erdiğinde, prensler bir sonraki akrabayı değil, orta derecede güçlü ama zaten yaşlı olan Saksonya Dükü Lothair'i seçmeyi seçtiler. 1137'de öldüğünde, prensler yeniden kraliyet gücünü kontrol etmeyi amaçladılar; buna göre Lothair'in gözde varisi, damadı Welf ailesinin Gururu Henry'yi değil, Hohenstaufen ailesinden Conrad III, İmparator IV. Henry'nin torunu ve dolayısıyla İmparator Henry V'nin yeğeni olarak seçtiler. iki ev arasında bir asırlık çekişme. Conrad, Welfleri mülklerinden uzaklaştırdı, ancak 1152'de ölümünden sonra yeğeni I. Friedrich "Barbarossa"onun yerine geçti ve Welf'lerle barışarak kuzeni Aslan Henry'yi -azalmış da olsa- mülklerine geri verdi.

Hohenstaufen yöneticileri , Frederich'in düklerden daha güvenilir olacağını umduğu, eskiden özgür olmayan askerler olan bakanlara giderek daha fazla toprak ödünç verdi. Başlangıçta esas olarak savaş hizmetleri için kullanılan bu yeni insan sınıfı , emperyal gücün bir başka temeli olan sonraki şövalyelerin temelini oluşturacaktı. Roncaglia'daki bir diğer önemli anayasal hareket, tüm imparatorluk için yeni bir barış mekanizması olan Landfrieden'in kurulmasıydı ve ilk emperyal mekanizma 1103'te Mainz'de IV . Henry altında yayınlandı.[55][56]

Bu, birçok dük ve diğer insanlar arasındaki özel kan davalarını ortadan kaldırma ve imparatorun astlarını, modern " hukukun üstünlüğü " kavramının öncüsü olan bir yargı yetkisi ve cezai fiillerin kamu kovuşturması için yasal bir sisteme bağlama girişimiydi . Dönemin bir başka yeni konsepti de İmparator ve yerel dükler tarafından sistematik olarak yeni şehirler kurulmasıydı. Bunlar kısmen nüfustaki patlamanın bir sonucuydu; ekonomik gücü de stratejik noktalarda yoğunlaştırdılar. Bundan önce, şehirle

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkiye'de Yaşayan Zenciler

Müşür Nedir, Ne İşe Yarar?

Hükümetler Tarafından Gerçekleştirilen Tarihin En Büyük Altın Soygunları